Antalya’da Covid-19 pandemi hastanesi yoğun bakım ünitesinde sorumlu hekim Ayça Gümüş, 24 saatlik mesaisi için evinden içerisinde giysi ve kişisel eşyalarının bulunduğu çantalarıyla adeta yolcu gibi çıkıyor. Gümüş’ü her mesai günü sabahında 65 yaşındaki annesi ile 9 yaşındaki oğlu uğurluyor. Hastaneye geldiğinde oğlu ve annesine özlem duyduğunu ifade eden Gümüş, mesai saatleri dışında icapçı olarak da anlık müdahaleler için hastaneye gittiğini, evinde ailesiyle vakit geçirirken bile oğlunun durduk yere ‘anne gitme’ şeklinde çıkışlar yaptığını söyledi.
Antalya’da pandemi hastanelerinden birisi olan Kepez Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinin Sorumlu Hekimi Ayça Gümüş, solunum sıkıntısı çeken Covid-19 hastalarının rahat nefes alabilmeleri için hastanedeki yoğun mesaisi öncesi evinden adeta bir yolcu gibi çıkıyor. İçerisinde giysileri ve kişisel eşyalarının bulunduğu çantalarını sırtlayan Gümüş, 65 yaşındaki annesi ile 9 yaşındaki oğluyla vedalaşıp hastanenin yolunu tutuyor. Covid-19’un kendisine bulaşmaması için hassas davranan Gümüş, yoğun bakım ünitesine girmeden önce koruyucu tulum, önlük, maske, eldiven, gözlük, siperlik takarak tedbir alıyor. Koruyucu kıyafetlerin yanı sıra çift maske, gözlük ve siperlik takan fedakar kahraman, hastaların nefes alabilmeleri için adeta kendi nefessiz kalıyor. Ardından özel izole odalarına giriş yapan Gümüş, tek tek hastalarının son durumlarına bakıyor, ellerini tutup onlara moral veriyor.
Gözünü hastalardan ve ekrandan ayırmıyor
Tüm hastaların durum raporunun yer aldığı dijital ekrandan gözlerini ayırmayan Gümüş, olası bir olumsuzluk durumunda ise hemen müdahalede bulunuyor. Yorucu geçen işlemler sonrası görevini tamamlayarak izole odadan çıkan Ayça Gümüş, vücuduna yapışan tulumu çıkardıktan sonra üzerinde isminin yazdığı gözlük ve siperliğini dezenfekte edip, tekrar ekran başına gidiyor. Kat kat giydikleri maske ve gözlüklerden dolayı da yüzünde izler oluşan Gümüş, tüm bu işlemleri gün içerisinde birçok kez tekrar ediyor.
“Evden ilk çıkış her zaman zor”
Görev başında mesaisini sürdüren Ayça Gümüş, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) yaptığı açıklamada, evden ilk çıkışın her zaman zor olduğunu söyledi. Gümüş, “Çocuğundan, o alışık olduğun sıcak ortamdan ayrılmak zordur. Evden çıktıktan sonra buraya geldiğimizde hastalar da bizim çocuklarımız gibi. Onları görünce her şey düzeliyor. Onların gülümsemesi, servise çıkaracağımızda duyduğumuz sevinç onun yerini alıyor. Yorulsak da tatlı bir yorgunluk oluyor” ifadelerini kullandı.
“Oğlum durup dururken, ‘anne gitme’ diyor”
Hastaneye geldiğinde evde bıraktığı annesi ve çocuğuna özlem duyduğunu anlatan Gümüş, “Mesela oğlum bazen, ‘anne gitme’ diyor. Durup dururken evdeyken bile bir kaygı oluşmuş. Evde birlikte zaman geçiriyoruz, ‘anne gitme’ diyor. ‘Oğlum gitmiyorum’ diyorum. Her an çantamı alıp gidecekmişim gibi hissediyor. Öyle de oluyor zaten. Çünkü icap nöbetleri de tutuyoruz normal nöbetlerin dışında. Gidişler olabiliyor, o da Rüzgar’da kaygı oluşturuyor” diye konuştu.
