Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kanada'nın Azerbaycan'a atanan Büyükelçisi Kevin Hamilton'un güven mektubunu kabul ettiği görüşmede, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki normalleşme süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Aliyev, barış anlaşmasının temel şartının Ermenistan anayasasının değiştirilmesi olduğunu vurguladı.
Aliyev, Azerbaycan topraklarının Ermenistan işgali sırasında etnik temizlik, soykırım ve yıkıma maruz kaldığını belirtti. O dönemde çatışmanın çözümü için büyük çaba sarf ettiklerini ancak BM Güvenlik Konseyi'nin üç daimi üyesinin çatışmaya çözüm sağlamak istemediğini söyledi. Aliyev, bu ülkelerin Ermenistan'ın gerçekleştirdiği işgalin kalıcı olmasını istediklerini ve AGİT Minsk grubu ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.
Arabulucusuz Sürecin Başarısı
Aliyev, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinde arabulucular olmadan daha iyi sonuçlar aldıklarını belirtti. Sınırların belirlenmesi konusunda anlaşmaya varabildiklerini ve barış anlaşmasının henüz imzalanmamış olmasına rağmen, sürecin başarıyla devam ettiğini söyledi.
Barış Anlaşmasının Ana Maddeleri
Barış anlaşmasının metni üzerinde hızlı ilerlediklerini belirten Aliyev, ana maddeleri birkaç ay içinde sonuçlandırabileceklerini düşündüğünü ifade etti. Ermenistan'ın anayasayı değiştirmesi durumunda barış anlaşmasının gerçekleşeceğini vurguladı.
Ermenistan Anayasasının Değiştirilmesi
Aliyev, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki esaslı müzakerelerin Aralık ayından itibaren başladığını ve bu süreçte Karabağ meselesinin barış anlaşmasına dahil edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Ermenistan anayasasında Azerbaycan'a karşı toprak iddialarının yer aldığını ve bu değişmeden barış anlaşmasının imzalanmayacağını söyledi.
Geri Dönüş Hakkı
Karabağ Ermenileri'nin geri dönmesi konusuna da değinen Aliyev, Ermenistan'da yaşayan "Batı Azerbaycan Topluluğu" temsilcilerinin de geri dönüş hakkının sağlanması gerektiğini belirtti. Azerbaycan halkının 1988 yılında Ermenistan topraklarından etnik olarak temizlendiğini ve oradaki maddi, kültürel mirasın yok edildiğini ifade etti.