Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçe görüşmeleri TBMM Genel Kurulu'nda devam ediyor. MEB bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grubu adına söz alan CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, MEB Bakanı Yusuf Tekin için, "Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının ajandası üzerinden Bakanlık yapmaktadır." dedi.

MEB bütçe görüşmeleri sırasında CHP Grubu adına söz alan CHP Ordu Milletvekili Adıgüzel şunları söyledi:

"Yusuf Tekin Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanlarının Ajandasını Uyguluyor"

"AKP'nin millî eğitimde sürekli yapboz yaptığı, istikrarlı olmadığı değerlendirmeleri var. Ben öyle düşünmüyorum, Millî Eğitim Bakanlığı'nda Yusuf Tekin istikrarı var. Bu onun aslında 3'üncü dönemi, ondan önceki 2 Bakanın döneminde de Bakanlığı arka planda yöneten Yusuf Tekin, bugün de cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının ajandası üzerinde gayet istikrarlı bir Bakanlık yapmaktadır. 

"Eğitim Sistemi Tarikatlara Teslim Ediliyor"

Geçen yıl bu kürsüde 'Tarikat ve cemaatlerle iş birliğine devam edeceğiz.' diyerek cumhuriyete meydan okumuştur. TÜGVA, TÜRGEV, İlim Yaymayla uyduruk protokoller yaparak ÇEDES gibi paravan projelerle eğitimci olmayan insanlar okullara sokulmuştur, okullar yolgeçen hanına dönmüştür. Okullara temizlik için belediyeleri sokmuyorlar ama siyaseti ve tarikatı sokuyorlar. Ne diyor? Bu cemaat ve tarikatlar çocukların dağa çıkmasını önlüyormuş. Zamanında FETÖ'yü de "Çocukların dağa çıkmasını önlüyor." diye savunuyorlardı, o çocuklar büyüyünce tanklarla halkı bombaladı. 15 Temmuzda emir verenler dağdan değil, vaiz kürsüsünden indi, vaiz kürsüsünden. Senin "STK" dediğin bu mu? Sen bu işleri bırak da çocuk istismarı yüzde 1.500 artmış, ona bak. Bunların çoğu da senin "STK" dediğin tarikat yuvalarında. Çocuklar uyuşturucu batağına gidiyor, çocuklar beslenme bozukluğuna gidiyor. OECD verilerine göre çocuk yoksulluğunda Kosta Rika'dan sonra dünya 2'ncisiyiz. 22 milyon çocuğun yaklaşık 7 milyonu, her 3 çocuktan 1'i okulda açlık ve susuzluk çekiyor. Okulları cemaatlere vereceğine çocuklara su ver, bir öğün yemek ver Sayın Bakan.

"Atatürk Camileri Onardı"

Bugün çok bilinen yalanları ve evraklarıyla gerçeklerini de konuşacağız. Cami yalanlarınıza da gelelim mi Yusuf Tekin? "Cumhuriyet Halk Partisi camilerin kapısına kilit vurdu, camileri ahır yaptı." öyle mi? İşgalcilerin zarar verdiği kaç camiyi Atatürk'ün onarıp ibadete açtığını biliyor musun? Bilmezsin tabii. Bakın, Atatürk 1 Mart 1923 tarihinde Meclisin 4'üncü toplantı yılı açılış konuşmasında aynen şöyle söylüyor: "Efendiler, geçen sene zarfında vuku bulan tamirat yekûnu memleketin muhtelif noktalarında 126 cami ve mescidişerifi tamir ettik." diyor. Hatta, Cumhuriyet kurulmadan, 1 Mart 1923'ten bahsediyorum. Değerli arkadaşlar, bu da Başbakanlık Devlet Arşivinden; 1936 ve 1937'de, iki yılda, Atatürk'ün son iki yılında sadece İstanbul'da 142 cami için -isim isim var- kuruşu kuruşuna kaç lira harcandığı. Ha, ben bu evrakları ortaya koyduktan sonra, biraz utanma duygunuz varsa nedamet getirir, Cumhuriyet Halk Partisinden de kamuoyundan da özür dilersiniz. O yüzden, bu tarikat, cemaat yalanlarıyla konuşmayı bırak da okulları konuşalım.

Ümit Özdağ'dan Semih Yalçın’a Sert Yanıt: ‘Biz Milletin Yanındayız, Siz Kimin?’" Ümit Özdağ'dan Semih Yalçın’a Sert Yanıt: ‘Biz Milletin Yanındayız, Siz Kimin?’"

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak camilerin kapısına kilit vurmadık ama AKP iktidarında, yirmi iki yılda 20 bin köy okulunun kapısına kilit vurulmuştur, 20 bin köy okulunun. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir camiyi ahır yapmadık ama AKP iktidarında, senin yönetiminde okullar pislikten ahıra dönmüştür Cami bilmek ister misin, cami yıkanları bilmek ister misin? Ordu'da sadece benim evimin yakınında 2 camiyi imar rantı için AKP'li belediye yıkmıştır. Hatta cami çalan belediye duydunuz mu? Ben gördüm arkadaşlar. Ordu'da Eskiköy'de tarihî ahşap camiyi "Restore edeceğim." diye bu AKP'nin Büyükşehir Belediyesi çalmıştır, ortadan yok etmiştir Değerli arkadaşlarım, Anadolu İslam anlayışına uymayan bir kökten dinci yapı var. Bunlar Osmanlı devletine de bela olmuşlardır, kurtuluş mücadelemize de açıkça ihanet, işgal güçlerine de hizmet etmişlerdir. İşte, bu Şeyhülislam Dürrizade Abdullah imzalı evrakı göstereceğim size, burada aynen şöyle söylüyor: "Fetvayışerife, Şeyhülislam Fetvası: 'Atatürk ve silah arkadaşlarının öldürülmeleri meşru ve farz olunur.'" Altında imzası var, orijinal evrak arkadaşlar.

Bir diğeri de şu: Arkadaşlar, bakın, Teali İslam Cemiyeti'nin Yunan uçaklarıyla Anadolu'ya attırdığı, Genelkurmay Harp Dairesi Başkanlığı arşivinden 157 no.lu evrak, Kuvayımilliyeye "eşkiya, maskara", Mustafa Kemal'e "hain, eşkıya, alçak" diyen ve "Bunları yaşatmamak, vücutlarını ortadan kaldırmak farzdır." diyen bu metin...

"Cumhuriyet Değerlerini Yok Etmeye Çalışıyorlar"

Değerli arkadaşlarım, bu ikisi de aynı kafanın mahsulüdür. Bugün Atatürk düşmanlığı yapmak, tarikat ve cemaatlere alan açarak karşı devrimcilik yapmak, vatan hainleri Dürrizade Abdullah ve Mustafa Sabrilerin izinden gitmektir. (CHP sıralarından alkışlar) Siz hangi anzavur, hangi delibaşın kullandığı hangi dibi delik kayıkla hangi istikamete gidiyorsunuz bilmeyiz ama biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak hâlâ Bandırma Vapuru'ndayız, "Tam bağımsız Türkiye. Ya istiklal, ya ölüm!" diyerek yolumuza devam ediyoruz ve sizin bu tarikat ve cemaat yüzünüzü de bu maskenizi de indirmezsek bize de yazıklar olsun!"
 

Muhabir: Süleyman Gezici