Talim ve Terbiye Kurulu’nun ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ isimli yeni müfredatı onaylaması sonrası gelecek eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanılacak. Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar ve Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, yeni müfredatı kabul etmediklerini ve dini eğitimin daha ağır hale getirilmesini eleştirirken, “Bu taslağı hangi tarikat ve cemaatle yaptınız?’ diyerek MEB’e yüklendi.

“ATATÜRK’TEN VE BİLİMDEN YOKSUN MÜFREDAT”

Eğitimmm (1)123

Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, “Bakanlık yine yangından mal kaçırıyor gibi iş yapıyor. Önümüze bir taslak koyuldu. Bu taslak hazırlanırken, paydaşların hiçbirine sorulmadı. Bugün öğrencinin haberi yok, velinin haberi yok, öğretmenlerin haberi yok, idareci haberi yok, sendikaların haberi yok. Bu taslak için bir hafta süre verdiler. 3994 sayfalık bir taslağı incelemek ve görüş sunma için 1 hafta süre verdiler. Ne demektir bu? İncelemede onaylayın demektir. Müfredat taslağının içerisine baktığımız zaman bilimden yoksun, sanattan yoksun, yetenekten yoksun, akademiklikten yoksun, bir taslak olduğunu görüyoruz. Bu taslak uygulanamaz. Özellikle AKP'nin 20 yılda sürekli yap boz tahtasına döndürdüğü eğitimden kabul etmiyoruz. Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten, laiklikten, kamusal eğitimden, çağdaşlıktan, sanattan yoksun, bir müfredatı asla kabul etmiyoruz. 10 yıldır bir çalışma yapılıyorsa, bundan önce yapılan, değişiklik niye yapılmış? 10 yıldır kimlerle bu çalışma yaptı? Bakana şunu sormak isteriz; Bu taslağı tarikat ve cemaatlerle mi yaptınız?” ifadelerini kullanarak Bakan Tekin’e sorularını sıraladı.

Sadık Acar 123

Millî Eğitim Bakanlığı Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği Resmî Gazete'de Yayımlandı Millî Eğitim Bakanlığı Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği Resmî Gazete'de Yayımlandı

“17 KEZ SİSTEM DEĞİŞTİ”

Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “3 binden fazla sayfadan oluşan bu müfredatın içeriğinden üniversitelerin, eğitim sendikalarının, ilgili sivil toplum kuruluşlarının haberi bile yoktu. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatın hazırlanma sürecinde bir sürü görüş aldığını iddia ediyor. Oysa biz MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla yürüttüğü ÇEDES ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ programından da biliyoruz ki, görüş ve öneri aldıkları esas kurum Diyanet İşleri Başkanlığı. Zaten Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin geçtiğimiz aralık ayında ‘sizin tarikat, cemaat, bizim ise STK dediğimiz yapılar’ diyerek bakışlarını özetlemişti.
Bakanın sözünü ettiği ‘STK’ler’, tarikat ve cemaatlerin vakıf adı altında örgütlendikleri kurumlardır ve buralardan görüş alıyorlar.Yeni müfredat 12 Eylül askeri darbesinden itibaren yürütülen Türk-İslam sentezi projesinin son halkası. 12 Eylül’den beri bu proje çeşitli direnç mekanizmalarını, toplumsal muhalefeti aşamadığı için bir türlü tam olarak uygulanamadı. 12 Eylül’den itibaren din dersleri zorunlu hale getirildi, Türkçülük tüm müfredata hakim kılındı ama 1980’lerin sonundan itibaren eğitim emekçilerinin tekrar sendikalaşması ve toplumsal muhalefet iktidarlar üzerinde önemli bir baskı oluşturuyordu. Fakat AKP tüm iş kollarında olduğu gibi eğitim alanında da sendikasızlaştırmaya hız verdiği için, cuntanın eğitimde yarım bıraktığı işi tamamlamaya girişiyor. AKP döneminde 9 kez Milli Eğitim Bakanı’nın, 17 kez eğitim sisteminin değiştirilmesi boşuna değil. 2012-2013 döneminde devreye sokulan 4+4+4 sistemiyle, 2017-2018 döneminde Evrim Teorisi’nin müfredattan çıkarılmasıyla, geçtiğimiz yıl ‘cihat’ kavramının ‘ibadetler’ başlığı altında tanımlanmasıyla bu süreç peyderpey örüldü” diye konuştu.

Muhabir: Arda KIR