Antalya Kent Konseyi tarafından düzenlenen 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayı kapsamında "Afet Yönetimi ve Bilinci" başlıklı oturumuna katılan Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) Genel Müdürlüğü Etüt ve Plan Dairesi Başkanı Levent Hansu, aldığı göçle birlikte hızla büyüyen Antalya’nın yağmur suyu nedeniyle oluşabilecek taşkınların önlenmesi ve yağmur suyunun nasıl değerlendirileceği konusundaki çalışmalar hakkında bilgiler verdi. 
Hansu, ASAT Genel Müdürlüğü'nün yürüttüğü çalışmalardan en önemlisinin yağmur suyu ve taşkın  riski çalışmaları olduğunu belirtti. 

Antalya Yağmur Suyu Master Projesiyle Sele Maruz Kalmayacak 2

"Yağış ve Sel Artık Önümüze Sorun Olarak Gelecek"

ASAT olarak 3 master çalışması yürüttüklerini dile getiren Hansu, “İçme suyu, kanalizasyon ve atıksu,  yağmur suyuna yönelik çalışma var. İklim değişikliği bizi de etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Yağmur suyuyla ilgili yaptığımız çalışma tüm kenti içine alıyor. Önce 5 merkezi ilçeyi içeri alacağız, ihalesi bitmek üzere. İhale sürecinden sonra da bütün Antalya’nın içine alan bir yağmur suyu kontrolünü yapmış olacağız. Antalya iklim değişikliğinden en çok etkilenen illerden biridir. 13 Şubat 2024 tarihinde  Kepez ilçesine metrekareye 297.7 kilogram yağış düştü. Türkiye’deki en yüksek rakam oldu. Bu yağmurlar kent merkezine düştüğü zaman  yüzey sularıyla birleştiği zaman afet oluşturuyor. Biz bu afeti de değerlendirdik. Türkiye’de 2024 yılında 1257 tane afet olmuş, yüzde 35’i yağış ve sel olarak tanımlanıyor. Yağış ve sel önümüze artık sorun olarak gelecek” diye konuştu.

Antalya Yağmur Suyu Master Projesiyle Sele Maruz Kalmayacak 4

"75 Yılda Antalya'da Sıcaklık 2 derece Yükselmiş"

Hansu, 1929 ile 2024 yılları arasında iklim ortalama değerlerine bakıldığında Antalya’nın sıcaklık değerinin 2 derece yükseldiğini işaret etti. 

ATB: "Çok Su Tüketen Muz ve Avokado Kontrollü Üretilmeli" ATB: "Çok Su Tüketen Muz ve Avokado Kontrollü Üretilmeli"

1930 ve 2024 ortalamasında yağışlarda ciddi bir azalma olduğunun altını çizen Hansu,  bu azalmaların yeraltı sularını ve bölgedeki su kaynaklarını olumsuz etkilediğini bildirdi. 

"Elimizdeki Yağmur Suyu Projesini 2050 Yılına Göre Revize Ediyoruz"

Yağışın biranda düşmesi ile de afetlerin ortaya çıktığını dile getiren Hansu, “Bölgesel iklim değişikliğinde meteorolojik verilerin nasıl değiştiğini incelediğimizde, kent merkezinde yıllık yüksek yağış miktarlarının düştüğünü görüyoruz. Düşme miktarının anlık değerlerinin çok yüksek olmasıyla da maalesef felaketler ortaya çıkabiliyor. Bölgesel olarak master çalışmamızda bölgenin jeolojik yapısı çok önemli. Her yerde aynı çalışmayı yapmıyoruz. Bizim çalışma alanımızda Kaş’tan, Gazipaşa’ya uzayan 19 ilçeyi içine alan,913 mahalleyi kapsayan bir çalışma olacak. Bu çalışma sonrasında uygulamayı ve yatırımcı birliklerimizle bunu yerine getireceğiz. Master çalışmasını yapmaya hazırız. Her geçen gün kentimiz göç alıyor. Göçle birlikte bölgede ciddi şekilde yüzeyde kapanmalar söz konusu. Düşen yağış miktarının toplanımı ile sıkıntılı oluyor. ASAT’ın kendi bünyesinde daha önce yapmış olduğu bir master planı var. Ama bunun zaman içinde imar planındaki değişiklikler sonucunda mevcut yapıya entegre edilememesi nedeniyle geçerliliği kalmamış. Biz şuan elimizde olan yağmur suyu çalışmalarını komple revize ediyoruz. Çünkü onların belirlediği projeksiyon yılı doldu. Biz bunu 2050 yılına göre yeniden revize edeceğiz. ASAT’ta 229 merkez ilçe muhtarlarımızla toplandık, DSİ, Karayolları ile bir araya geldik. Projeye nasıl katkı verebileceklerini konuştuk.” dedi.

