İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınması ve 23 Mart’ta tutuklanması sonrası başlayan protestoları izleyen 7 gazeteci hakkında tutuklama kararı verildi. Sabah saatlerinde evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan gazeteciler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmiş, ilk aşamada adli kontrol kararı verilmişti. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti. İtiraz üzerine yeniden mahkemeye çıkarılan Yasin Akgül, Zeynep Kuray, Hayri Tunç, Bülent Kılıç, Gökhan Kam, Ali Onur Tosun ve Kurtuluş Arı tutuklandı.
Gazeteciler Cemiyeti: “Basın Özgürlüğü Askıya Alındı”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, yaşanan gelişmelere tepki göstererek, basın özgürlüğünün Türkiye’de ciddi tehdit altında olduğunu belirtti. Bilgin, “Bu bir OHAL değil ama fiilen basın özgürlüğü askıya alınmıştır” dedi.
Bilgin, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Gerçek bazen bir karede saklıdır. Gazeteci o gerçeği halka ulaştırır. Susturulmak istenen yalnızca gazeteci değil, toplumun vicdanıdır.”
Şiddetle Gerçek Susturulamaz
Gazetecilere yönelik gözaltı ve şiddet uygulamalarının haber alma hakkına doğrudan saldırı olduğunu belirten Bilgin, şu sözlerle devam etti:
“Baskılarla, aşırı şiddetle, gerçeği susturamazsınız. Gözaltında ‘burun kırmaya’ varan şiddet uygulamaları, sadece gazetecileri değil, halkın bilgi alma hakkını da hedef alıyor.”
Meslek Kriminalize Ediliyor
Bilgin, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Yağız Barut’un gözaltına alınması ve kamerasına el konulmasını da örnek göstererek, gazeteciliğin kriminalize edildiğini söyledi. Gazeteciler Cemiyeti, bu tutumun “hukukun ve ifade özgürlüğünün yok sayılması” anlamına geldiğini vurguladı.
Dayanışma Çağrısı: “Susmayacağız”
Gazeteciler Cemiyeti, tüm basın meslek örgütlerine ve sivil topluma şu çağrıyı yaptı:
“Gazetecilik suç değildir. Geri adım atmayacağız. Gerçeği yazmak suç değildir. Susmayacağız, biat etmeyeceğiz. Dayanışma içinde olacağız.”