Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin,
1 Haziran’da başlayan kontrollü normalleşme süreciyle ilgili basın toplantısı
düzenledi. ATSO Başkanı Davut Çetin toplantısını Antalya Valisi Münir Karaloğlu
ile birlikte yaptı. Toplantıda normalleşme sürecine ilişkin başlatılan ‘Çok
Yaşa Antalya’ kampanyası da tanıtıldı.
ATSO Başkanı Davut Çetin, hem pandemi sürecine hem de
sonrasına ilişkin çok ciddi tespitlerde bulundu. Sürecin çok iyi yönetildiğini
belirtirken, önümüzdeki yılın son aylarına denk gelen kredi ve ötelenen SGK
ödemelerine dikkat çekti. Kalkınma Ajansı ile yapılan çalışmaları aktardı ve
yol gösterici verilerin hazırlanmasıyla iş insanlarının da rotasını çizeceğine
dikkat çekti…
“19 Mart’la Nisan’ın ilk haftası arası tüm iş insanları
olarak büyük panik yaşadık. Krediye ulaşacağız, ulaşamayacağız paniği yaşandı.
O panikleri yatıştırmaya çalıştık. Açıklanan paket İlk etapta 350 milyarı
serbest bırakılacaktı. 15-20 gün süreci çok hızlı atlattık. Ve geçen hafta Cuma
günü geldiğimiz noktada 224 milyar Lira kredi dağıtılmış. Birçoğu da işe devam
kredisi. Üç kamu bankamız son 1,5 ayda çok ciddi destek verdi. Sokağa çıkma
yasağı tüm talepleri karşıladılar. Şuanda piyasada krediyle ilgili arayan yok.
Kredi verilmeye devam ediyor. Esnaf odasının aldığı can suyu kredisi bizi çok
yormuştu. Çünkü bizim üyemize verilmiyordu. En son 3-4 hafta oldu onu da dahil
ettik. Şahıs firmalarına, herkese 25 bin Lira veriliyor artık. Arkasından nefes
kredisi çıkardık.”
ANTALYA OLARAK
ŞANSLIYIZ
“Kısa çalışma ödeneği, ödendi. Ciddi anlamda katkı verdi.
Antalya’da çok ciddi destek verdi. Tüm sektörlerden devam etsin diye talep
geliyor. Antalya olarak çok şanslıyız. Ekibin başında Sayın Valimiz var. Ben
O’nunla çalışmaktan çok mutluyum. Baştan beri ne dediysek yapıldı. Antalya
salgın ilk açıklandığında Türkiye’nin salgını en yoğun yaşayacağı iller
arasında 4’üncüydü. Ama geldiğimiz noktada Türkiye’de 81 il içerisinde
81’inciyiz. Yani bu süreci dinamik ve çok hızlı alınan kararlarla Antalya’yı
çok iyi koruduk. Korumamız da gerekiyordu. Çünkü burası turizmin başkenti,
hepimizin gözbebeği. Ve önümüzde de çok hızlı bir çıkışa ihtiyacımız var,
turizmle ilgili. Dünyanın en iyi korunan ülkelerinden biri Türkiye, Türkiye’nin
en iyi korunan illerinden biri Antalya.”
TEK KORKUM…
“‘Bu süreçten sonra ne olacak’, burası önemli. Bir tek
korkum var. Ekim sonrası… Kredi ödemelerimiz, ötelenen SGK, vergi ödemelerimiz
başlayacak. Bu süreçte işlerimiz geçen seneki seviyeye çıkacak mı, şüphelerimiz
var. Onunla ilgili de Kalkına Ajansı’nın desteğiyle bir çalışma başlattık.
Hangi sektörler, ne kadar etkilendi, önümüzdeki süreçte ne kadar etkilenecek,
üyelerimize bir yön çizmemiz lazım ki biz bilgi verelim, onlara bir yol
gösterelim. Ben bir şey söylüyorum üyelerimize, önümüzdeki 3 aylık, 6 aylık, 1
yıllık nakit akışlarını kesinlikle hesap etmesi lazım. Onu hesap etmesi için de
bizim önlerine bir tablo vermemiz lazım. İyimser tablolar var, kötümser
tablolar var. Biz kötümseri görüp, iyimsere göre çalışacağız. Bu tablolar
sanıyorum önümüzdeki günlerde tamamlanacak. Açıklanacak. 1 Haziran ile birlikte
normalleşmenin etkileri yaşandı. Herkes arıyor, bir şey oldu diye. Kendi
işyerimde de öyle. Demek ki iş psikolojikmiş. Bizim psikolojiyi kırıp gücen
sağlayıp bu güvenle çalışıyor olmamız lazım. Zaten ekonominin başı da
güvendir.”
TOPARLANIRIZ!
“İmkanları olanlar yatırıma paylaşmalı. Bunun aşısı bulunana
kadar bununla yaşamayı öğreneceğiz. 7 Bin üyemiz genelgeyle kapatılmıştı. Ama
7-8 bin üyemiz de kendileri kapattı, bu süreçte. Yani 15-20 bin üyemiz bu
süreçte çok uzun kapalı kaldı. Bir de sokağa çıkma yasakları girdi araya. Ciddi
bir ekonomik sıkıntı içine hepimiz girdik. Bu süreçten çıkar mıyız? Tabii
çıkarız. Bizim için en önemli sektör turizm. Antalya’nın lokomotif sektörü.
Orada bu sene ciddi bir düşüş göreceğiz. Biz bunu 2016’da yaşadık. 1 Yıl içinde
de 2,5 kat yükselerek geçtiğimiz yıl da rekor kırarak dönemi tamamladık. Demek
ki çok toparlanıp çok çabuk aksiyon olabiliyoruz. Demek ki bunlara çalışıyor
olmamız lazım. Yüzde 60 turizmde düşüş bekleniyor, açıklandı. Bu süreçte
kendimizi iyi anlatıyor olmamız lazım. Dayanışmayla bu yılı atlatmamız lazım.”
CİDDİ BİR İŞ GÜCÜ
KAYBI YOK
“Biz devletten destek isterken, hep iş insanları kendine
istemiş gibi bazı çevreler konuştu. Benim kendi şahsıma aldığım hiçbir şey yok.
Amacımız istihdamı korumak. Kısa dönem çalışma ödeneği ile ilgili başvuru
yapmış pekçok iş insanı tam maaş ödedi. Çok fazla iş kaybı yok. Şirketler de de
korktuğum olmadı. Çok çabuk adapte olabiliyoruz Türk şirketler olarak. Hatta
açılan çok sayıda şirket de oldu bu süreçte. Sektör değiştiren, maske imalatına
geçen gibi… Asıl önemli olan Ekim sonrası durum”
Songül Başkaya