Antalya Yağmur Suyu Master Projesiyle Sele Maruz Kalmayacak 3

"Risk Önceliğine Göre Planlama"

Hansu, 30 büyükşehir belediyesinin çalışma örneklerini incelediklerini aktaran Hansu, toplanım sularının geri kullanımı noktasında çalışmalar yaptıklarını belirtti. 

Toplantı ve incelemelerin ardından uzman ekipleriyle kentin 19 ilçesini birinci, ikinci ve üçüncü önceliklere göre değerlendirdiklerine vurgu yapan Levent Hansu, birinci önceliği 5 merkez ilçeye, ikinci önceliği Kumluca, Serik ve Manavgat’a, diğer ilçelerde yağmur suyu anlamında değerlendirildiğinde üçüncü ilçeler olduğunu kaydetti. 

"İlk Yağmur Suyu Master Çalışması Merkez İlçelerde Olacak"

Bunu belirlerken yaşanan afet durumlarına baktıklarını belirten Hansu, “Yağmur suyundan kaynaklı afetlerin tekrarlanmaması için çalışmalar yapacağız. İçme suyunda bu önceliler ise tam tersi durumda. Bugün 5 merkez ilçemizde toplam 445 kilometrelik hattımız var. Toplam 708 kilometrelik bir hat var. Biz bu hatların bakımı ve onarımını büyükşehir ve ilçe belediyeleriyle koordine halinde yürütüyoruz. İlk master çalışma sınırı Konyaaltı, Muratpaşa ve Kepez ilçeleri vardı. Daha sonra Aksu ve Döşemealtı gelince iki ilçeyi de çalışmalara dahil ettik. Çalışma  alanımız 5 merkez ilçede toplan 2068 kilometrekare, imarlı alanı yüzde 25 kabaca. 520 kilometrelik bir alanda yağmur suyu master çalışmamız olacak. Sokağa kaçlık boru döşeneceğine kadar verilecek bir karar. Master çalışmanın toplam süresi 2 yıl, acil durum dediğimiz projeye de dahil ettiğimiz olası senaryoları değerlendirip, ciddi su sorunu olan yerleri de plana dahil edeceğiz.  Bu çalışma canlı olacak.” ifadelerine yer verdi.

"Antalya'yı Afetlere Hazırlamalıyız"

Kendi sistemlerinden yağmur suyu ve içme sularının durumunun coğrafi bilgi sisteminden takip edildiğini işaret eden Hansu,  yeni imara açılan Kırcami, Çalkaya gibi stratejik önemli yerlerde kentsel alt yapıyı biran önce yaptıklarını kaydetti.

Antalya’yı dirençli bir kent haline getirip, afetlere hazırlamak zorunda olduklarını belirten Hansu, küresel iklim değişikliğinin oluştuğunu ve buna göre yeni bir sistem oluşturmalarının gerektiğini bildirdi. 

