Tüm yurtta ve Antalya’da 13 Ocak 2025 günü kamu emekçileri asgari ücrete yüzde 30, memur maaşlarına ise yüzde 11,54 zam gelmesi sonrası KESK, Birleşik Kamu-lş, BASK, HÜR-SEN konfederasyonları ve ASİM-SEN sendikası 1 günlük iş bırakma eylemine gitmişti. Sendikalarının almış olduğu karar kapsamında 13 Ocak 2025 günü kamu çalışanları ve emeklilere refah payı verilmesi talebiyle 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirilmişti.

Eğitimcilere Tebliğ Kıskacı! Antalya'dan Büyük Tepki 7

Eyleme katılan öğretmenlere, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından, ‘İş Bırakma Eylemi’ konulu 29.01.2025 tarihli ve 125472138 sayılı bir yazı yazılmış ve bu yazının eyleme katılan öğretmenlere tebliğ edilmesi talimatı verildiği belirtildi. Konuya ilişkin olarak Eğitim-İş Antalya Şubesi, Eğitim-Sen Antalya Şubesi ve Hürriyetçi Eğitim Sen Antalya Şubesi tepki gösterdi. Personel Genel Müdürü Bülent Çiftçi imzalı resmi yazıda, ““Bakanlığımıza bağlı resmî eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerden üyesi oldukları sendikaların yönetim kurullarının almış olduğu karar doğrultusunda iş bırakma eylemine katılanlara, Ek'te gönderilen yazının tebliğ ve tebellüğ edilmesi hususunda gereğini rica ederim” denildi. 

Eğitimcilere Tebliğ Kıskacı! Antalya'dan Büyük Tepki Hülmi Taner

"Görmüyorsunuz, Ayırıyorsunuz"

Hürriyetçi Eğitim-Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Hilmi Taner, “Daha önce sendikaları yüzde 2 kararı ile ayrıştıranlar, sendikalar arasında ayrımcılık yapanlar şimdi de kamu çalışanları arasında -bilerek ya da bilmeyerek- ayrımcılık yapmaktadır. Çünkü 13 Ocak 2025 tarihinde iş bırakanlar sadece öğretmenler değildir. Diğer iş kollarındaki kamu çalışanları da aynı gün iş bırakmıştır. İş bırakan eğitim çalışanları arasında ilgili sendikalara üye olan hizmetli, aşçı, mühendis, şoför gibi genel idare hizmetleri sınıfı personel de vardır. Şimdi Personel Genel Müdürlüğü’nün söz konusu yazısı öğretmenlere tebliğ edilirken aynı iş bırakma eylemine katılan diğer eğitim çalışanlarına neden tebliğ edilmiyor? Genel müdürlük cephesinden bakıldığında MEB sadece öğretmenlerden mi ibarettir? İşin daha ilginç yanı şudur: MEB bünyesinde, Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yapan ve aldıkları sorumlulukların çokluğu buna karşılık mali açıdan okul yöneticileri ve öğretmenlerin de gerisinde kalan Şube Müdürleri tarafından kurulan EYSEN aynı tarihte iş bırakma eylemine katıldığını kamuoyuna açıklamıştır. Acaba öğretmenlere tebliğ edilmesi istenilen söz konusu yazı, aynı eyleme katılan ve her konuda olduğu gibi yine unutulup göz ardı edilen MEB Şube Müdürlerine tebliğ edilmeyecek mi? Aynı zamanda bir Şube Müdürü olarak sormak istiyorum, eğitim çalışanı olan şube müdürlerini bu konuda bile neden göz ardı ediyorsunuz, görmüyorsunuz, ayırıyorsunuz. Yapmayın, eğitim çalışanları bir bütündür. Acaba iş bırakma eylemine katılmayan diğer sendikalar, bu eyleme katılmış olsaydı, Personel Genel Müdürlüğü tarafından yine de böyle bir yazı yazılır mıydı? Nitekim 10 Mayıs tarihinde ülke genelinde yapılan ve tüm sendikaların katıldığı iş bırakma eyleminde bu durum yaşanmamıştı. O zaman öğrencilerin eğitim hakkı yok muydu? Sendika genel merkezlerinin almış olduğu karar gereği, iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere tebliğ edilmesi için yazılan yazı, okul/kurumlarda eyleme katılan öğretmenlere tebliğ ediliyor. Peki bu durumda, sendikasının almış olduğu iş bırakma eylem kararına uymayarak görevine gelen öğretmenlere, MEB tarafından başarı belgesi verilmesi gerekmez mi?” dedi.

