Antalya Büyükşehir Belediyesi İnşaat Mühendisi Ecehan Olucak, 2022 Mayıs ayında başladıkları Antalya Deprem master planının; afet dirençli şehir planlaması yapmak, kentsel dönüşüm yapılacak alanları belirlemek, mevcut yapıların güçlendirilebilir olanlarını tespit ederek yenilemek ve şehrin alt yapısını dirençli hale getirmek, gibi 4 ana hedefinin olduğunu vurguladı. Plan uygulanırken karşılaşılacak en önemli sorunun mülkiyet ve imar hakkı olacağını kaydeden Olucak, “Kentsel dönüşüm alanları parsel parsel yenilenmiş binaları da içerecek, bunların hepsi için en önemli sorun finans kaynağıdır.” dedi.
Antalya Kent Konseyi, 200'den fazla paydaşın katılımıyla düzenlediği 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayı'nın, "Afet Yönetimi ve Bilinci" oturumuna konuk olan Antalya Büyükşehir Belediyesi İnşaat Mühendisi Ecehan Olucak, Deprem Çalışmaları ve Antalya Deprem Master Planı hakkında bilgiler verdi. Antalya İl Afet Azaltma Planında kentin karşılaştığı afetlerin 4 ana başlıkta sıralandığını belirten Olucak, Antalya’da meteorolojik ve hidrolojik olarak afetlerin ilk sırada yer aldığı ve bunun oranının yüzde 56 olarak gerçekleştiği belirlendi. Kütle hareketi afetlerinin yüzde 29 ile ikinci sırada yer aldığını dile getiren Olucak, orman yangınlarının yüzde 11 ile üçüncü sırada olduğunu, yüzde ile depremin dördüncü sırada yer aldığını aktardı.
“DEPREM MASTER PLANI ÇALIŞMASINA MAYIS 2022’DE BAŞLADIK”
Bu verilerin Antalya’da deprem hazırlığı yapılmamalı yönünde bir algı oluşturmaması gerektiğinin altını çizen Olucak,” Deprem ülkesiyiz. Depremi büyük yada küçük ölçeklerde, küçük yada büyük şiddetlerde yaşıyoruz. İl Afet Risk Azaltma Planına göre deprem bazında bakıldığında deprem master planı hazırlanması sorumluluğu ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelere verilmişken, deprem master planının ana verisi olan yapı sorumluluğu envanteri hazırlama sorumluluğu ilçe belediyelere verildi. İlçe belediyeleri yapı ruhsatlarından sorumludur. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak deprem risklerinin azaltılması için deprem öncesi alınacak önlemleri, yapılacak çalışmaları içeren yaşam kalitesi arttırılmış bir toplum oluşturma yönünde ilerleyen, dinamik ve katılımcı bir plan yapmak amacıyla 2022 yılında mayıs ayında çalışmalara başladık. Antalya’nın 19 ilçesiyle bütüncül bir çalışma hedefliyoruz.” diye konuştu.
Deprem master planının; afet dirençli şehir planlaması yapmak, kentsel dönüşüm yapılacak alanları belirlemek, mevcut yapıların güçlendirilebilir olanlarını tespit ederek yenilemek ve şehrin alt yapısını dirençli hale getirmek, gibi 4 ana hedefinin olduğunu vurguladı.
“ŞEHRİN DEPREME HAZIRLIKLI OLMASI İÇİN HARİTA ORTAYA KONACAK”
Çalışmalar yürüttükleri plan kapsamında ilk önce şehir ölçeğinde kayıp tahminlerinin yapılacağını ifade eden Olucak, “Kayıpların görece fazla olacağı öngörülen alanlardaki mevcut binaların taşıdıkları deprem risk düzeylerinin hızlı deprem güvenliği yöntemiyle belirlenmesi ve sıralanması gerçekleşecek. Zararı azaltmaya yönelik müdahalelerin, hangi bölgelere hangi öncelikle uygulanması önerisi gelecek. Yaklaşık maliyet hesapları da öngörülerek, yol haritası hazırlanacak. Bu projeyle deprem afeti etkisinin boyutu hakkında bilimsel yöntemlere dayalı rasyonel sonuçlar sunulacak, gelecekte şehrin depreme daha hazırlıklı olması için bir harita olarak ortaya konulacak. Tüm paydaşlarımızla bu haritayı değerlendirip gerekli eylemler süreçler kurum ve kuruluşların rollerini hep birlikte belirleyeceğiz.” İfadelerine yer verdi.
