Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri ve ünlü turizmci Hüseyin Baraner, Antalya’nın turizm değil tatilci destinasyonu olduğunu belirterek, “Taş yapıların arasına sıkışan turizme dayanarak, zaman zaman radikal fiyat indirimleriyle işi götürmeye çalışıyoruz.” dedi. Antalya turizminin yorgun ve bekleyen tehlikeler olduğuna dikkat çeken Baraner, “Antalya’nın rakibi artık İspanya değil, Mısır’dır, birebir Antalya’yı kopyalıyorlar, Türkiye’nin son dönemde yaşadıklarıyla yapılmayan rezervasyonlarının hepsi Mısır’a kaydı. En büyük gücümüz olan aile turizmine sahip çıkmalı ve geliştirmeliyiz” önerisinde bulundu. 

Antalya Turizmini Bekleyen Tehlike! Aile Turzimine Sahip Çıkılmalı 3

Antalya'nın Markaları Bu Kongrede Buluşacak Antalya'nın Markaları Bu Kongrede Buluşacak

Antalya Kent Konseyi’nin '21.Yüzyılda Antalya Çalıştayları' kapsamında düzenlediği 'Antalya Turizmi ve Sürdürülebilirlik' konulu programına konuşmacı olarak, kentin ilk turizmcilerinden ve Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner katıldı. 

Baraner, 2025 yılının ortasına yaklaştıklarını ve dünyadaki tüm destinasyonların turizmde 50 yıllık bir deneyim içinde olduğunu bildirdi. 

"Antalya Turizmi Yorgun"

Dünyadaki bütün yenilikçi projelerin altında bir fiyatlandırma sıkıntısı olduğunu dile getiren Baraner, “Son 5 yılda her şey çok değişti, sertleşti, bencilleşti. Paylaşım ve ürün geliştirmeler azaldı. Tur operatörleri, seyahat acenteleri, uçak şirketleri bazında eskiye nazaran bir paylaşım yok. Yeniden bulunacak ürünler kalmadı. Antalya‘da 50 yıldır  turizm var, bende kentin ilk turizmcilerinden birisiyim.  Antalya’nın bugüne kadar aldığı yolda varım. Antalya’nın yaşayan kara kutusuyum. Antalya hiçbir zaman 2025 sezonundaki kadar yorgun olmadı. İleriye dönük hem ürün bazında, hem müşteri bazında hem küresel ekonomi bazında hiçbir tahmine ve veriye sahip değiliz. Bugünden yarına ürün sunmak durumundayız.” ifadelerine yer verdi. 

Antalya Turizmini Bekleyen Tehlike! Aile Turzimine Sahip Çıkılmalı 2

"Antalya Tatilci Destinasyonu"

Antalya’nın turizm değil, otel kenti olduğunu savunan Baraner, ayrıca turizm değil, tatilci destinasyonu olduğunu vurguladı. Antalya’ya 40-50 ülkeden gelen insanların daha çok tatil için geldiğini dile getiren Baraner, Antalya’da otelde tatil yapmak isteyen bir insan profilini son 25 yılda oluşturduklarını belirtti. 

"Fiyat İndirimleriyle İşi Götürmeye Çalışıyoruz"

Turizmin ilk yıllarında kente gelen turistlerin, Side, Pamukkale gibi turlara katıldığını hatırlatan Baraner, şimdiki turistin ise, “Aman bana dokunmayın 11.5 ay çalıştım 15 gün dinleneceğim” diyor. Biz şuan Antalya’da paranın dikte ettiği turizmi başarı ile uygulayan ülkelerden birisiyiz. Türkiye’de turizm, sanatı dikte etmiyor. Turizmcilerde dikte etmiyor. Felsefesi olan, sanata, aşık, kültüre aşık turizmciler var ama onların hiçbir gücü yok. Burada güç, para olduğu için para yönlendirdi. Bu taş yapıların arasına sıkışan turizme dayanarak, zaman zaman radikal fiyat indirimleriyle işi götürmeye çalışıyoruz.” ifadelerine yer verdi. 

Kruvaziyer turizmini, bıraktığı kirlilik nedeniyle sert bir dille eleştiren Baraner, Avrupa’da çoğu insanın gemilere ve büyük binalara girmediğinin altını çizdi. 

"Avrupa Şeffaflık ve Güvenilirlik İstiyor"

Avrupalı turistin tatil anlayışının yavaş yavaş değişim içinde olduğundan bahseden Baraner, “Doğaya, çalışana, insanlara saygılı, çevreyi zenginleştiren paylaşımcı bir turizm istiyor. Gemilere binmeyen turist sayısı arttı. Turist 3-4 saatlik araba ile trenle ulaşabileceği yere uçakla artık gitmiyor. 50 yıl önce Antalya’ya geldiğim gibi her şeyi acımazsızca tüketemeyiz. Bunu yapabilecek ne doğa, ne su, ne temiz yağmur suyu kaldı, ne de meyve sebze kaldı. İnsan eliyle geleceğimiz için önemli olan öğelere derecede darbe vurduk. Avrupa’da yeni bir hareket başlıyor. Şeffaflık, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirliği herkes ağzına alıyor mafya bile söylüyor. Avrupa’da arzuladığımız müşteriler her şeyi görüyor ve biliyor, şeffaflık istiyorlar.” diye konuştu.

