Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, partisinin milli güvenlik politikalarına yönelik kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Bağcıoğlu, CHP tarihinde ilk kez “Milli Güvenlik Politika Belgesi” hazırladıklarını açıklayarak, 79 sayfalık taslağın henüz son halini almadığını belirtti. Ayrıca, “Mülteciler İçin Geri Dönüş Programı Önerisi” üzerinde çalıştıklarını vurguladı.

Bağcıoğlu, Suriye politikasına dair güncel gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek, üç kez Milli Güvenlik Danışma Kurulu ve üç kez Dış Politika Danışma Kurulu toplantısı yaptıklarını söyledi. CHP’nin temel güvenlik hedeflerini şöyle sıraladı:

"Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve devlet egemenliğinin sağlanması. Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin merkezi yönetimde temsil edilmesi. Türkiye’ye yönelik Suriye kaynaklı tehditlerin tamamen engellenmesi. Türkiye’deki düzensiz göçmenlerin, teşvik edici bir program kapsamında Suriye’ye geri dönüşlerinin sağlanması."

“Sonuna kadar korunmasıdır"

CHP’nin Doğu Akdeniz ve Ege politikalarına değinen Bağcıoğlu, “Mavi Vatan” kavramının denizlerdeki ulusal hak ve menfaatlerin korunması anlamına geldiğini belirtti:

"Mavi Vatan, uluslararası hukuktan doğan, tüm denizlerdeki hak ve manfaatlerimizin sonuna kadar korunmasıdır. Bunu CHP, 20 Temmuz 2024 tarihinde açıkladı. Bunun dışında kimsenin yaptığı açıklamalara itibar etmemek lazım. Yayılmacı, emperyalist bir slogan asla değildir. Bilakis emperyalizme karşı milli menfaatlerimizi koruyan bir slogandır. Ama Mavi Vatan’ın da altının boşaltıldığını üzülerek özellikle son üç-dört yılda görüyoruz. Mavi Vatan gerçekten vazgeçilmezdir. Mavi Vatan’dan kimin, ne anladığını bilemem. Mavi Vatan denizlerdeki hak ve manfaatlerimizdir."

"Hangi teklif gelirse gelsin destekleriz"

Bağcıoğlu askeri hastaneler hakkında yaptığı açıklamada, Askeri sağlık sistemi üç basamak halinde süratle realize edilmeli. Bu çok kolay yapılacak bir şey. Birinci basamak üs bölgelerindeki acil tıp uzmanları ve doktorlar, ikinci basamak asker hastaneleri, üçüncü basamak da GATA gibi bir mükemmeliyet merkezi. Yani GATA dünyada tanınan bir mükemmeliyet merkeziydi. Yanık tedavisi, kimyasal, biyolojik radyasyon tedavisi, fizik tedavi rehabilitasyon merkezi, protez-ortez üretimi... Dolayısıyla hangi teklif gelirse gelsin destekleriz. Ama bunun bir yapı içinde yani pansuman çözüm içinde olmaması lazım. Sadece Güneydoğu'daki askeri birlikleri düşünerek değil. Onun tedbirini zaten mutlaka alıyorlardır ama ona köklü bir çözüm bulunması gerekiyor. Şu an düğmeye basılsa GATA gibi bir oluşumda doktorun yetişmesi nereden baksanız 10 yıl. Dolayısıyla ara çözümler, geçici çözümler, palyatif çözümler yerine; bunun külliyen oturulup çözülmesi gerekir. Askeri sağlık sistemi, esasında savunma şeyle birlikte en önde gelen ve süratle çözülmesi gereken konu" ifadesini kullandı.

"Türk milletinin teğmenleri onlar"

İhraç talebiyle disipline sevk edilen Teğmenler hakkında konuşan Bağcıoğlu, "10 günlük bir hazırlık süresi var. Erken ikaz süresi. Yani şu anda düğmeye basılsa Bakan Güler'in de söylediği gibi, 10 gün sonra YDK olacak. Bütçeden sonra olabilir. Yapacağımız şey şu, onu zaten Genel Başkan da deklare etti: Olumsuz sonuç beklemiyoruz, onu çağırmıyoruz. Ama öncelikle teğmenler Türk milletine emanet. Yani CHP'nin teğmenleri değil, Türk milletinin teğmenleri onlar. Ne aileleriyle ne kendileriyle en ufak temasım olmadı. Benim yoksa zaten kimsenin yoktur. Dolayısıyla CHP ile hiçbir bağlantıları yok. Ben eminim, amiraller davasında olduğu gibi bir araştırma yapılmıştır. Teğmenlere Türk milletinin sahip çıkması lazım. CHP olarak iktidara geldiğimizde arkadaşlara normal hukuk düzeni veya yapılacak ilave düzenlemelerle iade itibarlarının yapılacağını genel başkan deklare etti. YDK başlayınca demokratik haklarımızı emekli subaylar olarak kullanacağız. Yani basın açıklaması olsun, kamuoyunu ikaz etmek, hatırlatmak olsun. Ama hiçbir siyasi parti olarak değil, emekli subaylar olarak yapacağız. Bu konuda ben emekli bir asker olarak organizatörlüğü veya koordinatörlüğü yapmaya hazırım. FETÖ vari açıklamalarla başka bir yöne getirildi. Bir darbe paranoyası haline getirildi” dedi. 

