8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’nde 48’inci Kolokyumu Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şubesi bünyesinde, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü işbirliğinde 7-8-9 Kasım tarihlerinde Antalya Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Açılışı yapılan kolokyum  3 gün sürecek. Kolokyumda toplam 12 oturum, 1 tanesi öğrenci paneli olmak üzere 4 panel, ödül töreni ve sergi açılışı gerçekleştirilecek. Kolokyum açılışına Antalya Büyükşehir Belediye  Başkan Vekili Osman Sert, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Bayram Ali Çeltik, Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Akif Burak Atlar, ŞPO Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zuhal Kaynakçı Elinç, Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Şaban Tat, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Başdanışmanı Cem Oğuz, CHP Antalya eski Milletvekili Tuncay Ercenk, akademisyenler, şehir plancıları ve üniversite öğrencileri katıldı.

Dünyanın '100 Marka Şehri' Listesi Açıklandı: Antalya Bu Yıl Da Yer Aldı Dünyanın '100 Marka Şehri' Listesi Açıklandı: Antalya Bu Yıl Da Yer Aldı

DOĞAYA UYUMLU KENTLER VURGUSU

Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, “Ülkemizin dört bir yanından katılan değerli meslektaşlarım ve alanında uzman konuşmacılarımız ile birlikte doğal afetlerin etkileri, iklim değişikliğinin sonuçları, yapının değil, kentin yenilendiği dönüşüm süreçleri ve kentsel yaşamın hızla değişen dinamiklerini ele alıyoruz. Her geçen gün değişen bu koşullar şehircilik alanında yeni sorunları ve çözüm arayışlarını beraberinde getiriyor. Bu nedenle ona kolokyum başlığı olan ‘Yıkım-Yaşam-Şehircilik’ kentlerimizin fiziksel ve sosyal yapısının dönüşümünü derinlemesine tartışmak için önemli bir fırsat yakaladığımıza inanıyorum. Bildiğiniz gibi 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden yirmi beş yıl geçti. Ne yazık ki o büyük depremden yeterince ders çıkaramamış olmalıyız ki 6 Şubat'ta daha büyük bir yıkım yaşadık. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, sadece anmanın yeterli olmadığını, harekete geçmemiz gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Doğal ondan alınanı geri alır. Doğa affedici değildir. Geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden ders alarak bilime dayalı ve doğaya uyumlu planlamalar yapmalıyız” dedi.

“DEPREM GERÇEĞİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”

Başkan Funda Yörük, “Deprem gerçeğini göz ardı etmeden gerekli önlemleri ivedilikle alarak bir daha böyle ağır yıkımlar ve daha acısı can kayıpları yaşamamayı diliyoruz. Planlama süreci toplumsal refah ve güvenliğin sağlanmasında hayati bir role sahiptir. Bu süreci yalnızca bir zaman kaybı olarak görmek ya da planlama aşamasını basitleştirerek geçiştirmek, kentlerimiz ve toplumumuz için uzun Geri dönülmez, zararlara yol açabilir. Planlama kısa vadeli çözümler değil, sürdürülebilir bir gelecek için bilimsel, kapsamlı, özenli bir yaklaşım gerektirir. Bu nedenle şehircilik mesleği, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak adına bilimsel bir disiplin olarak büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Toplumun konforunu ve güvenliğini ön planda tutarak doğayla uyumlu yaşam alanları yaratmak için yaratılmış önemli bir adımdır. Bu bağlamda şehir plancılarının, kamu kurumlarında ve belediyelerde aktif olarak istihdam edilmeleri, kentlerimizin geleceğini güvence altına alacaktır. Günümüzün karmaşık kent sorunlarına yönelik olarak ortak çözüm yolları geliştireceğimiz bu koordinasyonda inancımız tamdır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bize bıraktığı modern ve çağdaş Türkiye hedefiyle bir kez daha anıyor, bir cumhuriyet kadını olarak onun izinde, şehirlerimizi geleceğe güvenle taşıma, sorumluluğumuzu gururla ifade ediyorum.  Çocukların, kadınların, hayvanların, ağaçların, doğanın katledilmediği, barış içinde, adaletli bir dünya diliyorum” dedi.

“GÜCÜMÜZÜ BİLİMDEN ALIYORUZ”

ŞPO Genel Başkanı Akif Burak Atlar, “6 Şubat depremleriyle birlikte geride bıraktığımız Cumhuriyet yüz yılının en büyük felaketlerinden birini yaşadık. Yaşadığımız şokun biraz olsun atlatılmasını sağlayan toplumda yükselen seferberlik duygusu ve örgütlü dayanışma faaliyetleri oldu ancak üzerinden onlarca ay geçmesine rağmen deprem bölgesinde farklı odaklarda devam eden kaos ve kriz koşulları akıllara ister istemez şu soruyu getiriyor: Bir sonraki büyük depremde yine aynı tabloyu görecek miyiz? Eğer bu soruya cevap olarak hayır demek istiyorsak, gücünü bilimden ve teknikten alan, yüzü kamu ve toplum yararına dönük bir şehircilik anlayışını benimsemek, bu anlayışta ısrar etmek, bu anlayışı tesis etmek zorundayız. Bu gerçeğin farkında olmayan baskı ve çıkar gruplarına karşı dayanışma içinde mücadele etmeliyiz. Aksi takdirde, geleceğimize, aynı acılan aradan kuşaklar geçse de yeniden yaşatacak bir miras bırakmış olmanın yüküyle yaşamaya devam etmekten başka bir şansımız olmayacaktır. Bu vesileyle yaşadığımız afetler sonucu kaybettiğimiz tüm canlarımızı bir kez daha saygıyla anıyorum” dedi.

