Antalyaspor A.Ş’nin yeni Başkanı Sabri Gülel’in medyaya yaptığı açıklamalar ile Antalyaspor Kulübü önceki Başkanı Aziz Çetin’in kongrede dile getirdiği konular üzerine değerlendirmelerde bulunan Ali Yılmaz, “Sözlerime öncelikle yeni başkana başarılar dileyerek ve tebrik ederek başlamak istiyorum” dedi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendisi çok iyi niyetli ve idealleri var. Bu zorlu yolda doğru insanları tespit eder, iyiyi kötüyü ayırır ve başarılı olur.”
“BANA HAK VERECEKLER”
2013 - 2016 dönemlerinde Antalyaspor’un zarara uğratılması ile ilgili açtığı davadan geri çekilmesi konusunda camiadan kendisine olumsuz tepkiler de geldiğini belirten Yılmaz, “Özellikle davaya destek veren kesimin üzüldüğünü biliyorum. Ancak yaşanan süreci bugüne kadar kimseyle paylaşmamıştım. Gerçekleri paylaşınca bana hak vereceklerine inanıyorum” dedi.
Ali Yılmaz o dönemle ilgili şu iddialarda bulundu:
“Bu dava ile eleştirilecek son kişi benim. Çünkü o dönem mali anlamda yanlış yapıldığını Antalyaspor kongrelerinde sadece ben dile getirdim. Hem dernek (Nafız Tanır) hem vakıf (İsmail Bilal) hem divan (Dündar Uluğkay) başkanlarını göreve çağırdım. Antalyaspor ciddi zarar uğratılıyor, bir menajer tarafından Antalyaspor’un kasası boşaltılıyor dedim, belgeleri paylaştım. Antalyaspor’un en önemli organları olan dernek, vakıf ve divan başkan ve yönetim kurulları sessiz kaldı. Hatta beni kötü adam olarak lanse ettiler, kişiselleştiriyor gibi ithamlarda bulundular. Pes etmedim, kongrede bu konuları dile getirmeye çalıştım ancak kongre salonuna getirilen amigolar sataşmasıyla konuşmama fırsat verilmedi ve o kongrede divan başkanı olan Hasan Subaşı tarafından kürsüden indirildim. Kongrede bulunan ne üyeler ne hissedarlardan en ufak tepki, karşı ses gelmedi.
Pes etmedim devam ettim. Davayı açtım. Bilirkişinin ilk raporu yeterli gelmedi. İtiraz ettim ve daha kapsamlı bir araştırma yapılmasını istedim. Beklentim 20 milyon euro üzerine bir paranın tekrar Antalyaspor’a iade edilmesiydi. Davanın tüm masraflarını üstlendim, avukatlar görevlendirdim. Bilirkişi ikinci kez inceleme kararı aldı.
Antalya’ya geldiler. Tesadüf bilirkişinin ikinci gelişinde Aziz Çetin Antalyaspor’un başkanıydı. Aziz Çetin aynı zamanda davalı tarafta olan Nafız Tanır’ın da avukatlığını yapıyordu. Yani Antalyaspor lehine olan bir davada karşı tarafın avukatlığını yapıyordu. Aziz Çetin Antalyaspor’un tarafında olması gerekirken, kulübe gelen bilirkişiye zorluk çıkartıldı. 4 gün boyunca araştırma yapacaklardı, ancak ilk gün ve son gün evraklara, dosyalara ulaşmak için dirençle karşılaştılar ve sadece 2 gün sağlıklı çalışabildiler.
Bilirkişi, tüm bunlara rağmen, 2. raporda, o zamanki kur ile yaklaşık 15 milyon Euro’nun Antalyaspor’dan haksız şekilde alındığını ileri sürdü. Ancak bundan, başkanın, yani Gültekin Gencer’in değil, Gencer dahil tüm yöneticilerin sorumlu olduğunu iddia etti. Bir çok sözleşme tek imza ile yapılmıştı, yöneticilerin haberi dahi yoktu. Haksız yere sabıkalarına işlenecekti.
Sonra düşündüm;
Antalyaspor A.Ş’nin Başkanı Aziz Çetin, Antalyaspor’un lehine olan tarafta olmak yerine karşı tarafta yer aldı.