Baraner, yeni inandırıcı ürünler ve güvenilir olmak geleceğin yatırımcıları için kilit sözler olduğuna dikkat çeken Baraner, çok paranız olsa dahi bu kriterlerin karşılanmadığı sürece fazla iş yapılamayacağına dikkat çekti.

Antalya Turizmini Bekleyen Tehlike! Aile Turzimine Sahip Çıkılmalı 4

"Antalya'nın Rakibi Mısır'dır"

Antalya için 2025 yılında gözle görülür tehlikelerin olduğunu somut olarak gördüklerini dile getiren Baraner, “Birincisi Antalya’nın rakibi İspanya değil artık Mısır’dır. Türk otelcisi, aşçısı, mimarisi ile birebir Antalya’yı kopyalıyorlar. Türkiye’nin son dönemde yaşadıklarıyla yapılmayan rezervasyonlarının hepsi Mısır’a kaydı. Kendi elimizle rekabet oluşturuyoruz. 500 tane 5 yıldızlı otelimiz var.  Bunları bambaşka bir zihniyetle geliştirebiliriz. ‘Ben iyiyim 2025 daha iyi olacak’ sözleri doğru ama gerçekleri de görmeliyiz ve kabul etmeliyiz. Burada aile turizmi öne çıkıyor. Fazla dağılmamamız gerekiyor. Ürün çeşitliliğinin yanında gücü de önemli. Bizim dünyada istisnasız en büyük gücümüz aile turizmidir. Ailelerin Antalya’dan daha fazla mutlu olduğu turizm destinasyonu yok. Çocuklar evde ağlıyor Antalya’ya gitmek için. Bundan daha iyi bir tanıtım olur mu? Antalya’yı dünyanın ileriye dönük bir aile kentine dönüştürebiliriz. Ailenin mutluluğunu ortaya koyan ürünler ortaya koyarsanız bambaşka bir durum ortaya çıkar. İptaller ailelerden değil, gidecek başka bir yeri yok. Ailelerde kalalım ama daha da geliştirelim.” ifadelerini kullandı.
2031 yılından sonra dünyanın ekonomik olarak rahatlayacağını aktaran Baraner, ekonomi rahatlarken müşteri profili ve taleplerinin değişeceğine dikkat çekti. 

"Antalya Küçülerek, Gelişir ve Zenginleşir"

Bu durumu şimdiden okuyan ve cevap bulanların ekonomik olarak başarılı olacağını kaydeden Baraner, “En büyük hayalim şuydu, gerçekleşmedi, gerçekleşeceğini de zannetmiyorum. Zengin topraklar üzerindeyiz ama bunu dünyaya sunamadık. Arayış değişti. Müşterinin görebileceği şekilde sunabilmek için çalışlara bugünde başlarsak, 2032’lerden sonra çok daha rahat ederiz. Eko dijital şehir hayal ediyorum. Doğasını yüzde yüz koruyan, mevcudu yıkan küçülen işler yapılmalı. Biz hep büyük hantal yapılarla, yönetim kurulunun kavgalarıyla cirolara ve net karlara düştük. Büyüğü zenginlik zannettik. Bu görüşten vazgeçersek kazanırız. Antalya küçülerek büyüyebilir, gelişebilir, zenginleşebilir.” diye konuştu. 

Antalya Havalimanı çevresine 150 bin konutun geldiğini aktaran Baraner, beton beton üstüne olan Belek’e neredeyse rüzgar giremez hale geldiğini belirtti. 

"Yerel Kalmak İstiyorsan Yerel Marka Oluştur"

Bunların ciddiye alınması gerektiğini işaret eden Baraner, “Yarın çocuklara verecek maaşta bulamayız. Avrupa büyük bir ikinci ekonomik harekete başlayacak. Daha çok küçük şirketlere dönecekler, Avrupa devasa şirketler istemiyor. Otel zincirlerini bile kıracaklar. Sen yerel kalmak istiyorsan yerel marka oluştur. Antalya’da olsun, aynısı Trabzon’da Bükreş’te olmasın. Antalya koksun o ürün. Buna destek kredileri gelsin” ifadelerine yer verdi.

Antalya Turizminde Otellerin Yüzde 90’ı Tehdit Altında! Antalya Turizminde Otellerin Yüzde 90’ı Tehdit Altında!

Muhabir: İsa Akar