Manavgat'ta Seyir Halindeki Araç Kamyonete Çarptı Manavgat'ta Seyir Halindeki Araç Kamyonete Çarptı

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mustafa Erkan, tarım alanlarının 20-30 yıl içinde yüzde 15 ile 30 arasında kaybedildiğini belirterek, “Tarım alanları azalıyor, nüfus artıyor. Her dönemde bir mucizeler yaratılmış. Suyun yüzde 70’inin tarımda kullanıldığı düşünülürse bizim yeniden mucizeler yaratmamız gerekiyor nüfusu beslemek için. İnsanın yapılaşma baskısı şiddetini hızla azaltmamız gerekiyor, aksi takdirde bugünler iyi günlerimiz olacaktır.” dedi.

21. Yüzyılda Antalya Çalıştayları kapsamında, Antalya Kent Konseyi’nde, ‘Tarım ve Çevre Üzerindeki Baskılar’ adıyla oturum düzenlendi.  Yoğun katılımla Antalya Kent Konseyi Toplantı Salonu’nda düzenlenen programda konuşan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, hızlı kentleşmenin baskıladığı tarım alanlarının sürdürülebilirliği üzerine 14 ayrı çalışma gurubu olduğunu kaydetti.  Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, tarımın insanlık tarihinin en eski ve en temel faaliyetlerinden biri olduğunu belirterek, gıda üretiminin kaynağı olması nedeniyle toplumların varlığını sürdürebilmesi için hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. 

Antalya’da Tarım Alanlarının Yüzde 15 30’Unu Kaybettik 1

“TARIM ÖNEMLİ BİR İSTİHDAM KAYNAĞI”

Tarımın ekonomiye katkı sağlamasının yanında önemli bir istihdam alanı olduğuna değinen Kurt, “Tarım sanayiye ham madde de temin eder. Tarımsal üretim sayesinde gıda güvenliği sağlanır, ülkeler kendi kendine yetebilir hale gelir ve ithalata bağımlılık azalır. Bu durum, hem ekonomik bağımsızlık hem de stratejik açıdan büyük bir avantajdır. Kent konseyi kuruluşundan bu yana tarım topraklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması konusunda öncelikli konularla çalışmalarını sürdürüyor. Hem bilinçlenmeye katkı sağlamak hem de ortaya çıkan stratejileri yönetimlerin gündemine taşımayı hedeflemektedir.” diye konuştu. Tarım sadece ekonomik değil, çevresel ve sosyal açıdan da kritik bir sektör olduğuna vurgu yapan Kurt, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması, iklim değişikliğiyle mücadele ve biyoçeşitliliğin korunması açısından tarımın büyük bir öneme sahip olduğunu kaydetti. 

Antalya'da Arkadaşını Öld*ren Sanığa Ömür Boyu Hapis İstendi Antalya'da Arkadaşını Öld*ren Sanığa Ömür Boyu Hapis İstendi

“TARIM İNSANLIĞIN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİREN STRATEJİK SEKTÖR”

Organik tarımın su tasarrufunun yanında, doğaya zarar vermeden üretim yapma imkanı sağladığını dile getiren Semanur Kurt, “Ayrıca, kırsal kalkınmayı destekleyerek köylerden şehirlere göçü azaltır ve yerel ekonomileri güçlendirir. Bu nedenle tarım, sadece bir üretim faaliyeti değil, aynı zamanda insanlığın geleceğini şekillendiren stratejik bir sektördür. TÜİK verilerine göre; ülkemiz tarım alanlarında önemli ölçüde azalma oldu. 2005 yılından itibaren son yıllara kadar tarım alanlarının yüzde 10’dan fazlası tarım dışına çıkmıştır.  Antalya için de durum farklı değildir. Artan nüfusla birlikte tarım alanları çarpık kentleşmenin kurbanı oldu. Tarım İl Müdürlüklerinden 2017 yılından sonra Toprak Koruma Kurulu kararları ile tarım dışına çıkarılan tarım alanları verilerine ulaşamıyoruz.” diye konuştu. Kurt, Kent Konseyi Tarım Çalışma Grubunun 2017 yılı öncesi raporlarında; 2010-2015 yılı arasında Antalya’da yaklaşık 3 bin hektar alanın toprak koruma kurulu kararıyla tarım dışına çıkarıldığını bildirdi. 