Dava devam ederken Antalyaspor A.Ş’de Mustafa Yılmaz başkanken davalı Gültekin Gencer’i kulübe davet edip, fotoğraf çektirip basına servis etti.
Antalyaspor’da kulüpte söz sahibi olan insanlar bu davaya sahip çıkmadı, tam tersine engellemeye çalıştı.
Öztürk ailesi dönemi dahil, Antalyaspor, A.Ş, dernek, vakıf başkanları yönetimleri bu davaya sahip çıkmadı, arayıp sormadı.
Dava devam ederken, itibarımı zedeleyecek yalan yanlış iftiralar atıldı. Mustafa Yılmaz, sözde bayrak sözü verdiğimi ve sözümü tutmadığımı iddia ederek, kulübün resmi kanallarında defalarca paylaşımlar yaptırdı. Beni bilen bilir, söz verdim mi tutarım. Bahsedilen bayrak parasından daha çok, ben bu davaya para harcadım, verdim. Troller, amigolar, tribüncüler aleyhime yazılar yazdılar, oynanan oyunu göremediler.
*Gültekin Gencer çok daha şeffaf idi. Ne yaptığını ne yapacağını biliyorduk. Bunların ne yaptığını bilmek mümkün değil ki.
Bu yukarıdaki konuları düşündüm, tarttım. Bu rapor ile sadece suçlular değil, o dönemde yönetimde yer alan, hiç günahı olmayan yöneticilerin sabıklarına işlenecekti. Davadan vazgeçtim.
Ancak, benim davadan vazgeçiyor olmam, bu davanın devam ettirilmemesi anlamına gelmiyordu. Aziz Çetin davaya müdahil olabilir devam edebilirdi. Antalyaspor ciddi bir gelir elde edecekti. Ama Aziz Çetin, Antalyaspor’un karşısında yer almayı tercih etti. Halen de bu davaya devam etmek isteyen varsa elimdeki tüm bilgi ve belgeleri sunarım.
Haklarını yemeyeyim sürecin başlangıcında şu anda ajansspor.com Genel Koordinatörü olan antalyasporum.com sitesinin sahibi Murat Duymuş başta olmak üzere birkaç basın mensubu dışında destek görmedim. Daha sonra destek çığ gibi büyüdü. Yerel ve ulusal medyaya teşekkür ederim. 07 Gençlik’in kurucuları Süleyman Turhan ve arkadaşları da destek verdi, haklarını teslim edelim. Ama Antalyaspor üzerinde söz sahibi insanlar, Antalyaspor’u yönetenler ya sessiz kaldı ya engellemeye çalıştı.
PARALAR NEREDE?
Antalyaspor A.Ş Başkanı Sabri Gülel’in basın mensuplarına yaptığı açıklamaları okudum. 2 yılda Antalyaspor nerelere gelmiş. Sabri başkan, Antalyaspor’un yönetim tarzından memnun olmadığını ve zamanla kendisinin haklığı çıktığını dile getirip istifa ettikten iki gün sonra başkan olduğunu söyledi.
Yönetim tarzı dediği Aziz Çetin ve yönetimi gibi isimlerden bahsediyor olsa gerek. Kulübün elektrikleri dahi kesilmiş. Tarihinde bu duruma düşmemiştir Antalyaspor!
Ben şunu anlamıyorum, Öztürk ailesi Antalyaspor’un davaları devam eden alacaklılar dışında tüm borçları üstelenerek ayrılmıştı. Ne oldu da 2 yılda Antalyaspor’un borcu 30 milyon euroya geldi ve daha da büyüyor.
Aziz Çetin dernek kongresinde kelime oyunları yapıyor. 11 milyon euro borçla aldığını söylüyor. Yani, ‘Mustafa Yılmaz yarım dönemde Antalyaspor’u bu kadar borçlandırdı’ diyor. Sonra 9 milyon euro borçla bıraktım der gibi oluyor ama daha sonraki sözlerinde 500 milyon TL borç olduğunu dile getiriyor. Kelime oyunları yapıyor, şeffaf değil. Bana gelen bilgi ise borç şu anda 600 milyonu geçmiş durumda ve daha da artacak.
