Turistik tesislerin ülke ekonomisi için olduğu gibi kendileri için de büyük önem taşıdığına dikkat çeken kısa adı EKAD olan Ekolojik Araştırmalar Derneği Başkanı Dr. Ali Fuat Canbolat şu değerlendirmelerde bulundu: 

    “Ama doğamız da en az onlar kadar önemli. Bu duyarlılığı, hassasiyeti daha fazla arttırmak amacıyla yaşadığımız olayları kamuoyu ile paylaştık. Amacımız doğamızı korumak, turizm tesisleri ile birlikte çalışmalarımızı yürütmek. Olay birkaç gün önce oldu. Aslında temel çıkış noktası pandemi ile alakalı. Pandemi nedeniyle birçok tesisimiz geç açıldı. Ama yuvalama erken başladığı için kayıt altına aldığımız yuvalar maalesef turizm tesisleri 1 Mayıs'tan önce yapması gereken işlemleri haziranın sonu gibi yapmaya başladılar. 


    Yürüme yollarını fark etmeden yuvaların üzerine koymuşlar.  Biz de bunu en son yavruların çıkmasını beklediğimiz tarihte anladık. Çünkü yuvalarından yavrular çıkmayınca biz rutin olarak işlem yapıyoruz. Bütün yuvaları kontrol ediyoruz. Elimizdeki kayıtlarla yuvaların yeri belli. Baktık yürüme bandının altında görünüyor. Acaba altında mı diye yürüme bandını kaldırdığımızda bir tesisimizde 60 tane canlı yavru diğer tesisimizde maalesef 50- 60 tane ölü yavru gördük. Buradan şunu çıkarmamız gerekiyor. Bu tür faaliyetler 1 Mayıs'tan önce tamamlanmalı. Tamamlanma gerekçesi de bunlarla alakalı. Bu olaylar bir daha yaşanmasın. Hem turizmcilerimiz mağdur olmasın hem doğamızı daha iyi koruyalım.”


    Ekolojik araştırmalar derneği deniz kaplumbağaları izleme projelerinde, teknik sorumlu ve proje asistanı olarak görev yapan Kerem Atatunç, rutin çalışmalarında Mayıs ayında başlayan yuvalama çalışmalarının Temmuz ayının sonuna kadar devam ettiğini belirterek "Bu devrede bizim tespit ettiğimiz yuvalar var. Biz bu yuvaların bu süreçte yavru çıkışları oluyor.  İçerde sıkışmış olan yavru sayılarını tespit ettiğimiz bir çalışmamız var. Çıkışını göremediğimiz yuvaları da ayrıca kontrol ediyoruz" dedi.


70 KAPLUMBAĞA KURTARILMIŞTI

    Bu şekilde rutin yapılan çalışmalar esnasında, çıkış alamadıkları yuvaları kontrol ettikleri sırada  otellerin birinin önünde yürüme bandının altında yuvaları tespit ettiklerini anlatan Atatunç şöyle konuştu: 


    “Yolun birinde şans eseri gölgede kaldığından yavrular geç çıkmış ve yaklaşık 70 yavruyu bu şekilde kurtardık.  Ne yazık ki ikinci olayda bu şekilde şanslı değildik. Yürüme bandının altında kalmış bizim daha önce tespit ettiğimiz yuvadan yavrular çıkış gerçekleştirmiş fakat yürüme bandının altından çıkamadıkları için yaklaşık 60 tane yavruyu kaybettik. Bu süreçte aslında Mayıs’tan Eylül ayına kadar genelge gereği kumsalda aslında bu tür faaliyetlerin yapılmaması gerekiyor.”

    Belek bölgesi için sahilden denize 35-40 metre yuvalama bandı olarak tespit edildiğini ve bu alanların kullanılmaması gerektiğini kaydeden Atatunç, yaşanan olayın hem bu tesislerin kurallara riayet etmemesi hem de pandemi döneminde geç açılan tesislerin ne yazık ki sezon ortasında bu kumsal düzenlemesi faaliyetlerini gerçekleştirmesinden kaynaklandığını dile getirdi.  Turizm alanlarında bir başka sıkıntıda ışık olayların olduğuna dikkat çeken Atatunç şöyle devam etti: 


    "Aslında bu olay çok rastladığımız bir olay değil çünkü bu olay Mayıs öncesi hazırlıklar tamamlanmış oluyordu. Ne yazık ki sezon ortasında olmasında yapılması ve dikkat edilmemesinden dolayı böyle iki yuvada kaybımız gerçekleşti. Bizim tespit edebildiğimiz kadarıyla.  İnsan böyle bir durumu görünce isyan da oluyor.  Türkiye’nin en büyük yuvalama alanından bahsediyoruz. Geçen sene 3 bin 200 yuvalama alanı tespit ettik rekor sayıda bu senede benzer alanlarda gidiyor. Bu yüzden bizim her yere yetişme şansımız yok. İnsanlardan da bu konuda anlayış bekliyoruz turizm tesislerinden yaşayan insanlardan."

    (İHA)

Editör: TE Bilisim