Türkiye'nin ilk kadın hukuku uzmanı, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği eski Genel Başkanı Nazan Moroğlu'na dönük saldırılara Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Genel Merkezi’nden tepki geldi. TÜKD Genel Başkanı Meral Güler, şubeler ve genel merkez adına bir açıklama yaptı.
Kadına Yönelik Saldırılara Karşı Tepki
Meral Güler Genel Başkanı TÜKD GMYK ve Şubeler Adına yaptığı açıklamada; "Uzun yıllardır Cumhuriyet değerlerine ve laikliğe olan inancıyla toplumu aydınlatma misyonunu üstlenmiş, kadın hakları ve insan hakları savunucusu, laik ve özgür düşüncenin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, her alanda eşitlik ve özgürlük mücadelesini sürdürmüş, hayatını bu değerlere adamış bir Cumhuriyet kadını; Nazan Moroğlu, dini bağnazlığın kara sesinin tehdit ve saldırılarına maruz kaldı. “Kadını birey olarak gören laik esasa dayalı Medeni Kanunumuza” sahip çıkan önceki Genel Başkanımız Nazan Moroğlu’na yönelik saldırı, kadının toplumsal olarak “ataerkil aile” yapısı içinde hapsedilerek denetim altında tutulabilmesini amaçlayanların başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmaz beyhude çabalarının sonuncusudur. Kadının, nasıl davranacağını, ne yapacağını, nerede susacağını, nerede ve nasıl güleceğini, nasıl giyineceğini, nasıl örtüneceğini ona neyin yasak, neyin günah olduğunu emreden kuralları koyma çabası içinde olan ahlak gardiyanlarından birisinin bu kez kadınların laik bir düzende yaşamalarının teminatı olan Medeni Kanunumuzu ve onu savunanları hedefine koymasının, dini kurallara dayalı yeni bir medeni kanun arayışını dillendirmekte olanlara zemin hazırlama çabasının bir parçası olduğu dikkatlerimizden kaçmamaktadır. Kadına yönelik şiddeti önlemekle yükümlü olanlar, şiddeti, toplumsal ve sosyal nedenleriyle birlikte inceleyerek çözüm aramak yerine, şiddetin kaynağında laiklik ve çağdaşlaşma çabalarının varlığını ileri sürmekte, bilinçli bir çarpıtma girişimiyle kadın hareketi öncülerini kamuoyunun hedefine koymaktadır. Bu tür mesnetsiz suçlamalar, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini baltalamaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir. Bu nedenle tüm bireyleri, kurumları ve yargı mekanizmalarını hukuki ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Laiklik, kadınların insan hakları çerçevesinde özgürce yaşamlarını sürdürmesi için bir güvencedir ve toplumun barış içinde ilerlemesi açısından hayati önem taşımaktadır. Kadına, çocuğa vahşet boyutuna varan şiddeti Cumhuriyetin temel değerlerine bir saldırı bahanesi olarak gören bu zihniyeti kınıyor ve Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine sahip çıkan, kadınları ve laik Cumhuriyeti savunan herkesi Medeni Kanunumuza ve Nazan Moroğlu’na sahip çıkmaya çağırıyoruz. 8 Ekim 2024"