"Yağmur Suyunu Ya Uzaklaştıracağız, Ya Toplayacağız"

Coğrafi bilgi sistemlerinde bütün ilçelerin hatlarını görebildiklerini aktaran Levent Hansu, “Bazı ilçelerde sisteme girmeyen veriler var. Bizim yağmur suyunu ne yapacağımız noktasında iki olasılığımız var. Birincide bölgeden uzaklaştırmak zorundayız, yada bazı belirli noktalarda toplama ve tekrar kullanmamız gerekiyor. Buda su hasadı diye geçiyor. Manavgat’ta su bekletim ünitemiz var. Yeni master planımızda bir çok yerde üstü açık veya kapalı şekilde oluşturacağız. Biz bu suların tekrar kullanılmasını istiyoruz. Yangın söndürmede, bahçe sulamada kullanılabilir. Resmi Gazete’de 11 Mart’ta bir düzenleme yapıldı. Yağmur suyu hasadı artık zorunlu hale geldi. Evimizdeki çatı suları ve klima suları artık zorunlu olarak projede işlenecek. Artık bu durumun ciddiyetini bakanlıkta belirledi. Yeni yapılan yapılarda çatı suyu gri suyun ayrışması söz konusu olacak. Çatıda akan su, depoda toplanacak bu suyu bahçede, araba yıkayabilirsiniz.  Gri suda ise lavabo ve duş almada kullanılan suya yönelik sistem olacak. Bu projelerde yer alacak, keyfiyet kalmadı. Bu güzel bir gelişme suların değerlendirilmesi anlamında.” ifadelerine yer verdi. 

"27 Milyarlı Bütçemiz Var"

Bu projeyi tek başına yapma şanslarının olmadığını dile getiren Hansu, “DSİ, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin bütçeleriyle yapılabilir. Kaynak yönetimi çok önemli yasada da açıklıklar var. Biz büyükşehir belediyesine bağlı olsakta kanun bunun yapımını ilçe belediyelerine bırakıyor. İlçe belediyelerinin de bütçesi yetersiz ve arada kalıyor. Yasa tasarısı artık hazırlanırken artık netleşmesi noktasında önerilerimiz var. Bunun sorumlusunun adının konması lazım. Artık bu, kentlerde sorunsal olmaya başladı. Bir yerde temizlik çalışması yapılacak, DSİ sizin yetkinizde, ilçeye gidiyorsunuz ASAT yetkisinde. ASAT’ın kanunda öyle bir tanımı yok. Vatandaşın fatura ödemeleriyle  yatırıma çeviren bir kurumuz. Bu yıl içinde 27 milyar gibi bütçemiz var, onun yüzde 55’i yatırım. Yatırımlarımız İçme suyu, kanalizasyon, atık su. Kaynak yönetimi önemli.” ifadelerine yer verdi. 

Hansu, sadece bugünü değil yarını güvenceye alan çalışmalarda tamamen kamu kaynaklarının kullanıldığını belirtti. 

"Sistem Durursa, Yağmuru Tutmak Mümkün Değil"

Sadece şebeke yapmadıklarını onların bakımından da sorumlu olduklarını dile getiren Hansu, “Yağmur suyu mazgalı çevresinde ilçe belediyesi asfaltlama çalışması yapılıyor, içeri düşen cisimlerle sistem kapanıyor. Sistem biranda kapanıyor. Rögar kapaklarının içindeki atıkları ekiplerimiz temizliyor. Kanepeden lastiğe kadar her şey var.  Temizlikler vakumlar yapılıyor. Toptancı Hali’nin altı, yerin altındaki bütün çalışmalar bizde. Yeraltında kablo hırsızlığı yapılmış, kablolar öyle bırakılmış, tıkanıklığa neden oluyor. Neredeyse ekiplerimiz mahsur kalacak. Afeti neden olan aslında sistemin bakımında sorun. Sistem var, insanlarımız malzemeler attığı zaman sistem otomatikmen duruyor. Sistem durduğu zaman, istediğimiz kadar çizelim, istediğimiz kadar projelendirelim, yağan yağmuru tutmamız, akıtmamız mümkün değil.” açıklamasında bulundu.


 

Muhabir: İsa Akar