Antalya Valisi olarak görev yaptığı yıllarda kentin simgesi olan Karaalioğlu Parkı ile birlikte AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Türel döneminde yıkılan İnönü İlkokulu, Kız Enstitüsü ve Doğumevi Hastanesi’ni yaptıran Haşim İşcan’ın adını taşıyan Antalya’nın en eski mahallesi kaderine terk edildi.
“BU MAHALLENİN İKİ YÜZÜ VAR”
Sit alanında bulunduğu için çivi bile çakılamayan mahallenin viraneden farksız olduğunu belirten Haşim İşcan Mahallesi Muhtarı Halil Ay, “ “Mahallenin iki yüzü var. Ön tarafında turistler geziyor, arka sokaklarında esrarcılar geziyor. Mahallenin iki yüzü var. Mademki koruma altında neden düzenlemiyorlar. Bir belediye başkanının, başbakanın evi bu şekilde virane bir halde olsa, o zaman ‘sit alanı koruma altında’ mı diyecekler” şeklinde konuşuyor..
Eski yapılar nedeniyle sit alanı ilan edilen mahalle yıkık virane yapılarıyla ışıltılı sokakların arkasından sessizliğini koruyor Haşim İşcan Mahallesi... Muhtar Halil Ay, mahallelinin bu virane görüntüler ve bu oturulamayacak kadar eski evlerden düşen inşaat malzemelerinin tehlike arz etmesi, madde bağımlılarının mekanına dönüşmesi nedeniyle şikayetçi olduklarını aktardı.
Haşim İşcan Mahallesi Muhtarı Halil Ay, “Mahallemiz Antalya’nın ilk mahallelerinden ve bakıma muhtaç bir mahalle. 80 yaşında biri yere düşse kaldırılmaya ihtiyacı olur, onun gibi bizim de kaldırılmaya ihtiyacımız var” dedi.
Bin 400 seçmenli küçük bir mahalle olduğunu belirten Ay, “Bizim isteğimiz bu mahallenin bir an önce ayağa kaldırılması. İnsanlar bu sokaklardan yürüyemiyor. Yıkık, çöp evlerimiz var. Yetkililerin buralara bakıp incelemeler yapıp bize kazandırmaları gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi’ne Haşim İşcan Mahallesi için bildirimde bulunduk, belediyelerin ilgisini ve yardımlarına ihtiyacımız var” diye konuştu.
Çocukluğunun bu mahallede geçtiğini vurgulayan Muhtar Halil Ay, daha önceden de birçok kez yetkilerle görüşüldüğünü ancak bir sonuç alınamadığını kendisinin de yeni seçilen bir muhtar olarak elinden geleni yapmak istediğini kaydetti.
Haşim İşcan Mahallesi’nin Kaleiçi gibi tarihi bir alan olduğunu, turizm açısından da öneminin bulunduğunu vurgulayan Muhtar Ay, “Burası da Kaleiçi gibi koruma altında, sit alanı olduğundan bir çivi bile çakılamıyor. Bir şeyler yaptırılacağı zamanda önü kesiliyor. Bütün mahalle artık buranın sit alanından da çıkarılmasını istiyor. İnsanlar evlerine hiç bir müdahalede bulunamıyor. Mahalleye, insanlara yazık tek isteğimiz mahallenin ayağa kaldırılması” dedi.
Mahallede yıkık virane evlerin sahiplerinin Ankara’da, İstanbul’da yaşadıklarını yatırım olarak aldıklarını tahmin ettiğini belirten Halil Al, “Bu yıkık evlerden insanların kafasına kiremit düşüyor. Hastaneye biz götürüyoruz. Vatandaş şikayet etse kime edecek ev sahibini bulmak lazım onu nerden bulacaksın. Bu mahalle sakinleri mağdur. Burası bir sanat merkezi, kültürel merkez olacak kadar güzel ve kıymetli bir alan eğer düzenlenirse Haşim İşcan’a da herkes koşarak gelir” diye aktardı.
Ay, mahallenin iyi yüzü olduğunu belirterek “Burası öyle bir yer ki ön tarafta turistler geziyor, arka sokağında esrarcılar geziyor. Mademki koruma altında neden düzenlemiyorlar. Bir belediye başkanının, başbakanın evi bu şekilde virane bir halde olsa, o zaman ‘sit alanı koruma altında’ mı diyecekler. Hayır, saniyesinde yaparlar düzenlerler. Bu iş biraz kulak ardı olmuş bence ilgisizlik başka bir durum yok” dedi.
Haşim İşcan Mahallesi sakinlerinden Mustafa Yıldız: “Buralar, sit alanı olarak ilan edildi. Buna karşıyım çünkü tamamen görüntüleri virane. Ya bunlara iyi bir bakım yapılması lazım ya da koruma kararının iptal edilmesi lazım. Antalya’nın eski bölgelerinde özellikle kış günleri yağmurda, rüzgarda sokaktan geçmek imkansız oluyor” dedi.
Mahalle Sakini Kerim Altındiş; “Çocukluğunda beri bu mahalledeyim. Yüz ev varsa, 30 tanesi yıkık dökük. Bu mahalleye hiç yakışmıyor hoş bir görüntü değil. Buraya turistte geliyor. Görsel açıdan, emniyet açısından hoş görüntüler değil mahallemize ilgi alaka bekliyoruz” diye konuştu.
Haşim İşcan kimdir ?
Antalya’nın ilk mimarı rahmetli Tarık Akıltopu, anılarında şöyle anlatır Haşim İşcan’ı :
“O seneler İkinci dünya Savaşı seneleri, Haşim İşçan Antalya’da vali. Savaş haberlerini Üçkapılar’daki kahvenin radyosundan dinliyorduk. Türkiye’nin her yerinde ekmek karneye bağlanmıştı. Antalya bu konuda şanslıydı. Ekmek de un da boldu. Haşim İşcan savaş yıllarına rağmen Antalya’da imar hareketlerini başlattı. Antalya’yı Güzelleştirme Derneği diye bir dernek kurdu. Bu işin başına senelerce Antalya’da Özel İdare Müdürlüğü yapmış olan Muharrem Önal’ı getirdi. O zaman gaz, benzin, otomobil lastiği, demir, çimento satan tüccarlara bunları tahsis ederken, güzelleştirme derneğine bağış topladı. Haşim İşcan Bursa’ya giderken sağ kolu Muharrem Önal’ı da yanında götürdü. Antalya’ya sayısız hizmetler yapmış bu muhterem insanın bugün bir sokakta bile ismi yok. Evet Haşim bey kolları sıvadı, Mimar Necmi Ateş’e Karaalioğlu Parkı’nı yaptırdı. Atatürk Caddesi’ni genişletip, kalelerin dibinden geçen suyu yolun ortasından geçirdi. Elektrik donatımlarıyla hem parkı hem Atatürk caddesini süsledi. Ali Çetinkaya caddesi üzerinde İnönü İlkokulu’nu, Kız Enstitüsü’nü, Doğum Evi Hastanesi’ni ve şimdiki Merkez Bankası’nın olduğu yerde tek katlı Şehir Kütüphanesi’ni inşaa ettirdi. Ve Konyaaltı Caddesini islah edip etrafındaki araziyi parselletip üzerine10-11 bin liraya mal olan tek katlı villalar inşaa ettirdi. O zamanlar Haşim İşcan’ın güzelleştirme kampanyasına bağışta bulunan Bahçelievler’de villa sahibi olan tüccarların çocukları, torunları bugün ihya oldular”
MÜHÜBE DEMİRBAŞ