Türkiye’de her geçen gün artan gıda enflasyonu sabit maaşla çalışan işçi ve memurlar ile emeklileri vuruyor. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun araştırmasına göre 2025’in Mart ayında aylık gıda enflasyonu yüzde 6,8 artarken yıllık artış ise yüzde 52,8 oldu. Yine aynı konfederasyonun yaptığı araştırmaya göre açlık sınırı 26 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 80 bin TL’ye dayandı. Son 58 aydır aralıksız olarak artan gıda fiyatları, yılın ilk üç ayında toplam yüzde 13,6 oranında arttı. Türk-İş ise yıllık gıda enflasyonunu yüzde 40,6 olarak açıkladı.
Sepet Doldurmanın Maliyeti Yüzde 1200 Arttı
Gıda enflasyonu sebebiyle dar gelirli yurttaş başta olmak üzere halkın büyük kesimi sağlıklı beslenmeden mahrum kalırken Türkiye’nin büyük kentleri başta olmak üzere artan kira fiyatları sebebiyle, kira ödeyen memur aileleri de kira tutarı sonrası ekonomik olarak neredeyse asgari ücretli seviyesinde bir yaşama maruz kalıyor. Asgari ücret, emekli maaşı ve memur maaşlarının her ay enflasyon oranında güncellenmesi gerektiği de ifade edilirken, iktidarın ekonomik politikalarının bedelini halkın ödediği kaydedildi. 2021 yılında 100 TL’ye dolan bir market alışverişi Mart 2025’ göre bin 265 TL’ye dolarken 4 yıllık artış yüzde 1200 olarak yer aldı.
“Enflasyon Farkı Aylık Ödensin”
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Antalya İl Başkanı Sadık Acar, “Asgari ücretli ve emekli açlık sınırının altına maaş almaktadır. Asgari ücretli ve emeklinin beslenme şansı yok. 3 aylık durumda neredeyse 2 bin TL’ye yakın bir kayıpları oldu. 3 ayda enflasyon yüzde 10’u geçti. Bugün hükümetin, asgari ücretliye, emekliye ve çalışanlara ara zam formülü düşünmesi gerekmektedir. Temmuz ayında memurlar ve emekliler bir zam alacak. Asgari ücretlide bir zam almalı. Emekçi artık kemer sıka sıka kemik haline geliyor. Türkiye’de rant yapan bir enflasyon var. Bu enflasyondan yararlanan bir kesim var. Hükümet faiz artışları yaptı. Emekli ve asgari ücretli çalışanlar artık kredi kartlarına yükleniyor veya kredi çekmek zorunda kalıyor. Bu sorunun çözümü maaş zammı için 6 ay bekleme değildir. Tırmanan bir enflasyon var. Her kesime aylık olarak enflasyon oranında zam yansıtılması gerektiğini savunuyoruz” dedi.
“Emeklinin Yüzü Gülmüyor”
Birleşik Emekliler Derneği Antalya Şube Başkanı Zeki Öner Özgöçer, “Türkiye’de Gıda maliyeti Tüketici sepetinin yaklaşık 4/1 oluşturuyor. Dünya bankası raporuna göre yıllık reel gıda enflasyonun en yüksek olduğu 4.Ülkeyiz. Tarımsal üretimdeki problemler, kuraklık, sel gibi iklimsel faktörler tarımsal üretimdeki fiyatların artmasına neden oluyor. Bunlara bir şey deme hakkımız yok fakat; gübre, mazot, yüksek KDV oranları maliyeti yükselterek dünya fiyatlarına göre pahalı olmasına sebep oluyor. Mart ayında küresel gıda fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 6.9 oldu. Aynı dönemde Türkiye’mizde gıda enflasyonun yüzde 37.1 ile rekor kırdı ve aradaki makas genişledi. Türkiye ile Dünya arasındaki gıda enflasyon makası 30 puana yükseldi. 2025 yılı SGK, Bag-Kur ve Memur Emeklisine verilen zam oranlarını ikiye katladı. Bilindiği gibi SSK ve Bag-Kur emeklisine yüzde 15.74 memur Emeklisinde 11.54 zam verilmişti. Türkiye’mizde sayısı 16 Milyonu bulan Emeklilerimiz için şehirlerde yaşam zorlaştı, az da olsa kirada olmayan emekli az bir az nefes almakta fakat yüzde 90 emeklilerimiz bin zorluklarla hayata tutulmaktadır. Emeklilerimizin şikayetlerini her gün gelen yüzlerce telefon ve bire bir görüşmeler ile dertleşerek dertlerini ilgili yerlere bildiriyoruz. Acil olarak Temmuz ayına gelmeden kalıcı iyileştirmeler yapılmalı ve Emeklinin yüzü güldürülmelidir. Rahmetli dedelerimiz derdi ki, emekli olarak ekmeğimiz var çok şükür, önemli olan yanına soğan mı koyacağız, et mi?” dedi.