“Annemin tedirginliğini hissedince, uzak durmam gerektiği aklıma geliyor”
Hastaneden eve döndüğünde kimseye selam vermeden direkt banyoya geçtiğini kaydeden Ayça Gümüş, “Geçtikten sonra da temas ettiğim bir yer olursa orayı dezenfekte ediyoruz. Çamaşırlarım ayrı yıkanıyor. Bana ait her şeyin ikinci bir seçeneği var. O şekilde idare ediyoruz. Güzelce dezenfekte olduktan sonra mümkün olduğunca çok sarılmıyoruz. Bazen unutup sarılsam bile annemin tedirginliğini hissediyorum. O zaman benim de aklıma geliyor uzak durmam gerektiği. Ben bütün hastalarıma sanki benim annemmiş, babammış, amcammış gibi baktığım için annemin o konumda olacağı her zaman aklıma geliyor” ifadelerini kullandı.
“Maske çizikleri gördüğümde üzülüyorum”
Evde torunuyla beraber kaldığını ifade eden Gümüş’ün annesi Gönül Gökçen de hekim kızına destek amaçlı Antalya’da olduğunu kaydetti. Kızının pandemi döneminde yoğun çalıştığını belirten Gökçen, “Herkese gül pembe gözüküyor ama bu dönem çok tehlikeli ve önemli. Kızımla gurur duyuyorum. Her gün ona evde ve çalışmasında valizleri hazırlayıp işe gittiğinde, eve geldiğinde maske çiziklerinin olduğunu görüyorum üzülüyorum ama gurur da duyuyorum. Önce Rabbimin izniyle kızım hastalara şifa dağıtıyor. Gurur duyuyorum emeğini hiç esirgemedi. Torunum için buradayım. Eşi de doktor. Çocuklar için buradayız, biz varız onlar var. Onlar hastaları için, biz onlar için varız. Allah yardımcıları olsun” ifadelerini kullandı.
“Kızımı yolcu gibi Allah’a emanet ediyorum”
Sabahları kızının eşyalarını apar topar hazırladıklarını dile getiren Gökçen, “Her şeyi hazırlayıp bavuluna koyup Allah’a emanet ediyoruz. Kızım çok riskli bir dönemde. Tüm Covid-19’lu hastaların bakımını yapıyor. Her an tehlikede. Biz de tehlikeye giriyoruz. Ben içindeyim ama bunun önlemini aldıktan sonra sorun yok. Biz 9 aydır Covid ile baş başayız. Sabah kalktığımda kızımı yolcu gibi Allah’a emanet ediyorum. Görevi çok tehlikeli, çok da gurur verici” dedi.
“Annelik sütüm helali hoş olsun”
Kızını doktor olmak için kendisinin teşvik ettiğini anlatan Gönül Gökçen, sözlerine şöyle devam etti:
“Hayat kurtarmak güzel bir duygu. Kızıma tüm emeklerim, annelik haklarım helal olsun. Çünkü can kurtarıyor. Annelik hakkım, annelik sütüm helali hoş olsun. Çok hasta kurtardı. Rabbim biliyor. Her şeyim helali hoş olsun. Bu riskli dönemde görevini başarıyla tamamlıyor. Bu dönemde kimse kimseye yanaşmıyor ama benim kızım Covidli hastalardan kan alıyor, onların testini yapıyor. Tüm emeğini harcıyor. Rabbim yardımcısı olsun”
“Annem gittiğinde üzülüyorum”
Annesini işe uğurlayan 9 yaşındaki Rüzgar Gümüş ise, “Sabahları bazen annemden önce, bazen de annemden sonra uyanıyorum. Annemden sonra uyandığımda onunla oyun oynuyorum. Onu çok özlüyorum. Annem gittiğinde üzülüyorum. Annem geldiğinde oyun oynuyoruz, eğleniyoruz. Annem evde olsaydı oyun oynarız, yatakta konuşuruz, hikaye dinleriz” şeklinde konuştu.
Rüzgar annesine kavuşmak istiyor
Vatandaşlara sosyal mesafe, el hijyeni ve maske konusunda uyarıda bulunan minik Rüzgar, “Bunları yaparsanız annemin işi azalır, virüs de azalır. Herkes sağlığına kavuşsun ben de anneme kavuşayım” dedi. İHA