Neden kimse çıkıp hesap sormuyor?
Kulüp 2 yılda bu noktaya nasıl geldi?
Dernek üyeleri, AŞ hissedarları, taraftarlar, tribüncüler, amigolar neredeler ?
Camia her zamanki gibi sessiz transfer ve sportif başarı peşinde, kulübün yaşaması için girişimde bulunan yok. Camianın önde gelenleri çoğu kafalarını kuma gömmüş. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın kafasında. Kimileri kendi menfaatleri gereği susuyor. Olan Antalyaspor’a oluyor. Sessiz bir çoğunluk var genellikle Antalyasporlu esnaflardan oluşan. Onlarında sesi çıkmıyor ama Antalyaspor için üzülüyor dert ediniyorlar.
İş yine bana düştü herhalde…
O halde ben sorularımı sorayım, belki bu sefer destek veren, sahip çıkan olur !
Sayın Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun girişimleri ile Antalyaspor’da çok ciddi sponsorluk gelirleri elde edildi. Özellikle turizm sektöründen, Pegas, Anex, Corendon, Kilit Global vb. gibi firmalardan milyonlarca euro destek alındı. Kripto parası, stat ve takım isim sponsorlukları, Doğukan Sinik, Mikauri, Bodrumspor’a kiralanan oyunculardan elden edlen gelirlerle 20 milyon euroya yakın para kasaya girdi. Saha içinde, elde edilen galibiyetlerden gelen gelir dışında bu paralar Antalyaspor’a kazandırıldı. Bugün ise Antalyaspor’un 30 milyon euro borcu var. Bu paralar nerede
PETROL İSTASYONU KAYBEDİLİYOR !
Petrol istasyonu yönetici alacakları için heba edildi. Antalyaspor için yıllardır sabit gelir kaynağından bahsediliyor. Kulübün kendi ayakları üzerinde durması için Fikret Öztürk döneminde Antalyaspor’a petrol istasyonu kazandırıldı. Kulübe her yıl gelir getirmesi için. Çok değerli bir hamleydi. Bunun artarak devam etmesini bekliyorduk. Fikret bey bu petrol istasyonunun satılamayacağını, ipotek edilemeyeceğini, sabit gelir kaynağı ile başta hentbol şubesi olmak üzere amatör şubeler için kullanılacağını söylemişti. Ancak kongrede oldu bittiye getirerek petrol istasyonunu ipotek ederek bankadan kredi çektiler. Çekilen para ile o dönemin yöneticilerin alacakları ödendi.
Petrol istasyonundan alınan kredi geri ödenmedi diye biliyorum. Ödenmiyorsa istasyon Antalyaspor’un elinden gidiyor demektir. Umarım Sabri Gülel burayı tekrar Antalyaspor’a kazandırır. Sabri Gülel’in benzer projeleri var ama iyi niyetinden şüphe duyduğum başkanlar bu ve benzer projeleri Antalyaspor’un elinden kaçırtıyorlar, buna dikkat etmeli. Sabri başkan tahsis alıp otel yapacağını sürekli gelir elde edileceğini söyledi umarım başarır, başardıktan sonra dikkat etsin, oldu bittiye getirip ipotek edebilirler.
HAFRİYAT GELİRİNDE GERÇEKLER SAKLANIYOR !
Hafriyatta ne oldu ?
Sayın Aziz Çetin, dernek kongresinde çok önemli bir konuya değindi ama detayları cesaret edip söylemedi. Hafriyat geliri olarak Mustafa Yılmaz döneminde 1 yılda 1 milyon 224 bin TL gelir elde edildiğini, kendi döneminde ise 14 milyon 145 bin TL kazanıldığını söylüyor. O zaman kendisinden önceki dönemin hesabını neden sormuyor Aziz Çetin? Kapalı kapılar ardından farklı pazarlıklar mı var?
Neden gerçekleri açıklamıyor?
Antalyaspor Kulübü Denetim Kurulu görevini neden eksik yapıyor?
Denetim kurulunun görevini eksik yapması için birileri tarafından baskı mı yapıldı?
Aziz Çetin ivedi olarak bu konuyu şeffaf şekilde açıklamalıdır !