Eğitimcilere Tebliğ Kıskacı! Antalya'dan Büyük Tepki Kadir Öztürk

Müge Anlı'da Ortaya Çıktı! O Üfürükçü ve Ekibi Manavgat'ta Gözaltına Alındı Müge Anlı'da Ortaya Çıktı! O Üfürükçü ve Ekibi Manavgat'ta Gözaltına Alındı

"Eylem Sendikal ve Demokratik Haktır"

Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “MEB’in son dönemde sendikal faaliyetlere yönelik baskıları, sendikal özgürlükleri açıkça ihlal eden boyutlara ulaşmıştır. Bu durumun son örneği 13 Ocak iş bırakma eylemi sonrasında okullara gönderilen ve iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine tebliğ edilmesi gereken metin oluşturulmuştur.  MEB’in okullara gönderdiği yazı özü itibariyle tüm kazanımlarımızı yok saymaktadır. Eğitim emekçilerinin iş bırakma eylemlerine katılımını,   geçmişte yaptığı gibi “öğrencilerin eğitim hakkını engelleme” olarak niteleyip eğitim hakkı ile eğitim emekçilerinin özlük hakları karşı karşıya konumlandırmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatları, sendikal eylemlerin bir demokratik hak olduğunu ve temel hak ve özgürlüklerin ihlali olarak değerlendirilemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır. MEB Sendikal Faaliyeti Engelleme Suçu İşlemektedir! 
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 118. maddesi, sendikal faaliyetleri engelleye yönelik fiilleri suç saymakta, hapis cezası ile cezalandırmayı düzenlemektedir. Sendikal faaliyette bulunmasını engellemeye yönelik tehdit fiili anılan madde gereği suçtur.

Eğitimcilere Tebliğ Kıskacı! Antalya'dan Büyük Tepki 2

"Kamu Emekçileri Taleplerini Aktardı"

Birleşik Kamu-İş Antalya İl Başkanı ve Eğitim-İş Antalya Şubesi 1 Nolu Şube Başkanı Sadık Acar, “Açın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 118. Maddesine bakın. Söz konusu madde de aynen şöyle deniliyor. "Bir kimseye bir sendikaya üye olmaması veya sendikadan ayrılması için baskı yapılması ya da bir sendikal faaliyette bulunmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit uygulanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Dolayısıyla hakkını, hukukunu kullanan kamu emekçilerini tehdit etmek için uluslararası sözleşmeleri, anayasayı çarpıtmaktan vazgeçin. İş bırakma eylemimizi "öğrencilerin eğitim hakkını engelleme olarak nitelendirmek gibi garabetlere sığınmaktan vazgeçin. Öğrencilerimiz de onların velileri de bu ülkede eğitim hakkını engelleyenlerin;  Yıllardır eğitim sistemini bir yaz boz tahtasına çevirenler MESEM gibi projelerle meslek lisesi öğrencilerini ucuz işgücü haline getirenler olduğunu biliyor. Tasarruf adı altında yeteri kadar temizlik personeli istihdam etmeyerek okulları çöp yığınına çevirenlerin, yaklaşık 70 bin öğretmen açığına rağmen hala asgari ücretin altında bir tutarla ücretli öğretmen çalıştırmaya devam edenlerin eğitim sistemine verdiği zararı bu ülkede herkes görüyor. Eğitim hakkını asıl engelleyenlerin, öğretmen alımlarında ayrımcılığın kapısını sonuna kadar açan mülakat hukuksuzluğunda ısrar edenler olduğunu tüm kamuoyu görüyor. Milyonlarca yurttaş ve öğrenci bizim 13 Ocak'ta sadece kendi haklarımız için değil, öğrencilerin eğitim hakkı için de iş bıraktığımızı biliyor. Ayrıca bu ülkenin yurttaşlarının ezici çoğunluğu hakkını, hukukunu barışçıl yollarla korumak için çırpınanları da hukukun da adaletin de kimler tarafından ayaklar altına alındığını da görüyor. Dolayısıyla bilin ki kamu emekçileri olarak bizlere dayattığınız kölelik koşullarını asla kabul etmeyeceğiz. Haklarımızın yok sayılmasına karşı hukuku, adaleti savunmaya devam edeceğiz. Sadece kendi üyelerimizin değil, hangi sendikanın üyesi olursa olsun ya da bir sendikaya üyeliği olmasın tüm kamu emekçilerinin sendikal hak ve özgürlüklerini, ortak taleplerini daha da kararlı bir şekilde, hep birlikte savunmaya devam edeceğiz. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için, elimizden aldığınız haklarımızı tek tek geri almak için ortak mücadelemizi daha da aldığınız yükselteceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız” dedi.

Antalya'da Eğitimcilerden Yeni Sisteme Büyük Tepki! Diploma Var Karşılığı Yok Antalya'da Eğitimcilerden Yeni Sisteme Büyük Tepki! Diploma Var Karşılığı Yok

Muhabir: Arda Kır