İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanlığı tarafından düzenlenen "Kadının Statüsünün Güçlendirilmesi" konulu panelde önemli açıklamalarda bulundu. Kadınların yaşadığı sorunların sadece bugünün meselesi olmadığını vurgulayan Dervişoğlu, "Kadının sorunları, elbette sadece bugünkü iktidarla başlayan bir mesele değildir. Ama, bu iktidar döneminde, maalesef mesele olmanın ötesine geçmiş, kelimenin tam anlamıyla faciaya dönüşmüştür. Kadının gülmesinden bile rahatsız olan rahatsızlık, maalesef Türkiye’yi yönetmektedir. İktidar, kadınlara, ‘doğurun’ talimatı verirken, ‘Yaşayın’ demeyi aklından bile geçirmemektedir" ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyetimizin En Bahtsız Dönemini Yaşıyoruz”
Dervişoğlu, Cumhuriyet’in kadınların statüsünü güçlendirme konusundaki vizyonuna dikkat çekerek, "Cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal’in vizyonu ile kadının statüsünü yükseltmeyi yüksek bir hedef olarak belirlemişti. Nitekim bu konuda, kendini medeniyetin sembolü ilan eden ülkelerden bile hızlı ve ileri adımlar atıldı. Ama Cumhuriyet’in bu hedefini ve daha önemlisi asıl amacını kavrayamayan idareciler elinde, ilk yıllardaki vizyonun gerisine düştük" dedi. Kadınların haklarını savunan bir yönetim anlayışından, kadınları geri plana iten bir zihniyete doğru kayış yaşandığını belirten Dervişoğlu, "Cumhuriyetimizin en bahtsız dönemini yaşıyor olmamız belki bu yüzdendir. Çünkü; mevcut iktidarın kadına bakışındaki sakatlık sonucu, Türkiye’de kadının adı, tarihte örneğine rastlanmayacak şekilde yok edilmekte ve silinmektedir" diye konuştu.
“Kadınlar Türk Milletinin Temel Direğidir”
Kadınların toplumsal ve ekonomik kalkınmadaki önemine vurgu yapan Dervişoğlu, "Kadınların güçlenmesi, sadece ekonomik refah açısından değil, aynı zamanda milli birlik ve beraberliğimiz açısından da önemlidir. Çünkü kadınlar, Türk milletinin temel direğidir. Onların haklarını güvence altına almak, sadece sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda mecburiyettir" diyerek, kadınların toplum içindeki rolünün altını çizdi.
“Tam Anlamıyla Faciaya Dönüşmüştür”
İstihdamdaki cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken Dervişoğlu, "Dünya geneline baktığımızda; kadınlarda istihdam oranı yüzde 45 düzeyindeyken, Türkiye’de hala yüzde 34’ün üzerine çıkamamıştır. 2024 yılı sonu itibarıyla, İş-Kur’a kayıtlı 2.2 milyon işsizin yarısından fazlası kadındır" diyerek kadınların iş hayatına daha fazla dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin arttığını ifade eden Dervişoğlu, "Kadının sorunları, elbette sadece bugünkü iktidarla başlayan bir mesele değildir. Ama, bu iktidar döneminde, maalesef mesele olmanın ötesine geçmiş, kelimenin tam anlamıyla faciaya dönüşmüştür" dedi.
“Adalet Hızla Tecelli Edecektir”
Kadınlara yönelik hukuki düzenlemelerin sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini belirten Dervişoğlu, "Bugün, kadınları daha fazla iş hayatına katacak, şiddetten koruyacak ve eğitimde eşit fırsatlar sunacak reformlara ihtiyacımız vardır. Bu hayati ihtiyaçlardan ötürü, kadınların ve herkesin huzurunda bir kez daha söz veriyorum; iktidarımızda, 6284 Sayılı Kanun en etkin biçimde uygulanacaktır" ifadelerini kullandı. Kadına şiddeti önleme konusunda devletin uluslararası taahhütlerini yeniden üstleneceğini belirten Dervişoğlu, "Kadına karşı işlenen suçlarda, hakaret, tehdit, darp, cinayet hiçbir suç ayrımı gözetmeksizin indirim kesinlikle olmayacak. Yargılama süreçleri yıllarca sürüncemede bırakılmayacak. Deliller hızla toplanacak, adalet hızla tecelli edecektir" dedi.
“İstanbul Sözleşmesi’nden Çekilen Akılla Karşı Karşıyayız”
Kadın haklarına yönelik uygulamaların giderek zayıflatıldığına dikkat çeken Dervişoğlu, "Ülkeyi idare eden kişinin ‘Kadın-erkek eşit olamaz’ dediği günleri yaşıyoruz. ‘Anneliği reddeden kadın eksiktir’ diyebilen zihniyetle muhatabız. Kadın haklarında hukuki kayba imza atıp, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen akılla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı. Kadınların yaşadığı sorunların çözümü için öncelikle cinsiyet eşitliğinin kabul edilmesi gerektiğini belirten Dervişoğlu, "Tüm sorunları aşmanın ilk adımı, cinsiyet eşitliğini kabul etmektir. Başta iş hayatı olmak üzere, hayatın her alanındaki rol paylaşımlarında kriter, cinsiyet değil, liyakat olmalıdır. Eşitliği sağlayacak en önemli adım budur" dedi.
Kadınların her alanda eşit şartlarda yer almasının bir zorunluluk olduğunu ifade eden Dervişoğlu, "Kadın meselesine, genç bir hukukçunun, kızım Zeynep’in babası olarak bakıyorum. Onun, medeni şartlarda, hakkını ve haklarını alabildiği bir dünyayı düşlüyorum. Ve emin olun, bu düşü gerçek kılacak vizyonun bize, Mustafa Kemal Atatürk’ten miras olduğunun farkındayım" diyerek konuşmasını tamamladı