ASKON Antalya Şube Başkanı Onur Kacar, ekonomide son durumla ilgili açıklamalarda bulundu.
Onur Kacar, 'Global bir dünyada yaşıyoruz. Dünya’nın neresinde bir olay yaşansa tesiri her yerde hissediliyor. Bu nedenle planlamalarımızı yaparken küresel ölçekte düşünmemiz gerekiyor. Türkiye açısından 2023 yılı malum. Pandeminin akabinde gelen yüksek enflasyon ile yaşamaya alışırken, deprem afeti büyük bir yıkım ve akabinde seçim ekonomisinin uygulandığı bir yılı geçirdik. Tabi bu süreçte özellikle genel seçim sonrası ekonomide makas değişikliğine gidildi. Ortodoks politikalara dönüş yapmakla birlikte yüksek maliyetlerde bedelleriyle birlikte normalleşme sürecini yakalamaya çalışıyoruz. Önceliğimiz yüksek enflasyonun yükseliş trendini keserek enflasyon karşısında ezilmemek. Bu da piyasalarda daralma yaşanmasına ve tasarruf tedbirlerinin alınmasını gerektiriyor. Seçimden sonra bu yönde adımları gördük' dedi.
2024’te kimler kazanacak?
Yeni yılda büyük düşünenler ve stratejik yatırımlar yapanların kazanacağına değinen Kacar sözlerini şöyle sürdürdü: 'Orta vadeli programa baktığımızda OVP fiyat istikrarını sağlamayı hedefliyor. Enflasyonu orta vadede tek haneye düşürmeyi gaye ediniyor. İş ve yatırım ortamını iyileştirmesi ve mali disiplini korumayı odağına alan program afetlerle etkin mücadeleyi konu ediniyor. 2026’da yüzde 8,5’lik enflasyon, 1.3 trilyon dolarlık milli gelir, 15 bin dolara yaklaşan kişi başı gelir ve 300 milyar dolarlık ihracat hedefini ortaya koyan program yeşil dönüşüme vurgu yapıyor. Tabi bunlar ülke ekonomimiz için çok güzel hedefler. Bu hedeflerin gerçekleşebilmesi bu doğrultuda alınan kararların tavizsiz uygulanması ve ciddi bir disiplinle ele alınmasından geçiyor. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği’nde resesyonun yaşandığı bir ortamda elbette ekonomik olarak biz de etkileniyoruz. Bu nedenle resesyon baskısının ziyadesi ile hissedildiği global ekonomide 2024 yılı ve sonrası için büyük düşünen, temkinli davranan ve stratejik yatırımlar yapanlar kazanabilecektir. Özellikle Güneydoğu Asya’dan gelecek rekabet baskısı fırsata çevrilmeli, işbirliklerine varılarak partnerlik ve lojistik üssü olma gibi fırsatları değerlendirerek pazarlarımızı ve ortaklıklarımızı geliştirmeliyiz. Ha keza içeride de kapasite kullanım oranlarını yüzde 80’lerin altına düşürmeden üretmeye devam etmeliyiz. İstanbul gibi yaşam maliyetlerinin çok üstte olduğu şehirlerden hazır giyim ve tekstil gibi iş gücüne dayalı sektörlerin Anadolu’ya taşınmaları faydalı olacağı gibi, bu sektörlerde yatırım yapmak isteyenlerin Anadolu’yu tercih etmeleri rekabet güçlerini daha da çok artıracaktır. Bu şekilde ayrıca 2024 yılı Anadolu için istihdam açısından bir milat yılı da olacaktır. İş insanlarımızı kesinlikle unutmasınlar ki, rekabet ortamının son derece arttığı bir ortamda ayakta kalabilmenin yegâne unsuru fırsatları kollayarak lehimize çevirebilmekten geçmektedir."