Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden
Güngör, ülkemizdeki hayvancılık sektörünün her geçen gün daha da kötüye
gittiğini söyledi. Akdeniz GERÇEK’e konuşan Güngör, hayvancılık işletmelerinin
en büyük giderinin yem giderleri olduğunu belirterek, “ Yem giderleri
hayvancılığın bazı dallarında toplam işletme giderlerinin yüzde 70’ine kadar
ulaşmaktadır. Ülkemizde 1950’li yıllardan itibaren tarıma açılmış olan çayır ve
meralar 40 milyon hektardan 12 milyon hektara düşmüştür. Mevcut meralar hayvan
varlığımızın kaba yem ihtiyacını karşılayacak durumda değildir. Hayvancılığı
gelişmiş ülkelerde kaba yem ihtiyacının yüzde 80-90’ı çayır meralardan
karşılanırken, ülkemizde bu oran nadas alanları dahil yüzde 38’dir. Ülkemizde
büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı sürekli azalmaktadır. Yıllar boyu izlenen
hükümet politikaları çiftçiliği ortadan kaldırıcı, tarımın şirketleşmesine
hizmet edici, kırdan kente göçü tetikleyici politikalardır” dedi.
İTHALAT ÜRETİCİYİ
BİTİRDİ
Hayvan ithalatının rekor seviyede olduğunu da hatırlatan
Güngör, “2017 yılında 896 bin baş sığır ithal edildi buna 1milyar 160 milyon
dolar döviz ödendi. 2018 yılı ocak-mayıs ayında 567 bin sığır ithal edildi buna
da 678 bin dolar para ödendi.2013-2018 mayıs ayı sonu itibariyle2 milyon 800
bin baş sığır ithal edildi bunlara toplam olarak 3 milyar 36 milyon dolar döviz
ödedik. Ağırlıklı olarak sığır ithalatını Uruguay, Brezilya ve Macaristan
yapmaktayız. Koyun da ise 2017 de 262 bin baş ithal etmişiz 34 bin 584 dolar
ödemişiz,2018 yılında (ocak-mayıs) 225 bin baş koyun ithal etmişiz 30 bin 605
dolar ödemişiz. 2013-2018 mayıs sonu itibariyle 601 bin 018 baş koyun ithal
etmişiz buna da toplam 83 bin 568 dolar döviz ödemişiz. Koyun ithalatını ise
Avustralya ve Estonya’dan yapıyoruz. Bu ithalatlar, hem üreticiyi zor durumda
bırakmış hem de et fiyatları düşmemiştir. Türkiye’de büyükbaş et üretiminde
kesilen etin payı 2017 yılında yüzde 87,8 iken küçükbaş etin payı yüzde 12’de
kalmıştır.2017 de toplam büyükbaş sayısı 16 milyon civarındadır. Bunun 3 milyon
609 bini kesilmektedir. Küçükbaş da ise 2017 de 44 milyon civarında olan küçükbaş
hayvan varlığımızın 7,3 milyonu kesilmektedir” diye konuştu.
ET FİYATLARI
DÜŞMEZ
Mevcut sığır sayısının yüzde 36’sının, koyun sayısının ise
yüzde 97’sinin düşük verimli yerli ırklardan oluştuğunu da kaydeden Özden
sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayvancılığın ıslahına gerekli önem verilmediğinden
dolayı verimlilik oldukça düşüktür. Yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki
dengesizlik mevcuttur. Yem fiyatlarının pahalılığı yüzünden üretim yapamaz hale
gelen hayvancılık işletmelerinde, ürün fiyatlarına paralel yem fiyatı
uygulanmasının yapılmasının hiç şüphesiz maliyetlerini düşürerek daha ucuza
üretim yapmalarına imkan sağlayacaktır. Hayvan hastalıkları ile mücadele yetersizdir.
Pazarlama zincirinin uzunluğu ve örgütlenme yetersizdir. Üretici Birlikleri ticari
faaliyetler yapmak yerine hayvancılığın önündeki sorunları giderecek çözümlere
odaklanmalıdır. Üretici birlikleri çiftçinin eğitilmesi, AR-GE faaliyetlerinin
yapılması, ihracata yönelik çeşitlerin geliştirilmesi, kalitenin
geliştirilmesi, piyasa araştırmaları promosyon gibi faaliyetlere yönelmelidir. Canlı
hayvandan yeme ve üretimde kullanılan girdilere kadar yurt dışına bağımlı olan
Türkiye'de, enflasyon yüzde 15 iken yemdeki artış yüzde 43, mazotta yüzde 30,
gübrede yüzde 45, dolarda yüzde 34, Euro’da yüzde 36 ise bırakın et fiyatının
gerilemesini yerinde tutmak dahi mümkün olmaz.” Kubilay ELDEMİRCİ