“Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk!” diyor Victor Hugo.

İnsanlığın en büyük sorunu oldu, açlık ve yoksulluk! Dünyada ve ülkemizde açlık ve yoksulluk sorununu çözmek için bile ayrışıyoruz!

Açlık ve yoksulluk, adaletsiz ekonomik düzenlerin sonucudur. Bu adaletsizliği, hakça paylaşımlarla ortadan kaldıracak ekonomik ve sosyal düzenlemeler, “yoksulluğu ve açlığı da ortadan kaldırır.” Ama bu konuya köklü çözümler getirmek yerine “Aç ve yoksul insanlara “yardım ederek, geçici çözümlerle düzeni sürdürmek isteyenler de var. Üstelik yardım edilmiş yoksulları, minnet ya da mecburiyetle kendine bağlamak isteyenler, günümüz modern köleliğini de sürdürmekten yana bir geçici çözümle karşımıza çıkıyorlar! İnsan onuruyla bağdaşmayan bu sadaka kültürü yayıldıkça, yoksul kesimler üzerindeki baskı da gözle görülür biçimde artıyor! Artık “Aç çocukların çığlığını “duymak gerek!

Yoksulluğu yok etmek yerine, yönetmeyi tercih edenlerin felsefesini Aziz Nesin şu veciz sözlerle özetlemişti:

“Aç bırak itaat etsin, cahil bırak, biat etsin.” Oysa;

Açlık, giderilmesi gereken en temel ihtiyaçlarımızdandır. Bütün canlılar için de insanlar için de bu böyledir!

“Kral da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar.” Diyor Montaigne.

“Açlık, hep işsiz kişinin yoldaşıdır.” Diyor Hesiodos.

Her gün artan fiyatlarla yaşam savaşı veren insanlarımızın ne ev kirasına ne çocuklarının okul masrafına, ne de mutfak giderlerine yetecek parası yok maalesef. Pazara çıktığınızda, markete gittiğinizde, alışverişte zorlanan insanları, yetersiz beslenme konusunda zarar gören çocuk ve yaşlıları bir bakışta farketmemiz mümkün artık!

Başta emekli yaşlılar olmak üzere, herkes maaşına zam beklerken, sadece vaatlerle avutuluyorlar. Ama vaatler karın doyurmuyor! İcraat gerek! Hem de hemen!

“Vaatler memleketinde insan açlıktan ölür.” Diyen Danimarka Atasözü haksız mı? Tıpkı; Daniel Defoe’ nun

“Aç mideye kuru söz vız gelir.” Sözü gibi insanlar, açlığa dayanmakta zorlanırlar! Çünkü;

Diyor ki, Beamont Flketcher:

“Açlık, kılıçtan bile keskindir.”