“ÇARPIK KENTLEŞMENİN TARIM ALANLARINA BASKISI”

Bu alanların sektörel dağılımı hakkında bilgiler paylaşan Kurt, “Yaklaşık yüzde 72’sinin konut ve iş yeri olduğu, yaklaşık yüzde 12’sinin de turizm amaçlı yatırımlara geçtiği görülüyor. Günümüzde konut ve iş yeri yapımına bu oranın çok üstünde bir alanın geçtiğini ve geçmekte olduğunu tahmin ediyoruz. Ne yazık ki ovalarımız, kırsalımız ve yaylalarımız hızla betona teslim oluyor.  Antalya örtü altı yetiştiriciliğinin merkezi konumundadır. Türkiye sera varlığının ve buna bağlı olarak birçok sera ürününün yüzde 50’ye yakını tek başına Antalya karşılıyor. Seracılık birim alandan en çok gelir getiren ve katma değer sağlayan bir sektördür. Seralardan üretim sonrası bitkisel atıklar büyük çevre ve sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden oluyor. Pestisit kullanmadan yoğun tarımın yapıldığı bir bölgede pestisit kullanmadan üretim yapmak da mümkün değildir. Bunun getirdiği bazı sorunlar son aylarda tekrar gündemdedir. Her alandaki gibi çarpık kentleşme tarım alanları üzerinde  olumsuz etkisini sürdürüyor.” ifadelerine yer verdi.

Antalya'da Suç Örgütü Lideri Sahte Kimlikle Yakalandı Antalya'da Suç Örgütü Lideri Sahte Kimlikle Yakalandı

“ANTALYA’DA 3 BİN HEKTAR ELDEN ÇIKTI”

Kent konseyi olarak tarım alanlarına yönelik en hassas yoğun öncelikli konuları önde tuttuklarını ifade eden Kurt,“ Antalya’nın nüfusu 1970’li yıllarda 600 binlerdeyken, bugün 3 milyonlar söyleniyor. İç ve dış göçlerle, turizmle 25 milyonu Antalya bir yılda barındırıyor. Hızlı kentleşmeyle birlikte tarım alanları hızla elden çıkıyor. 2010 yılından beri yüzde 15 kentimizde topraklarımız elden çıkıyor. Antalya’da 3 bin hektar alan elden çıktı. Her alandaki çarpık kentleşme tarım alanları üzerinde  olumsuz etkisini sürdürüyor.”diye konuştu.

Antalya’da Tarım Alanlarının Yüzde 15 30’Unu Kaybettik 2 

“TARIM ÜZERİNDEKİ BASKI ARTTI”

Oturum Başkanı Prof.Dr. Mustafa Erkan ise tarımın ülke ekonomisi ve istihdama ciddi katkısı olduğunu belirterek, “Antalya’nın topraklarının yüzde 50’si örtü altıdır. Tarım bizim için olmazsa olmazıdır. Tarımın olmadığı yerde bir yaşam sürdürülmesi söz konusu olamaz. Tarım işçileri yaşlı bir kesime kaldı. Tarım üzerinde baskı artan nüfusla birlikte yükseldi. Kuraklık, ısınma, kentleşmenin artmasının yanında  insanların baskıları da devreye girdi. Doğal baskılarla mücadele edebiliyoruz, insan odaklılarla zor mücadele ediliyor”dedi. 

“MUCİZE YARATMAMIZ GEREKİYOR”

Dünya nüfusunun hızla arttığını işaret eden Erkan, 2050 yılında nüfusun 9 milyarın üzerine çıkması bekleniyor. Bu artan nüfusu besleyebilmemiz için tarımsal ürünleri yüzde 60 arttırmamız gerekiyor. Tarım alanlarını 20-30 yıl içinde yüzde 15-30 içinde kaybettik. Tarım alanları azalıyor nüfus artıyor. Her dönemde bir mucizeler yaratılmış. Yeni Nobel alacak tarımcıya ihtiyacımız var. Bazı bölgelerde tarım amaçlı sulamalar yasaklanmış, içme suyu yeterli gelmiyor. Yüzde 70’inin tarımda kullanıldığı düşünülürse bizim yeniden mucizeler yaratmamız gerekiyor nüfusu beslemek için. Birde insanın yapılaşma baskısı şiddetini hızla azaltmamız gerekiyor, aksi takdirde bugünler iyi günlerimiz olacaktır.” açıklamasında bulundu. Toplantı diğer konuşmacılar sunumları ile devam etti. 
 

Muhabir: İsa AKAR