Antalya Kent Konseyince düzenlenen, ‘Antalya Turizmi ve Sürdürülebilirlik’ konulu çalıştay, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirildi. Ekolog Prof.Dr. Tuncay Neyişçi, turizmin çevreyi ciddi derecede baskıladığını belirterek, Türkiye’de otelcilik mi, turizmin mi konuşulması gerektiğine karar verilmesini istedi.

“TÜRKİYE’YE YAKIŞMIYOR”

Otelcilik ve turizmin farklı şeyler olduğunu dile getiren Neyişçi, “Biz turizm tartışırken ağırlıklı olarak otelcilik tartışıyoruz. Turizm eğitimi de öyle. Otelcilik turistik bir ürün değildir ama turizmin önemli ayaklarından birisidir. Biz bugüne kadar Türkiye’de 100 milyar dolarlık yatırım yapmışız, kültürel değerler bu müzedeki eserleri toplasanız 100 milyar dolardan fazla eder. Eğer otelcilik merkezli yaklaşık yapıyorsanız, doğal ve kültürel değerler sizin için araç haline geliyor. Oysa amaç o olması lazım. Turist buraya herhangi bir otelde kalmak için gelmiyor. Sizde dünyanın neresine giderseniz gidin otelde kalmak için gitmezsiniz. Sizi çeken değerler vardır. Bu durum Türkiye’ye Anadolu’ya yakışmayan bir yaklaşım.” diye konuştu. 

Antalya’da Farklılık Değil Benzerlik Üzerinden Turizm Yapılıyor 2

“DOĞAL VE KÜLTÜREL DEĞERLER ÖN PLANA ÇIKARILMALI”    

Turizm olarak dünyanın en zengin bölgesinde çalıştıklarının altını çizen Neyişçi, “ Buna bizim 1000 senelik bir katkımız var. 12 bin senelik birikmiş bir sermayemiz var. İnsanlar buraya Göbeklitepe için geliyor otel için değil. Yapılması gereken temel şey turizm tartışırken oteli merkezden çıkarıp bir araç haline getirip, bu ülkenin doğal ve kültürel değerlerini ön plana çıkarmakta fayda var.” dedi. 

Tes-İş Antalya Şubesi: “Adaletin Tesisi Hepimizin Ortak Sorumluluğudur” Tes-İş Antalya Şubesi: “Adaletin Tesisi Hepimizin Ortak Sorumluluğudur”

“OTELİ MERKEZE KOYMAMALIYIZ”

Anadolu’nun doğal değerler olarak Yunanistan’la aşağı yukarı aynı olduğunu dile getiren Neyişçi, “Aynı dağ, deniz, orman, doğa, tarih var. En önemli farkımız onlarla kültürel farklılıktır. Anadolu’da farklı kültürler var biz çoğunu bilmiyoruz. Aspendos Tiyatrosu ile övünüyoruz ama Ulu Cami’yi ülkenin bir markası haline getirememişiz. Ücretsiz olduğu halde Çatalhöyük’ü ziyaret eden kişi sayısı 30 bin, buna nasıl turizm diyeceksiniz? İngiltere’de Stonehenge diye bir bölge var yılda 1 milyon ziyaretçisi var, yüksekte bir giriş ücreti var. Bizim kültürümüz çok farklıdır. Pers’i bilmeyiz, öğretmezler bize. Perge Tiyatrosu’nu bile tanıtabilmiş değiliz. Kendi kültürümüzle ilgili pek fazla bir şey anlatmıyoruz. Çatalhöyük’teki bilgileri detaylı anlatıyoruz ama Ulu Cami’ye geldiğimiz zaman anlatacağımız şeyler çok kısıtlı kalıyor. Bilmiyoruz veya öneminin farkında değiliz. Bunu dinsel olarak söylemiyorum.  Turiste soruyoruz neyi beğendiniz, yemekleri kültürü beğendim diyor. Oteli merkeze koyduğunuz zaman ayrıntıları göremiyorsunuz.” ifadelerine yer verdi. 

Antalya’da Farklılık Değil Benzerlik Üzerinden Turizm Yapılıyor 3

Aksu'da Eski Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Alacaklısının Babasını Vurdu Aksu'da Eski Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Alacaklısının Babasını Vurdu

“FARKLILIKLARIMIZI DEĞİL, BENZERLİKLERİ SUNUYORUZ”

Sahip olunan değerleri önce kendi insanlarımıza tanıtılması gerektiğini dile getiren Neyişçi, “Tanımadığınız  şeyi nasıl anlatabilirsiniz, nasıl korursunuz. Yerel halkı turistik bir değer olarak görmeliyiz. 1990’lı yıllarda Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda neskafe sunuyorduk. Farklılıklarımızı değil benzerliklerimizi ön plana sunuyoruz. Türk kahvesi ve hamamı yok, unuttuk onların yerine sauna ve neskafe var. Yerel halkı turizmin içine koymadığınız zaman o, turizmin çekici olması mümkün değil. Turizmde başarılı olabilmek için ilk yapılması gereken şey, sahip olduğumuz farklı başkalarının sunamayacağı değerleri çok iyi tanıması ve günün koşullarına uygun hizmete sunulmasıdır. Bunu Mısır yapıyor, sattığı ürünün rakibi yok. Ramsesi gireceksiniz oraya gideceksiniz, piramit sadece orada var. Efes’e benzer yerleri görebiliyorsunuz. İçinde yaşadığımız coğrafyanın değerlerini didik didik edip bunu turizm değerlerine çevirmeliyiz. Kitle turizmi son derece iyidir, bireysel turizminde talebi vardır.” şeklinde konuştu.

“GEÇMİŞİ TAKİP EDERİZ, GELECEĞİ KAYBEDERİZ”

Neyişçi, Türkiye’nin farklılıklarımı öne çıkaracak şekilde değil, daha çok benzerlikler üzerinden turizm yapmaya çalıştığını aktardı. Bu alışkanlığın değişmediği sürece 2030 değil 2050’dede turizmin bugünden çok daha farklı olmasının kesinlikle düşünülemeyeceğine vurgu yapan Neyişçi,” Düşünce biçimimizi, bakış açımızı, algılarımızı değişen değer yargılarına göre yeniden gözden geçirmeliyiz.  Geçmişi takip ederiz, geleceği kaybetmeyle karşı karşıya kalabiliriz.” dedi.

Muhabir: İsa AKAR