Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen bir toplantıda, 2025-2029 dönemini kapsayan "4. Yargı Reformu Strateji Belgesi"ni kamuoyuna tanıttı. Yargı mensuplarına yönelik eleştirilere yanıt veren Erdoğan, "Yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz. Yargı kararlarını doğru bulur veya bulmazsınız, hatta mahkeme kararlarını gerekli nezaketi göstererek eleştirebilirsiniz ama bu ülkenin ana muhalefet partisi de olsanız kameralar önünde hukuk insanlarına, hem de çok yakışıksız ve pervasız biçimde tehditler savuramazsınız. Buna biz de izin vermeyiz, hedef haline getirilen yargımız da izin vermez. Devam eden yargı süreçleriyle ilgili herkesten sorumlu, sakin ve siyaseten dürüst bir tutum beklediğimizi bugün tekrar vurgulamak istiyorum" dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE SAYGI DUYMADIĞINI DİLE GETİRMİŞTİ
Erdoğan’ın eleştirilerinin ardından 28 Şubat 2016’da yaptığı bir açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymadığını ve tanımadığını belirtmişti. Erdoğan o tarihte yaptığı açıklamada, "Anayasa Mahkemesi bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Ben Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim, bunu çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum. Niye? Çünkü ortada bir gerçek var. Bakın bu bir beraat kararı değildir. Bu bir tahliye kararıdır. Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Eğer kararında direnmiş olsaydı bu bireysel başvuru veya Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar boşa çıkacak veyahutta şu anda tahliye edilmiş olan bu kişiler AİHM'e gideceklerdi” demişti.
“2002’DEN BERİ BÜYÜK HASSASİYET GÖSTERDİK”
Yargı reformunun amaçlarına ilişkin konuşan Erdoğan, "Adalet hizmetlerinin etkinliği kadar, adaletin gecikmesinin de vaktinde tecelli etmesinin de önemini her fırsatta vurguluyoruz. Türk milleti adına karar veren yargı makamının itibarına halel gelmemesi ve toplumun adalete olan inancının sarsılmaması bizim için her türlü mülahazanın üzerindedir. 2002’den beri bu konuda gerçekten büyük hassasiyet gösterdik. Adliye binalarımızın sunulan hizmetin vehametine uygun hale getirilmesinden personel sayısına, mevzuattan dijitalleşmeye kadar geniş bir alanda çok sayıda adım attık. Yargının bağımsızlığı ilkesine, tarafsızlığı ilkesini de ekleyerek hakim ve savcılarımızın görevlerini layıkıyla getirebilmelerinin önünü açtık. Eski Türkiye’nin imtiyazlı çevreleri bunu hala hazmetmekte zorlansa da üstünlerin hukukunun egemen olduğu vesayetçi yapıdan hukukun üstünlüğünü referans alan adil bir yargı sistemine geçiş sağlanmıştır" şeklinde konuştu.
“MEMNUNİYETİ YÜKSELTMEYİ AMAÇLIYORUZ”
Erdoğan, yeni yargı reformunun ana hedeflerinden bazılarını şu şekilde açıkladı:
"Yeni yargı reformu stratejisiyle adaletin etkinliğine ve yargı mekanizmalarının ihtiyaçlarına yönelik yeni politikaları belirledik. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını daha da güçlendirmeyi, vatandaşlarımızın hukuki güvenliğini daha da kuvvetlendirmeyi, yargılamaların zamanında ve makul sürede tamamlanmasını hedefliyoruz. Ayrıca, çözüm merkezli ve öngörülebilir bir adalet sistemi oluşturmayı, yargılama usullerini sadeleştirerek verimliliği artırmayı ve yargıya ilişkin güven ile memnuniyeti yükseltmeyi amaçlıyoruz"