Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, dar gelirli kesimin temel besin kaynağı tavuk döner zehirlenmesiyle ilgili, "Birçok kez gıda zehirlenmesini vücudumuzda yaşıyoruz ama genellikle, ‘üşüttüm, klima sırtıma vurdu, halsizim, iştahsızlığım var‘ gibi bahanelerle geçiştiriyoruz. Bağışıklık sistemimiz bununla mücadele edip üste çıkıyor, üste çıkamadığı durumlarda toplu bir zehirlenme olabiliyor. Hem ilgili bakanlıkça hem de işletmeler kendilerini sık sık denetlemelidir.” dedi.
Kocaeli’de 1 Nisan'da tavuk döner satılan işletmeden farklı zamanlarda tavuk döner yiyen 648 kişi, mide bulantısı, ateş ve kusma şikayetleri ve zehirlenme şüphesiyle hastanelere başvurdu. 646 kişi tedavileri sonrası taburcu edilirken, 2 kişinin ise entübe edildiği bildirildi. Konya’nın Sarayönü ilçesinde benzer şikayetlerle 400 kişinin hastanelik olmasının ardından gözler gıda güvenliğine çevrildi.
"Dar Gelirlinin Yemeği"
Türkiye’de son dönemde artan hayat pahalılığı sonrası insanların fiyat uygunluğu ve doyurucu olması nedeniyle tercih ettiği tavuk döner, beraberinde bazı sağlık sorunlarını da gündeme getirdi. Her şehirde neredeyse her sokak başında bulunan tavuk döner işletmeleri, gelen taleple birlikte AVM’lerde zincir restoran olarak da faaliyet gösteriyor. Turizm kenti Antalya’da da yoğun şekilde bulunan bu işletmelerin hijyenik olması hem yerli hem de yabancı turistler açısından hayati önem taşıyor.
Konuya ilişkin Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, yüksek ihtimalli 'salmonella' bakterisini işaret etti. Manavoğlu, hayatın en önemli kalemlerinden birinin beslenme olduğunu ve gündemlerinde hep yeterli, dengeli ve güvenli gıdaya ulaşım olduğunu belirtti.
"Bahanelerle Geçiştiriyoruz"
Bu konunun her zaman önemli olduğunun altını çizen Manavoğlu, “Merdiven altı sahte alkolden, domates konservesinden, kumpirden hayatını kaybedenler oldu. Gıdanın şakası olmaz. O yüzden yaz aylarında sıcaklığın yüksek olduğu şehirlerde, gıdalar hızlı şekilde bozulabiliyor. Özellikle sokakta satılan tavuk dönerler başı çekiyor. Midye, termosların içindeki haşlanmış ürünler, yani sokakta satılan hijyen anlamında yoksun yerlerde üretilen ürünlerde, ne yazık ki mikrobiyal faaliyetin olması yüksek. Biz, birçok kez gıda zehirlenmesini vücudumuzda yaşıyoruz ama genellikle hep bir, ‘Üşüttüm, klima sırtıma vurdu, halsizim, iştahsızlığım var‘ gibi bahanelerle geçiştiriyoruz. Ama bağışıklık sistemimiz bununla mücadele edip üste çıkıyor. Üste çıkamadığı durumlarda, içindeki mikrobiyolojik patojenin yüksek olması nedeniyle Kocaeli’nde yaşanan vaka gibi ciddi anlamda hastalık yapıcı etkiyle toplu bir zehirlenmeye olabiliyor.” diye konuştu.
"Ocağa Çıkan Döner Bir Günde Bitmeli"
Kocaeli Valiliği'nce açıklanan sonuçları da değerlendiren Manavoğlu, “Yapılan analiz sonucu dönerin içinde ya salmonella ya bacillus tespit edildi. Ama salmonella olma ihtimali çok çok yüksek. Çiğ tavuğun florasında bu bakteri ile karşılaşabiliyoruz ve hastalık yapıcıdır. Yüzde 99 salmonella olma oranı yüksek. Bir kere üreticilerin gıda güvenliği yönetmeliğine ve sistemlerine dokunarak bu standartlarda, riskleri minimize edecek çalışmaları hayatlarına koymaları gerekiyor. Bazı yerlerde takılan bir dönerin ertesi gün de kullanılmaması gerekiyor. Ocağa çıkan döner bir günde bitmelidir. Takılan döner iyi pişirilmelidir. Personel hijyenine dikkat edilmeli, belirli aralıklarla eğitimler verilmelidir. Esnafın etik değerlere sahip olması gerekir. Uygun olmayan ürünleri uygunmuş gibi satmamalıyız. Soğuk hava odalarının ve soğuk zincirinin değerlerine uyulmalıdır.” dedi.
Denetlemenin Artırılmasına Dikkat Çekti
Her şeyden önce denetim konusuna ayrı bir parantez açan Manavoğlu, “Gıda Tarım ve Orman Bakanlığı rutin denetimler yapıyor ama bu sayının daha da artmasını istiyoruz. Bu noktada gıda kontrolleri sayısının yükseltilmesi gerekiyor. Ayrıca bu tarz işletmelerin belirli dönemlerde ya da en az ayda bir kere kendilerini denetleyerek, varsa riskli durumları ortadan kaldırması gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.