Antalyaspor’un elde edeceği gelirler başkalarının cebine mi girdi?
Antalyaspor menfaatlerin uygun ise neden yeni taşeron firma ile yeni sisteme geçtiniz ?
Yeni sistemi neden beceremediniz. ?
Tekrar ediyorum Antalyaspor'u zarara uğratanlar, Antalyaspor üzerinden menfaat sağlayanları neden açıklayamıyor?
Bu mu Antalyasporluluk?
Bu mu duruş?
‘Tencere dibin kara, benimki senden kara’ davranışı mı, aman benim açıklarımın ve rantlarımın üzerine gelmesinler mantığı mı?
AMATÖR FUTBOLCU UNUTULMAZ! NURİ ŞAHİN’İN HABERİ VAR MIYDI?
Amatör oyuncusunun profesyonel yapılması komik ötesi...
24 yaşındaki amatör oyuncunun profesyonel yapılmasının amacı neydi?
Camia unutur mu sanıyorsunuz bunları ?
Nerede o çocuk şimdi?
Profesyonel imzayı kim attırdı, hangi amaçla yaptırdı, neyin karşılığı amatör oyuncuyu profesyonel yaptınız?
Nuri Şahin’in haberi var mıydı?
Var ise buna nasıl izin verdi?
MEDYAYA BASKI, SALDIRI ASLA KABUL EDİLEMEZ TAKİPÇİYİZ !
Son iki yılda Antalyaspor medyası da büyük baskı altına alındı. Medya patronlarına telefonlar açılıp çalışanlarının işten çıkartılması istendi. Haberlerin sosyal medya paylaşımlarını silinmesi istendi. Kimi gazeteci tehdit edildi, kimisi hakarete uğradı, en sonunda da değerli bir gazeteciye savunmasız haldeyken taksimde arkadan saldırdılar, gözünde görme kaybı yaşadı. Bu saldıranların arkasında kimler olduğunu kamuoyu biliyor. Failler tespit edildi, azmettirenler var. Saldırıdan sonra faillerle çekilen, paylaşılan fotoğraflar var. Bu konu bizim vazgeçmeyeceğimiz bir dava. Bizzat ben de takipçisiyim. Zaten İstanbul’da da ciddi anlamda takip ediliyor .
Antalyaspor’da mafyacılık oynanmak istediler. Eleştirilmeye kaldıramıyorsanız tahammülünüz yoksa bu tür görevleri üstlenmeyeceksiniz. Bizim Antalyaspor’da yöneticilik yaptığımız dönemde basın toplantılarına ilk olarak bizi eleştirenleri davet ederdik. Yanlış anlaşılma olmasın diye. Antalyaspor’un geldiği nokta içler acısı. Seviye çok düşmüş. Yazık. Yeni başkan Sabri Güler sevdiğim bir kardeşimdir. Umarım bu yaşananlara karşı düzeltmek için adım atmıştır ve Antalyaspor’un ismini düzlüğe çıkartır.
KATAR DA NE OLDU?
Antalyaspor camiasını heyecanlandıran Katar’daki Dünya Kupası’nda ulaştırma projesi gündeme geldi. Antalyaspor A.Ş olduğu için bu projeyi kendi gerçekleştirebilirdi, ancak bazı Antalyaspor yöneticileri aracılığı ile yapıldı. Hatta bu ulaştırma işinden 10 milyon dolar para kazanıldığı açıklandı.
Bu imkanı sunan Antalyaspor buradan kaç para kazandı?
10 milyon dolar nasıl paylaşıldı?
Antalyaspor’un kasasına kaç para girdi ?
İstanbul’da gazeteciye yapılan saldırının arkasında bu gelirin sorgulanması mıydı?
ÖZTÜRK AİLESİ ANTALYASPORU YETERSİZ KİŞİLERE BIRAKTI .
Öztürkler Antalyaspor’u yetersiz, sadece KENİLERİNİ DÜŞÜNEN atanan başkanlara teslim edilmesine seyirci kalarak hatta kimi zaman destekleyerek yanlış yapmışlardır
Antalyaspor’a çok büyük katkıları olan Öztürk ailesi de en az bizler kadar kendileri de bu süreçten ve borçtan sorumludur. Son ayrıldıkları dönemde ATSO’da yaptığım konuşmada, Öztürk ailesinin Antalyaspor için bir fırsat olduğunu söylemiştim ve kaybedilmemesi gerektiğini dile getirmiştim. Sözlerimin arkasındayım.