“YIKIP YIKACAK KADAR ZENGİN DEĞİLİZ”
Türkiye’nin yıkıp yapacak kadar zengin bir ülke olmadığına değinen Olucak, uzmanların Antalya’da çok vurucu kırıcı bir deprem beklenilen durum olmadığı ama kentte güçlendirme ihtiyacının çok yüksek olduğunun altını çizdi. Olucak, zorunlu olmadıkça bir binanın yıkılmaması gerektiğine değinerek, yıkmadan güçlendirerek o binaları kurtarmanın ele alınması gerektiğini belirtti.
“KAYDI OLMAYAN YAPI BİZİM İÇİN RİSKLİDİR”
Deprem Master Planını, Türkiye Deprem Vakfının danışmanlığında yürüttüklerini ifade eden Olucak, “ Yapı stoku envanterinin ilçe belediyelerinin uhdesinde olması nedeniyle bir koordinasyon oluşturduk. İlçe belediyelerinin ilgili birimleriyle yerinde görüşmeler yaptık, bu birimlerden 19 ilçeden 175 tane koordinasyon personelini görevlendirttik. Çalışmaların nasıl ilerleyeceği yönünde eğitimler aldık. Yapı stoku envanterinin nasıl yapılacağına dair çalışmalar yürüttük. Zamanımız yok yani her gün her saat bu işin tedbirinin alınması için geçen bir süre. En hızlı ve doğru yöntemle yapı stoku envanter programı oluşturduk. Amacımız şu öncelikle belediyelerin arşivinde kayıtlı projeleri sisteme almak ve öncelikleri belirlemeye başlayalım. Kayıtlı olmayan proje zaten bizim için riskli yapı demektir. Eğitimlerimiz hale devam ediyor. Yapı stoku envanteri uzun soluklu bir çalışma, aynı şekilde deprem master planında uzun bir çalışma.” diye konuştu.
Antalya’ya ait mevcut jeolojik veri raporu hazırladıklarının işaret eden Olucak,1900 ile 2023 arasındaki kentte olan tüm 4 üzeri depremlerin bu dokümanda haritalandırıldığını bildirdi.
“ORMANLAR TOPRAĞA DÖNÜŞMÜŞ”
Bu doküman ile Antalya için jeolojik, hidrojeoloji, depremsellik, sıvılaşma ve heyelan alanındaki tüm verileri tek bir kaynak haline getirdiklerini aktaran Olucak, “Toplanma ve barınma alanları bu haritada işlendi. 19 ilçemizde 10 yıllık süreçte arazi kullanımının; yapı,sera,su,orman ve toprak değişimine baktık. En çok seralar gitmiş. Ormanlar toprağa dönüşmüş. Bu tüm ilçelerimiz için mevcut.” dedi.
“EN BÜYÜK SORUN MÜLKİYET VE İMAR HAKKI”
Deprem Master Planının 4 ana hedefini yerine getirirken karşılaşılacak sorunlardan ise Olucak şöyle bahsetti: “İlk adımımızda karşılaşacağımız sorun mülkiyet ve imar hakkı olacak. Çünkü şehir depreme dirençli hale gelebilmek için yeniden planlanmak zorunda olacak. Şehirlerin merkezi kısımları eski yapılardan oluşuyor. Bunun için mülkiyet ve imar hakkı ile ilgili birtakım çalışmalar yapılmalı, 6306 sayılı kanunun parsel dönüşümü olmaktan çıkarılması gerekiyor, ada bazında dönüşümü sağlaması lazım. Kentsel dönüşüm alanlarını parsel parsel yenilenmiş binaları da içerecek. Mecburen böyle olacak. Bunların hepsi için en önemli sorun finans kaynağı. Finans kaynağı ne vatandaşın ne yerel yönetiminin çözebileceği bir şey değil, devlet bazında birtakım tedbirler alınması gerekiyor. Bu ülke dirençli hale gelebilecek dönüşümünü tamamlayabilsin.”