Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tarım ve Islah Anabilim Dalı Başkanı, Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Samsun’da düzenlenen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ve Ürünleri Paneli’nde endüstriyel kenevir tarımıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Üretime başladıkları ilk yıllarda bağımlıların tarlalara dadandığını belirten Aytaç, “Uyuşturucu olarak kullanılamayacağını öğrenen bağımlılar artık ürünlerimize zarar vermiyor” dedi.
Endüstriyel Kenevirlerde THC Oranı Çok Düşük
Prof. Dr. Aytaç, endüstriyel kenevirlerin keyif verici madde olarak kullanılmasını önlemek amacıyla THC oranının dünya genelinde yasal sınırların altında tutulduğunu söyledi. “Avrupa Birliği’nde THC oranı binde 2’den binde 3’e çıkarıldı. ABD, Kanada ve Fransa gibi ülkeler de binde 3 sınırını uyguluyor. THC oranı yüzde 10’un altında olan endüstriyel kenevirler bağımlıların işine yaramıyor” dedi.
Kenevir Tarlalarının Yeni Düşmanı
Tarlaların en büyük düşmanının kuşlar olduğunu belirten Aytaç, “Kuşlar, besleyici kenevir tohumlarını bulut şeklinde tarlalara dalarak çalıyor. Binlerce kuş aynı anda saldırınca büyük tohum kaybı yaşanıyor. Bu, tohum üretimindeki en büyük zorluklardan biri” ifadelerini kullandı.
Doğal ve Çevreci Malzeme
Kenevirin sadece tarım değil, sanayi için de önemli bir kaynak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aytaç, “Kenevirden yapılan malzemelerin doğada çözünme süresi belirlenebiliyor. İnşaat, tekstil, otomotiv ve ilaç sanayisinde kenevirin birçok kullanım alanı var. Doğal, sağlıklı ve çevreci bir alternatif sunuyor” diye konuştu.
Tıbbi Kullanıma Yasal Düzenleme
2023 yılında çıkarılan bir kanunla kenevirin ilaç etken maddesi olarak kullanılmasına yasal zemin hazırlandığını belirten Aytaç, “Tıbbi ve aromatik bitki statüsü kazanan kenevir, ilaç sektöründe de umut verici bir hammadde olarak dikkat çekiyor” dedi.