Öztürk ailesinin ardından Antalyaspor’a Mustafa Yılmaz ve Aziz Çetin adeta atama ile görev yaptılar. Öztürk ailesi Antalyaspor tarihinin tüm geçmiş borcu olan 60-70 milyon euroyu üstlendi, nerdeyse borcu sıfırladı. Ayrıldıktan 2 yıl sonra ağırlıklı olarak Aziz Çetin döneminde olmak üzere Antalyaspor’un 30 milyon euro borçlandığı ve tüm gelir kaynaklarının tükendiği, bizzat yeni başkan Sabri Gülel tarafından açıklandı.
Antalyaspor için her ay yaklaşık 1 milyon euro kendilerinden önceki dönemin borcunu ödeyen Öztürk Ailesi’nin kendilerinden sonraki dönemde yapılan yanlışları görmelerine rağmen müdahale etmemeleri, göz yummaları kabul edilemez. Geçmiş borçlarını ödeyerek kulübün yaşamasını sağlayan Öztürk ailesi, Antalyaspor’un 2 yılda büyük bir borç batağına düşüyor olmasına seyirci kalmamalıydı. Hatta Bodrumspor tercihi yerine Antalyaspor ile Sedat Karabük önderliğinde yetiştirici kulüp misyonu ile görevlerine devam etmeliydiler.
Antalyaspor’da ekonomik gelir getirecek oyuncular yer alıyor. Bu oyuncuların satışından sonra geriye kalan borcu da Öztürk ailesi üstlenmeli ve 2 yıl önce yapmaları gereken yetiştirici kulüp misyonu ile Antalyaspor’u tekrar yönetmelidirler. Antalyaspor’un yaşaması için bu ve benzeri anlayış şart.
SON SÖZ
Sabri Gülel'i severim, menfaatsiz kulübü yönetecektir ancak sorunlarının çözümü de artık kendisinde. Kulübün muhasebe finans işlemlerinin kontrolu artık Sabri Gülel’de. Ulaştırma, deplasman, konaklama gibi bir çok alanda akıl dışı, mantık dışı giderler tespit edildiğini bilgisi geldi bana. Sabri Gülel tüm tespitlerini şeffaf şekilde her şeyi açıklasın, geri adım atmasın. Herkes bilmeli, kapalı kapılar ardından konuşulmasın bu konular.
Öztürk ailesi sonrasında Antalyaspor’a atanmış başkanlar görev aldı.
Bu başkanların kulübe katkısı ne oldu?
Antalyaspor başkanı ünvanını elde ettiler ama karşılığında ne verdiler?
Kaç para karşılıksız para koymuşlar?
Başkan olmasının karşılığı 30 milyon euro borç mu?
Anlaşılan atanan başkanlar ve ekibi ayaklarının yorgana göre uzatmadılar ve Antalyaspor’un uçan kuşa borcu olacak konuma sadece 1.5 yılda getirdiler. Kendi şirketlerini böyle yönetmeyecek insanlar neden Antalyaspor’u böyle yönetti! Hadji Wright satılsa bile borç kapanmayacak yazık, çok yazık!
Şafak Öztürk dönemi sonrasında Antalyaspor A.Ş ve dernekte başkanlık ve yöneticilik yapan kişilerin kamudan kazandıkları ihaleler, rantlar varsa araştırılsın?
Antalyaspor kimliği ve gücü ile neler yapıldı, elde ettikleri tapu, kazanımlar vb neler ?
Antalyaspor’a kazandırmak yerine, kendi şahsi çıkarları için mi çalıştılar bakılsın?
Dernek, vakıf, A.Ş başkanlarını göreve çağırıyorum! Antalyaspor’u borca batıranlar, rant elde ettikleri iddia edilenler, ellerini kollarını sallaya sallaya gitmesinler! Sadece A.Ş denetlenmesin artık ciddi gelirleri olarak Dernek’te denetlesin!
HABER MERKEZİ