"İhtiyaç varsa operasyon olacak tabii ki"

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde operasyon hazırlığında olduğu iddiaları hakkında konuşan Bağcıoğlu, "Hafta sonuna kadar ateşkes süreci diye açıklama yapıldı. Çatışmalar devam ediyor değişik bölgelerde ama tabii orada muhatap Türkiye değil; Suriye Milli Ordusu, YPG ile. Eğer askeri gereklilikler açısından bir ihtiyaç varsa operasyon olacak tabii ki. Ama askeri gerekliliklerin iyi ortaya koyulması lazım" ifadesini kullandı.  Bağcıoğlu, "O bölgeye yapılacak harekatta askeri gerekliliği, güvenlik bağlamında değerlendiriyoruz. Türkiye'ye bir tehdit değerlendirmesi varsa, bir silahlı güç orada namlusunu Türkiye'ye çevirdiyse, bu değerlendirme yapılırsa harekatın değerlendirilmesinden daha doğal bir şey yok şu anda" şeklinde konuştu.

"CHP olarak bir girişimimiz olmadı"

Bağcıoğlu, "Genel Başkan TBMM'de bu konunun bilgilendirilmesini talep etmiş bir konuşmasında, onun dışında CHP olarak bir girişimimiz olmadı. Ama zaten doğal olarak ana muhalefet partisinin, en azından genel başkanının bilgilendirilmesi gerekiyor. Talep olmadan bilgilendirilmesi gerekiyor. Olay başlayıp yarısına geldikten ya da bittikten sonra bilgilendirilmesi uygun bir hareket tarzı değil. Benim anladığım, örneğin MHP, bu olayı başından beri biliyor. MHP, Cumhur İttifakı’nda olsa da iktidarın bir bileşeni değil. Devletle ana muhalefet partisinin bu konuda daha sıkı çalışması gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'den Mesaj! Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'den Mesaj!

"Bahçeli biliyordur "

Bağcıoğlu MHP Lideri Bahçeli’nin haberinin olduğunu ifade ederek, "Tam detayları bilmiyorum, tamamen şahsi yorumum: O açılım veya yeni süreç başlatma yorumuyla bağlantı kurarak ‘Muhtemelen biliyorlardır’ dedim. En azından Sayın Bahçeli biliyordur diye düşünüyorum. Çünkü o bir anda ortaya çıkan PKK açılımı veya Abdullah Öcalan açılımıyla bunu birleştirdiğinizde, en azından MHP liderinin haberi vardır diye düşünüyorum. Zaten teklifimiz bu konularda Sayın Özel'in bilgilendirilmesi. Tabii ki MYK veya fazla kişinin değil ama en azından Sayın Özel'in bu konularda bilgilendirmesi gerektiğini devlet işleyişini ve geçmiş devlet uygulamalarını bilen biri olarak şiddetle tavsiye ediyorum" dedi.

"Kimin müteakip dönemde tehdit oluşturacağını konuşmak çok erken"

Bağcıoğlu, "HTŞ'nin terör örgütü olmasıyla ilgili Ömer Çelik'in açıklamaları vardı, ‘Fiziken kalkmıştır, değerlendireceğiz’ dedi. Belki iki-üç oluşum aynı anda Türkiye'ye tehdit oluşturabilir. Belki bir üçüncü devlet tehdit oluşturabilir. Dolayısıyla güvenlik değerlendirmeleri, askeri gereklilik çerçevesinde değerlendirilir. Yani sekizinci günde, kimin müteakip dönemde tehdit oluşturacağını konuşmak çok erken. 12 günde Şam düştü, yedinci günde geçici hükümet kuruldu, faaliyetlere başladı. Dolayısıyla tehdidi bir örgütle sınırlandırmayıp Türkiye için genel olarak değerlendirmekte fayda var şu anda" ifadelerini kullandı.