“GEZİ TUTSAĞI ŞEHİR PLANCI TAYFUN KAHRAMAN’A SELAM OLSUN”

Genel Başkan Akif Burak Atlar, Doğası ve temel ilkeleri gereği çok sesliliği ve katılımcı demokrasiyi benimseyen bir meslek alanını temsil eden Şehir Plancıları Odası'nın genel başkanı olarak ifade etmek isterim ki, saptanması gereken bir diğer gerçek, yaşadığımız Yıkımın kentlerimizi, yaşam alanlarımızı, sadece fiziksel anlamda, teknik anlamda değil, başta günden güne uzaklaştığımız demokrasi olmak üzere, hukuk, adalet, özgürlükler ve toplumsal barış anlamında da gölgelemekte, karanlığa sürüklemekte olduğudur. Biz bu karanlığı tanıyoruz. Dün mesleki sorumlulukları gereği Gezi Parkı'nda Yıkım yerine Yaşamı savunduğu için meslektaşımız, çalışma arkadaşımız, sevgili Tayfun Kahraman'ın özgürlüğünü hukuksuzca elinden alan Karanlık, bugün seçimle göreve gelmiş belediye başkanlarına karşı uyguladığı kayyım politikalarıyla ülkemizin demokratik geleceğini tehdit etmektedir, tıpkı yıllardır uyguladıktan rant politikalarıyla ormanlarımızı, kıyılarımızı, meydanlarımızı, sokaklarımızı, değerlerimizi tehdit ettiği gibi. Kamu ve toplum yaranına dönük bir şehircilik anlayışı için gösterilmesi gereken dayanışma ve mücadele, demokrasi ve hukuk için de son derece acildir, elzemdir. İnanıyorum ki kolokyum için bir araya gelen biz şehir plancılarının alacağı sorumluluklarla Yıkım karşısında Yaşamın üstün geleceği kentleri yeniden kurmak ve ülkemizin ideal bir demokrasi düzeyine ulaşmasına katkı sunacak adımları atmak mümkün olacaktır” dedi.

“6 ŞUBAT DEPREMİNDEN ACI BİR DERS ÇIKARDIK”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek adına söz alan Başkan Vekili Osman Sert, “Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi saygı, minnet özlemle anıyorum. Mustafa Kemal Atatürk'ün bugüne ışık tutacak bir sözünü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Meclis açılış konuşmasında şöyle demiş; ‘Şehircilik işi Yerinde de teknik ve planlı kurallar içinde çalışmak gerekli’  işte bu ifadeden yola çıkarak bizler de bugün burada şehircilik anlayışımızın temellerini yeniden sorguladığımız, daha yaşanabilir ve dirençli kentler inşa etmek adına ortak akıl ve iş birliğine uygun ihtiyacı yeniden dile getirmek için toplandık. Şehircilik çalışmaları tarih boyunca yıkım ve yaşam döngüsü içinde kendisine yer bulmuş, kentlerimizi inşa ederken bu döngüyü bulundurarak hareket etmemiz gerektiğini bizlere öğretmiştir. Ne yazık ki 6 Şubat depremleri şehirlerimizin dayanıklılığı ve planlamada yapılan tercihlerimiz konusunda bir dönüm noktası olarak karşımızda durmaktadır. Bu hepimize acı bir ders vermiştir. Toplumun tüm kesimlerini kapsayan ortak akıl ile oluşturulmuş çözümler geliştirmek zorundayız Sadece deprem anına ve yıkım sonrası müdahalelere odaklanmadan şehirlerimizi gelecekteki risklere karşı koruyacak uzun vadeli ve vizyoner bir bakış açısına sahip olmalıyız” dedi.

 “YAŞAMI TEKRAR KURGULAYACAĞIZ”

Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zuhal Kaynakçı Elinç, “Yıkım, Yaşam, Şehircilik” temasının bilim insanları, meslek insanları ve yerel yönetimin temsilcileri ile her yönüyle tartışılacağını ve elde edilen çıktıların şehirlerin geleceğine yön vereceğini ifade ederek,”2000 yılından sonra her bireyin yaşama dair en çok duyduğu kelime ‘kriz’ olmuştur. Ekonomik kriz, iklim krizi, konut krizi, açlık krizi, göçmen krizi ve daha niceleri. Tüm bunlar yeterince zorken üstüne gelen pandemi ve yüzyılın en büyük yangınları, en şiddetli sel baskınları, en büyük çapta meydana gelen depremler kaçınılmaz son olan yıkımı da gerçekleştirdi. Yıkımdan insanoğlu kadar tüm şehirler de ne yazık ki etkilendi. Şimdi bize düşen yaşamı tekrar baştan doğru kurgulamak. Yaşamı tüm meslek grupları bilimin ışığında hep birlikte her zaman olduğu gibi el ele gönül gönüle tüm canlılar için en demokratik biçimde inşa edeceğiz” dedi.

Muhabir: Arda KIR