Enflasyonun haziran ayında yüzde 2.61 artarak yıllık
bazda yüzde 15.3’a yükselmesi emekliyi kara kara düşündürüyor. Türkiye
Emekliler Derneği (TÜED) Antalya Şube Başkanı İbrahim Tezcan, açıklanan son
enflasyon rakamlarıyla zaten zor durumda olan emeklinin durumunun daha da vahim
olduğunu söyledi.
NE VAR NE YOK
GÖTÜRDÜ!
Enflasyonun yüksek olmasının bazılarını sevindirdiğini
ancak emeklilerin enflasyondan nefret ettiğini kaydeden Tezcan, “Enflasyon
elimizde ne var ne yok götürür. Biz bu ay maaşımızı alacağız, yedinci aydan
birinci aya kadar enflasyon yüksek geldikçe bizim maaşımız eriyecek. Emeklinin
enflasyona daha fazla ezdirilmemesi için gereken adımların atılmasını istiyoruz. Bunun yanında faizlerin yüksek
çıkmasını da rahatsızlık verici. Emeklilerin yüzde yetmişi kredi kullanıyor.
Enflasyonun haziran ayında yüzde 2.61 oranında yüksek çıkmasıyla bankaların
bireysel kredileri korkunç derecede arttı” dedi.
DURUM ÇOK VAHİM
Türkiye’de emeklinin pazara çıktığında artık filesini
dolduramadan eve döndüğünü hatırlatan Tezcan,
“Türkiye’de ayda 5 milyar lira para kazanan da aynı
pazara gidiyor, emekli olarak biz de aynı pazara gidiyoruz. Ben üç kişilik bir
aileyim. Eskiden pazara gittiğimde ikişer kilo alıyordum, şimdi birer kilo alıyorum.
Günde iki ekmek alıyorsam şimdi bir ekmek alıyorum. Yani durum bu kadar vahim”
diye konuştu.
PATATES VE SOĞAN
ŞAŞIRTTI
İbrahim Tezcan, Fakir fukaranın sofrasının baş tacı olan patates
ve kuru soğanının 6-7 liraya yükselmesini de esprili bir dille eleştirdi.
Tezcan, şöyle konuştu: “Açıkçası ‘Dünya yıkılacak’ deseler inanırdım ama kuru
soğan ile patatesin 6-7 lirayı bulacağına ve zam şampiyonu olacağına kesinlikle
inanmazdım. Ölmeden bu rakamları da gördüm, artık gözüm açık gitmez. Bunu bir
yetkilinin çıkıp ciddi anlamda halka anlatması gerekiyor. Tarım ülkesi olan
Türkiye’de 6-7 liraya patates ve kuru soğan mı yenir? Fakir fukaranın yüzde
70’inin sofrasının baş tacı olan, hafta da iki ya da üç kez pişirdiği patates
sebzesi de bu fiyata çıktıktan sonra yapılacak bir şey yok. Ben açıkçası ‘pes’
diyorum.” Kubilay ELDEMİRCİ