"Böyle bir çöküş beklemiyordum"

Bağcıoğlu, "Suriye ordusunun yozlaşmış, siyasi etkilerde, eğitim zafiyeti olduğu, savaş yorgunu olduğu, moral motivasyonu düşük olduğu kesindi. Ama Humus'a kadar böyle bir çöküş beklemiyordum. Açıkçası ‘Ortada biraz daha devam eder’ diyordum. Humus'taki çözülme başlayınca çökeceğini ben de tahmin ettim. Çünkü Rusya, Ukrayna Savaşı’na yoğunlaştı. Önceki dönemde hava gücüyle etkili olan Rusya’nın Wagnerleri, Afrika’nın Burkina Faso, Mali, Nijer gibi değişik ülkelerinde faaliyet gösteriyor. Rusya, onları çekemedi. Rusya ile HTŞ arasında geçiş anlaşması yapılmış olabilir. Ama işin esasında, Suriye ordusunun kendine güvenin olmaması ve harp yeteneğinin kısıtlı olması var" ifadesini kullandı.

“Bu harekatın sahibi biziz”

MİT Başkanı İbrahim Kalın ile HTŞ Lideri’nin fotoğraflarına değinen Bağcıoğlu, "MİT Başkanı'nın faaliyetlerine ilişkin olarak alışık olmadığımız bir görüntü. Diğer istihbarat başkanlarının da mesela CIA veya diğer birleşenlerin bu kadar açık görüntü vermesine pek alışık değiliz. Ama burada muhtemelen bir: ‘Bu harekatın sahibi biziz’ mesajı, iki: İç politikaya yönelik mesaj, üç: Belki de parti içi mesaj var. Ama çok detaylı bilgim olmadığı için detaylı değerlendirme yapamayacağım" şeklinde konuştu.

" TSK Birlikleri de harekata hazırdır”

TSK Birliklerinin olası bir harekata hazırlıklı olduğunu ifade eden Bağcıoğlu, "Milli Savunma Bakanı ile ihtiyaç olduğunda görüşüyoruz. Planlayabiliriz yani. Şu anda bir planımız yok. Kendisiyle zaten geçmişten gelen diyaloğumuz var. Sağ olsun, görüşme taleplerimizi yoğun programına rağmen karşılamaya çalışıyor. Ama şu anda onun da yoğunluğu dikkate alınarak olayın biraz daha istikrar bulmasında fayda var. Süreç her ne kadar MİT Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı tarafından ağırlıklı olarak yürütülse de bölgedeki TSK Birlikleri de harekata hazırdır diye düşünüyorum. Onlarla da ilgileniyordur" dedi.

"İsrail'in Türkiye'ye tehdit oluşturması mümkün değil”

Bağcıoğlu, İsrail’in Türkiye’ye tehdit olmadığını ifade ederek, "İsrail'in konvansiyonel olarak Türkiye'ye tehdit oluşturması mümkün değil. Ama terör örgütleri vasıtasıyla olabilir. Ekonomi, siber gibi diğer aparatlar kullanılarak olabilir. Ama konvansiyonel olarak İsrail'in buna ne insan gücü ne diğer kaynakları yeter. Bu konuda konvansiyonel bir tehdit beklemiyoruz. Ama İsrail'in Suriye'nin güvenliğini ve dengesini bozacak girişimlerde bulunabileceği, temkinli olmak ve takip etmek gerektiğini düşünüyorum. 1974'teki anlaşmayla insansızlaştırılmış bölgedeki faaliyetleri devam ediyor. Hatta iki mahalle dışına çıktı, iki mahallede güvenlik harekatı yapıyor. İsrail o bölgede şu anda dikkatli takip edilmesi gereken faaliyetler yapıyor. ‘O kendi bekasını sağlıyor, güvenliğini sağlıyor, erken ihbar sağlıyor’ diye değerlendiriyor. Ama İsrail'in faaliyetleri sadece bugün değil, her zaman takip edilmesi gereken bir durum. Kaldı ki HTŞ'nin harekatından en kârlı çıkan İsrail" dedi.

"Biraz daha takip etmek lazım"

Bağcıoğlu, "Şu anda tabii gelişen yeni dinamiklerle Suriye en önemli güvenlik riski. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanamaması, o bölgedeki oluşumların Türkiye'ye risk oluşturması kuvvetli ihtimal. Ama daha sekizinci gün, önümüzdeki günlerde daha istikrar bulabilir. Değişik açıklamalar var. El Şara'nın ‘Merkezi yönetim dışında federatif yapıya izin vermeyeceğiz’ diye açıklaması var. YPG liderinin ‘Silahları bırakalım, silahsızlandırılmış bölge olsun’ açıklaması var. Daha çok erken, çok prematür yorumlar ve açıklamalar bunlar. Biraz daha takip etmek lazım. Bence en önemli tehdit Suriye'deki değişik oluşumların, terör gruplarının Türkiye'ye tehdit oluşturması şu aşamada. Milli güvenlik olarak ekonomik olarak böyle, diğer konularda tabii ki bir sürü risk var" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi