Geçtiğimiz yıl Akdeniz Gerçek’in gündeme taşıdığı Gazipaşa ve Anamur’un ortak yaylası Kaşpazarı Yaylası’na GES yapılması ile ilgili projeye bölge halkından büyük tepki gelmiş ve konu Antalya milletvekilleri tarafından TBMM’ye taşınmıştı. Bölgenin doğal ve kendine has bir havası olduğu, içerisinde korunması gereken birçok yaban canlısının olduğu da ifade edilmişti. İki farklı alanda proje olacağı ve Şahinler de dahil olmak üzere 800 dönümlük alan üzerine kurulması planlanan projeye bölge halkından büyük itiraz gelirken projeye ilişkin ÇED olumlu raporu verildiği öğrenildi. Olumlu raporu sonrası Gazipaşalı yurttaş projeyi engellemek için analiz ve gözlemler ile hazırladığı alanın sit alanı ilan edilmesi için Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne başvurdu.
YABAN HAYATIDA GÖZ ÖNÜNE ALINMALI
Sit alanı ilan edilmesi için verilen raporda, bölgenin doğal ve kendine has bir havası olduğu, içerisinde korunması gereken birçok yaban canlısının olduğu, Karamanoğlulları’ndan kalma birçok kültürel ve tarihi mirasın olduğu belirtildi. Gazipaşa ilçesi, Akoluk Mahallesi, 157 Ada, 1 Parselde, 2220 metre rakımda, 399.300 m2’lik büyük bir alanda yapılması düşünülen GES projesi için ÇED sürecinde İnceleme Denetleme komisyonu süreci tamamlanmıştı. Sit alanı için bölge kuruluna verilen raporda Gazipaşalı araştırmacı yazar Ali Yıldız ve yöre halkı tarafından dile getirilen söylemlere göre Çed Raporunun 166. Sayfasından başlayan ve 180. Sayfaya kadar devam ederek paylaşılan orijinal haritalarda da görüldüğü üzere en az üç adet “Karamanoğlu Mezarlığı” orijinal haritalarda kayıtlı olduğu ve proje alanı haritalarda görülen bu mezarlık alanlarının üzerinde bulunduğu belirtildi. Ek detaylarda ise hem mezarlığın ve Kaşpazarı ibaresinin işli olduğu orijinal haritaların, hem de daha yeni mezarlarla karışan eski mezar alanlarını, yıkık eski mezar taşlarından örnekleri olduğu ifade edildi.
KARAMANOĞULLARI’NDAN KALMA BULGULAR VAR
Kaş Pazarı tarihi bakımdan yüzlerce yıllık bir Karamanoğulları mirası olduğu; eskiden beri bir “Pazar yeri” ve “Ticaret alanı” olmak yanında buluşma, ibadet, sosyalleşme ve yardımlaşma alanı olduğu ifade edildi. GES ile, bu yardımlaşma ve sosyalleşme alanı geçişe ve yaklaşıma yasaklanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı; bu tür tesislerin gerek güvenlik gerekçe gösterilerek, gerekse mülkiyet hırsı sebebiyle halkın yaklaşımına kapatılarak yolları değiştirilmekte olduğu, geçişleri yasaklanmakta olduğunun bilindiği de belirtildi. Halen haritalara işlenmiş eski YSE yolları binlerce yıllık patikaların düzeltilmesi suretiyle yapıldığı için antik yol mahiyetinde olduğu, Anadolu topraklarının önemli değerlerinden olan Likya Yolu, Roma Yolları korunduğu bu sebeple yüzlerce yıllık Karamanoğulları mirası Gazipaşa-Anamur Yayla yollarnın da korunması gerektiği ifade edildi. Büyük Selçuklu devrinde Gazipaşa -Anamur, Karamanoğullarına “ikta” edilmiş kadim topraklar olduğu bu toprakların tarihi Karamanoğulları mirası olduğu ifade edildi. Kaşpazarı Yaylası’nda 1/100.000 ölçekli P29 paftasında ve 1/25.000 ölçekli P29a4 paftasında en az üç adet tespit edilmiş Karamanoğlu mezarlığı bulunduğu. Bununla birlikte su kaynakları ve çeşmelerin de işaretli olduğu dile getirildi.
TARİHİ MİRAS YOK OLMASIN
Kaş Pazarının güneyden çıkış yolundan itibaren sağlı sollu binlerce mezarla kaplı olduğunun gözle görülebildiği, şiddetli kar ve fırtına bölgesi olması dolayısı ile tahrip olmuş mezarların günümüzde net olarak görünmediği ama yapılacak arkeolojik kazılar sonrası bu mezarların ve kemiklerin ortaya çıkacağı iddia edildi. ÇED raporundaki haritalara işaretli proje alanına bakıldığında, Şantiye ve Bitkisel Toprak Alanı olarak işaretlenen yerin “Tarihi Karamanoğlu Çadır Alanı” olduğu Ali Yıldız’ın “Gazipaşa Tarihi” kitabında yazıldığı. Bu alanın bitişiğinde ise “Karamanoğlu İni” tabir edilen bir mağara olduğu ve alanda yeterli kazı çalışması yapılmadığından kurulum inşaatı ile arkeolojik kalıntıların ve bulguların yok olabileceği de belirtildi. Karamanoğlu mezarlıklarının ve yolların henüz araştırmalar yapılmadığı için arkeolojik sit alanı talebi kurula iletildi. GES yapılması planlanan bölgede en eski çağlardan itibaren yazın yaylaya çıkan antik dönem insanlarının mirası olan mezarlar, kuyular, sarnıçlar, çeşmeler, mağaralar, yapılar ve yollar olduğu belirtilerek henüz arkeolojik kazıları yapılmayan bu alan bu GES projesi ile tahrip edilmesi ve tarihi mirasın araştırma imkanı olmayacağı ileri sürüldü.
BİNLERCE YILLARDIR SÜREN YAYLA KÜLTÜRÜ
İklimi sebebiyle yüzyıllardır insanların Kaşpazarı Yaylası’na çıktığı ve birçok tarihi değer bıraktığı ifade edilirken, bu kültürün hala devam ettiği de belirtildi. Bölgede atadan kalma birçok han bulunduğu da belirtilirken Karamanoğulları döneminden kalan 1m. çapında, 5m’ye ulaşan yükseklikleri ile dikili taşlar bulunduğu, yapıların mezartaşlarından farklı amaçla yapıldığı, hayvanlar için çok değerli olan otlaklar için sınır taşları olabileceğinin yöre insanı tarafından dillendirildiği belirtildi. GES yapılması planlanan alanın ortasından tarihi kervan yolu geçtiği ve yolun hala yerinde durduğu, Kaşpazarı Suluçukur mevkiinde tarihi değirmen yıkıntısı olduğu, geçmişte toprağa ekilen yulafın, kışın inlerde bırakıldığı ve yaylaya yeniden çıkıldığında, kar suyunun bol olduğu bahar döneminde, kar suları ile dönen değirmenlerde öğütüldüğü bilgisinin de yer aldığı başvuruda Kaşpazarı’na ilk ibadet yeri Karamanoğulları tarafından yaptırıldığı da tarihi olarak söylendiği belirtildi.
HİTİT MEDENİYETİNDEN KALINTILAR VAR
1869 yılında ise namazgah yapıldığı 1945 yılında ise Kaşpazarı karakol komutanı Mehmet İnci tarafından caminin onarıldığı; 1995 yılında bugünkü Kaşpazarı camiinin ise Anamur Kızılaliler muhtarlığı tarafından yeniden yapıldığı da belirtildi. Tarihi birikimlerin ÇED raporunda yer almadığı ve yok sayıldığı belirtilirken öz mirasın korunması gerektiği belirtildi. GES yapılması planlanan diğer bölgede ise Hitit Medeniyeti kalıntıları olduğu, sunulan ek dosyalarda haritaların bulunduğu, Hitiler tarihi yazarı bilim insanlarınca bu durumun saptandığı Tarhuntassa” adı verildiği belirtildi. Tarhuntassa, 1980 yıllarında bulunan bir bakır tabletteki kayda göre bir Hitit prensine tımar olarak verildiği bilgisi paylaşılan, bölge adını Hitit Fırtına Tanrısı Tarhun’dan aldığı da belirlerek Prof Dr. Ahmet Ünal’ın Hititler Zamanında Türkiye kitabında bölgenin adı “Tarhundassa” olduğu yazılı olduğu kaydedildi. M.Ö. 1500 yıllarından bu yana bölgede medeniyet izleri olduğu yaylaya çıkan Gazipaşa ve Anamur halkının sahildeki kışlakları tarihi eserlerle dolu olduğunun tespitli olduğu ifade edildi. Hazırlanan rapordaki tüm analizlerin değerlendirilerek alanın sit alanı olarak ilan edilmesi talep edildi.
YAĞMA PROJELERİNE KARŞIYIZ
Konuyla ilgili raporu hazırlayan Gazipaşa Hepimizin Platformu üyesi Yüksek Mimar Esin Bilgiç, “Gazipaşa ve Anamur’un ortak yaylası, geçmişi Hititler dönemine kadar uzanan, Karamanoğlu Beyliğinden kalma kervan yollarının, çadır yataklarının, mezarlıkların, mezar taşlarının, sınır taşlarının, bulunduğu, devletin orijinal haritalarında Kaşpazarı yaylasında “Karamanoğlu mezarlığı” olarak tarihi mezarlıkları işli olan, henüz hiçbir arkeolojik kazının yapılmadığı, bugün Gazipaşa ve Anamur gençlerinin de hiç gitmemiş bile olsalar dedelerinden ninelerinden gelen ruh kökleri ile bağlı oldukları bu özel yaylaya yapılmak istenen GES projesine ÇED olumlu kararı verilmiş. Geçmişten bugüne en güzel balların üretildiği, hala yoğun hayvancılığın yapıldığı, yoğun bir yaban hayatının bulunduğu bir yayla burası. Hem Anamur’un hem Gazipaşa’nın sahildeki ovalarının su kaynağı, geçirgen kayalarıyla su deposu… Halkın destanlarında, karlıklarından birine düşen genç bir kızın saçlarının, karların erimesiyle ovadaki oluklardan birinden döküldüğünün anlatıldığı Toroslar… Yakınlarında Türkiye’nin en derin üçüncü mağarası olan Morca Mağarası var ve bu mağarada dünyada sadece bu mağarada yaşayan bir tatlı su karidesi keşfedilmiş. Biyolojik çeşitlilik, yaşayan türler, yeraltı suları, düdenler, akiferler ve su kaynakları konusundaki araştırmaların çok yetersiz olduğu bir bölge. Bunların ÇED raporlarına hiç girmediği bir proje. Tüm itirazlara rağmen verilen ÇED olumlu kararı verildi. Çok üzücü bir durum. İnanıyorum ki dağlarına ölçüsüzce GES adı altında gelen bu yağma projelerine karşı Gazipaşa halkının mücadelesi devam edecektir” dedi.