Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü'nü başlatacağını duyurdu.
AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü hukuksuz, adaletsiz, demokrasiden uzak gerici ve piyasacı politikaların halkı yoksulluğa, çaresizliğe ve umutsuzluğa mahkum ettiğini belirten Eğitim-İş, Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü programını da açıkladı.
Eğitim-İş'ten yapılan açıklamada, "Emeğin sömürülmesine, eğitimin gericileştirilmesine, adaletsizliğe, liyakatsizliğe, hukuksuzluğa, eşitsizliğe, baskılara karşı sesimizi yükseltiyoruz! Cumhuriyet için, Atatürk devrimleri için, emeğin onuru için, laik eğitim için, aydınlık bir gelecek için birlikte yürüyelim!" denildi.
1 Şubat'ta Ankara'daki 1. Meclis'in önünden başlayacak Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü, Adıyaman, Amasya, Manisa, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa, Eskişehir, Polatlı'yı kapsayacak ve 1 Mart'ta Ankara'da son bulacak.
Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü Programı
- 1 Şubat - ANKARA - 1. Meclis Önü
- 8 Şubat - ADIYAMAN - Deprem gerçeği ve tarikatlara karşı bilimsel akıl
- 15 Şubat - AMASYA - Amasya Genelgesi: Bağımsızlık kararlılığı
- 22 Şubat - MANİSA (SOMA) - Emek mücadelesi ve işçi hakları
- 24 Şubat - TEKİRDAĞ - Harf Devrimi ve laik eğitim
- 25 Şubat - ÇANAKKALE - Antiemperyalizm ve bağımsızlık
- 26 Şubat - BURSA - Bursa Nutku ve Atatürk’ün gençliğe emaneti
- 27 Şubat - ESKİŞEHİR - İnönü Savaşları ve bağımsızlık mücadelesi
- 28 Şubat - POLATLI - Kurtuluştan Kuruluşa
- 1 Mart - ANKARA
Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu şu açıklamayı yaptı:
"AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü hukuksuz, adaletsiz, demokrasiden uzak gerici ve piyasacı politikalar, halkımızı yoksulluğa, çaresizliğe ve umutsuzluğa mahkum etmektedir.
Türkiye, demokrasi, hukuk ve özgürlükler açısından giderek daha karanlık bir tabloya sürüklenmektedir. Yargı, hukukun üstünlüğünü korumak yerine siyasi bir baskı aracı haline getirilmiştir. Hukuksuz gözaltılar ve baskılarla toplum sindirilmek istenmektedir.
Alım gücü her geçen gün düşmekte, emekçi maaşıyla insanca yaşayamaz hale gelmektedir. Emekliler çalışmak zorunda bırakılmakta, çocuklar ise eğitim haklarını kullanamadan iş gücüne katılmaktadır.
Bu karanlık tabloya, diplomalı işsizliğin rekor seviyelere ulaşması ve liyakatın yok sayıldığı bir düzen eklenmiştir. Gençlerimiz, alın teri dökerek elde ettikleri diplomalarıyla iş bulamazken, yandaşların kayırıldığı bir sistem tüm kurumlarımızı sarmış durumdadır. Okullarımızda ise tarikat ve cemaatler cirit atmakta, laiklikten uzak, bilimden kopuk bir eğitim sistemi inşa edilmektedir. Eğitim yuvalarımız, çağdaş nesiller yetiştirmek yerine, ideolojik araçlar haline getirilmektedir.
Oysa biz biliyoruz ki, laik ve bilimsel bir eğitim sistemi, yalnızca toplumsal ilerlemenin değil, bağımsız bireyler yetiştirmenin ve Cumhuriyetimizin temel değerlerini korumanın da teminatıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller hayali, bugün bizim mücadelemizin en güçlü dayanağıdır. Ancak bugün, eğitim sistemimize ve emeğe yönelik ideolojik ve ekonomik müdahalelerle bu değerler yok edilmek istenmektedir.
Eğitim-İş olarak, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığımızı en güçlü şekilde haykırıyoruz! Eğitim ve emek, ulusun bağımsızlığının ve çağdaşlığının temel taşıdır! Bilimsellikten, laiklikten ve eşitlikten asla ödün vermeden, Atatürk devrimlerinin ışığında mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü Cumhuriyet, yalnızca geçmişin bir eseri değil, bugünümüzün ve yarınımızın güvencesidir.
“Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü” tam da bu bilinçle başlıyor. Bu yürüyüş, karanlığa karşı ışık, umutsuzluğa karşı direniş çağrısıdır. Bu yürüyüş, emeğin hakkını savunmak, adaletin ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir toplum için mücadele etmektir.
AKP’nin emekçileri yoksulluğa iten, halkın alım gücünü yok eden, eğitimde eşitsizliği derinleştiren politikalarına karşı susmayacağız! Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, iş güvencesizliğine, düşük ücretlere, diplomalı işsizliğe, liyakatsizliğe, sendikasızlaştırmaya ve okullarda tarikat-cemaat yapılanmalarına karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Eğitimde yaşanan eşitsizliklere, öğretmenlerin haklarının gasp edilmesine ve laik, bilimsel eğitimin yok edilmesine karşı direnmeye devam edeceğiz.
Cumhuriyetimiz ve Atatürk Devrimleri, bizim en büyük rehberimizdir. Onun izinde her türlü gericiliğe, eşitsizliğe ve emeğin sömürüsüne karşı omuz omuza mücadele etmek, boynumuzun borcudur. Cumhuriyet değerlerinden asla vazgeçmeyecek, çocuklarımız ve emekçilerimiz için daha aydınlık bir Türkiye mücadelesini sürdüreceğiz.
Eğitimde laiklik, eşitlik, bilimsellik ve emeğin onurunu savunan herkesi bu onurlu yürüyüşe davet ediyoruz. Gelin, sesimize ses, gücümüze güç katın! Cumhuriyet için, Atatürk devrimleri için, emeğin onuru için, laik eğitim için, aydınlık bir gelecek için birlikte yürüyelim! Bu mücadele hepimizin!"