İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 90 şüpheli İstanbul Emniyeti'nde ifade verdi. 121 sayfa ifade veren İmamoğlu’nun ifadesi 4 saat 15 dakika sürdü. İmamoğlu kendisine sorulan 36 soruya, “Bu soruyu muhatap almıyorum” diye cevap verdi.İfadesi tamamlanan Ekrem İmamoğlu emniyetteki sorgusu ve cevabı şu şekilde:
-“Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?” sorusuna İmamoğlu “Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum” dedi.
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihaleler ve sonuçları ile ilgili soruya İmamoğlu " İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve geçmişteki belediye başkanları rahmetli Kadir Topbaş, sayın Ali Müfit Gürtuna ve sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil geçmiş tüm belediye başkanlığı yapmış olan şahıslar başkan olduğu dönemlerde benim gibi ne ihalelere katılır ne de imza atar ne de sonuçlarını takip etmeye vakti vardır” dedi.
- Gözaltına alınan kişilerin fotoğrafı gösterildi, tanıyıp tanımadığı soruldu. İmamoğlu “Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir” dedi.
-İmamoğlu, “Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihindeki en yüksek üç oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulmasını halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum. Bu sebeple bu açıklamayı yapıyorum. Devamında soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim olmakla birlikte gerekli gördüklerime de yanıt vereceğim” dedi.
- HTS kayıtlarında bazı şüphelilerle ortak baz kayıtları olduğu ve bunun nedeni soruldu. İmamoğlu, “İkametim o tarihlerde Beylikdüzü’nde olduğu için oralarda baz vermem normaldir” dedi. Murat Ongun, Fatih Keleş, Murat Kapki ve Eyüp Subaşı ile de ortak baz kaydı olduğu söylenen İmamoğlu bunun sebebi soruldu. İmamoğlu bu soruya da, “Belediye Başkanı olduğum için hizmet sebebiyle gün içinde İstanbul’un birçok semtinde kamu görevini yapmam itibariyle sürekli hareket halindeyim. Bu sebeple farklı ilçelerde farklı saatlerde bulunabilirim. Soruyu anlamlandıramadım” dedi.
- İfadenize ekleyeceğiniz başka bir husus var mı sorusuna İmamoğlu " Gözaltına alındığım saatlerden, ifadeyi verdiğim şu ana kadar hissettiklerimden ifade anında sorulan sorulardan sonra kendimi; milletimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına çok daha kötü hissettiğimi ifade etmek isterim. Türkiye'nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibariyle Türkiye'nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür. Bilgi edindiğim kadarıyla ekonomiye yüksek etkisi, insanlarımızın umutsuzluğunun büyümesi ve özellikle gençlerin feryatla yapılan kötü muameleye tepkisiyle sonuçlanmıştır. Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler. Ben şahsen sadece kendi savunmamı yapmayacağım aynı zamanda bu hazırlığı yapan, bu suç isnatını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum. Benim hayat idealim tam da bu uygulamaların karşısında milletimizin adil bir ortamda yaşamını sürdürmesi mücadelesidir. Bu mücadele şu an itibariyle milyon kat artmıştır. Yapacak çok işimiz var. Önce adalet, sonra demokrasi ve bu kavramlarla güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti sürecinin Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına kazandırmak olacaktır. Kimsenin hakkının yenmediği hukuk sisteminin en üst seviyede adil olduğu, gençlerin umutlu olduğu, liyakatli bir yönetişim modelinin kamuda var olduğu bir gelecek için koşullar ne olursa olsun çalışmaya devam edeceğim. Bütün bunların olabilmesi için de bana düşen; yaşatılan ve yaşanan yargı tacizi dahil yürütülen tüm soruşturma süreçlerinde görüldüğü üzere, yargının ne yazık ki siyasi menfaatler için kullanıldığı ortama tümüyle son vererek; yeni bir demokratik ve adil bir sistemin ülkemizde var edilme mücadelesidir.