Basın Açıklamasını okuyan Akdeniz Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehtap Türkay, “İklim değişikliğine bağlı korunma önlemlerinin geliştirilmesinde, sağlık etkileri nedeniyle başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlara önemli görevler düşmektedir” diyerek bakanlığı uyardı.
Akdeniz Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mehtap Türkay, “Küresel ortalama sıcaklığın rekor düzeye geldiği ve hatta geçen hafta üst üste 3 kez rekor kırdığı, El-Nino’nun etkisiyle de bu etkinin devam edeceği ile ilgili haberleri son günlerde yoğun bir şekilde duymaktayız. Birleşmiş Milletler (BM) web sayfasında yer alan bilgilere göre; küresel sıcaklık artışları ile ilgili Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ‘gözlerimiz açık bir şekilde felakete doğru hızla ilerliyoruz’, ‘artık uyanma ve adım atma zamanı’ demiştir. İklim krizi, genel olarak iklim koşullarında meydana gelen olumsuz değişimleri, özellikle yağış ve rüzgar değişimlerini içeren küresel ısınma ile birlikte ele alınan bir kavramdır. Küresel iklim değişikliği ise; fosil yakıtlarının kullanımı, yanlış tarım uygulamaları ya da arazi kullanımları, ormansızlaştırma ve sanayinin etkisiyle atmosfere salınan sera gazı birikimi ve bunun da doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda yerkürenin ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı ve iklimde oluşan değişiklikleri ifade etmektedir. İklim değişikliği, tek başına bir çevre sorunu değildir. Aynı zamanda kapitalizmin ve kalkınmanın dinamikleri ile iç içedir. Bu nedenle iklim adaleti hareketi oluşmuş, iklim değişikliğinin tehlikeleri gündeme getirilmiştir. İklim adaleti hareketi, küresel kapitalizmin iklim üzerine etkisini vurgulamak için ‘iklim değil sistem değişmeli’ vurgusunu yaygınlaştırmıştır” diye konuştu.
“İNSAN ÜZERİNDE FİZYOLOJİK ETKİSİ VAR”
“Son yıllarda artan oranda karşımıza çıkan salgın hastalıklar, tarım ürünlerinin ve biyolojik çeşitliliğin azalması ve üretiminin gerilemesi, orman yangınları, seller, sıcak hava dalgaları rastlantı değildir” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Mehtap Türkay, “Tümü iklim krizinin etkileri arasındadır. Daha fazla sıcak hava dalgası ve kuraklık, kentlerde ozon kirliliği örneğin 12 Temmuz 2023 tarihinde Antalya’da ozon açısından hava kalitesi indeksi 66 iken bugün 81 olmuştur. Bunun anlamı Antalya’da yer seviyesi ozon kirliği mevcuttur), kasırga, aşırı yağış ve sel gibi anormal iklim olaylarında artışlar, Lyme hastalığı, Batı Nil virüsü gibi hastalıkların yayılmasına neden olan sivrisinek ve kenelerde artış gibi nedenlerle iklim krizi sağlığı da doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Solunum ve dolaşım sistemi hastalıkları başta olmak üzere, sıcak hava dalgalarının insan üzerinde oluşturduğu fizyolojik değişimler, anormal hava şartları nedeniyle oluşan yaralanma ve ölümler doğrudan sağlık etkileri arasında sayılabilir. Eurostat verileri üzerinde yapılan bir incelemede; 30 Mayıs-4 Eylül 2022 tarihleri arasında Avrupa’nın 35 ülkesinde yoğun sıcaklık artışları nedeniyle 61.672 kişinin öldüğü saptanmıştır. En çok ölüm İtalya, Yunanistan, İspanya ve Portekiz’de olmuştur. Ülkemizde de durum farklı değildir. İstanbul’da 2004-2017 yılları arasında sıcak hava dalgalarını inceleyen bir çalışmada aşırı sıcaklık nedeniyle 4.281 fazladan ölümün olduğu saptanmıştır. Dolaylı sağlık etkileri ise; su kalitesi ve miktarının azalması, gıda güvensizliği, iklime duyarlı bulaşıcı hastalıkların yayılması, göçler, sağlık hizmetine erişimin azalmasıdır” şeklinde konuştu.
“AKDENİZ HAVZASI HASSAS KONUMDA”
Türkay, “Lancet Gerisayım, Sağlık ve İklim Değişikliği ile ilgili ilerlemeyi izleme grubu gibi Türkiye’de benzer bir şekilde iklim değişikliği ile ilgili ilerlemeyi, sağlık etkilerini ve sonuçlarını izlemelidir. Avrupa Birliği Mali Yardımı IPA III Programı kapsamında 2021 yılında desteklenmeye başlanan ‘İklim Değişikliğinin Sağlık Etkilerinin Azaltılması için Sağlık Bakanlığı Kapasitesinin Güçlendirilmesi’ projesi olumlu bir gelişmedir. Ancak tek başına yeterli değildir. Toplumun farkındalığının arttırılması gerekmektedir. Özellikle aşırı sıcaklar nedeniyle, sıcak çarpması riski taşıyan; yaşlılar, bebekler ve beş altı çocuklar, hipertansiyon, kalp damar hastalığı ve ağır akciğer hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar, evsizler, açık alanda çalışanlar uyarılmalı hatta bu gruplar için ek önlemler alınmalıdır. Özellikle hava kalitesi izleme sonuçlarının risk grupları ile paylaşılmasının önemi yüksektir. Ozon ve parçacık kirliliğinin yüksek olduğu günlerde ve sıcak hava dalgası dönemlerinde evde kalmanın sağlanması, özellikle açık alanda çalışan tarım ve inşaat işçileri başta olmak üzere çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi alınması gereken önlemler arasında sayılabilir. ülkemiz, Akdeniz Havzasında yer alır ve iklim değişikliği açısından daha hassas bir konumdadır. Bundan sonrası için de iklim değişikliği nedeniyle sıcak hava dalgalarının, seller gibi aşırı hava olaylarının artacağı söylenebilir. İklim değişikliğine bağlı korunma önlemlerinin geliştirilmesinde, sağlık etkileri nedeniyle başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlara önemli görevler düşmektedir. Paris İklim Antlaşması hedefine ulaşmak için, fosil yakıt kullanımının sonlandırılması öncelikli olmalı ve bu konuda atılan tüm adımların toplumla paylaşılması sağlanmalıdır” diyerek açıklamasını tamamladı.
Arda KIR