“Geçen günlerde elime bir Danıştay kararı geçti. Konu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın yönetiminde olduğu TÜRGEV ile ilgiliydi. Öyle ki verilen kararla birlikte AKP'li belediyeler tarafından kamu malı olup da TÜRGEV ve benzeri vakıflara tahsis edilen tüm kaynakların kamuya geri verilmesinin önü açılıyordu. Süreci anlatayım… Adı: Songül Başkaya Antalya'nın tanınmış gazetecilerinden, Akdeniz Gerçek Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni. Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi iken açtığı davanın sonucunda, belediyelere emsal teşkil edecek bir olaya imza attı. Meclisin protokol yetkisinin toptan alınarak belediye başkanlarınca kullanıldığı protokol ve tahsisler bahsettiğim bu davayla boşa çıktı. 2014'te başlayan süreçte CHP Grup Sözcüsü olan Songül Başkaya, belediyeye ait öğrenci yurdunun, dönemin AKP'li Başkanı Menderes Türel tarafından TÜRGEV'e verilmesine ve ayrıca İlim Yayma Cemiyeti, Ensar gibi vakıf ve yandaş kurumlara kamu kaynaklarının tahsisine karşı çıkarak konuyu yargıya taşımıştı. Üstelik o yurdu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açmıştı. Yani TÜRGEV'e devredilen yurt üzerinden rövanşist bir yöneticilik anlayışı da vardı. 2014 yılının Ağustos ayında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75. maddesiyle meclise verilen protokol ve tahsislere ilişkin yetkinin 5 yıllığına Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından kullanılmak üzere alınması kararının iptali için açılan davada, yerel mahkemenin reddettiği dava, temyizde Danıştay tarafından bozuldu. Danıştay 8. Dairesi oy birliğiyle yerel mahkemenin kararını bozdu. Başkaya, meclisin yetkilerinin 5 yıllığına dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı'na devrini içeren ilgili meclis kararının iptali için yürütmeyi durdurma talebiyle yargıya gitti. Kendisiyle konuştum, şunları söyledi: "Antalya 1. İdare Mahkemesi davamı reddetmişti. Davanın takipçisi olup konuyu temyiz ettim. Danıştay 8. Dairesi de yerel mahkemenin bu kararının hukuka aykırı olduğunu kaydederek, oy birliğiyle kararı bozdu. Sonuçta tüm Türkiye'deki belediyelere de emsal teşkil edecek bir durum ortaya çıktı. Kamunun kaynaklarının tekrar kamuya dönmesi için kararın uygulanmasını talep ediyorum." Peki, Danıştay kararında ne dedi? Onu da aktarayım… Danıştay kararında, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75. maddesindeki yetkiyi hatırlatarak "Meclisin görev süresi boyunca ve meclisi işlevsizleştirilecek biçimde devrinin mümkün olmaması, maddede yer verilen tüm yetkilerin, öncesinde bir anlaşma olmaksızın genel bir biçimde, sınırları belli olmaksızın devrine cevaz veren yasal bir düzenlemenin bulunmaması karşısında, maddede bahsi geçen ve tümüyle meclise ait olduğunda kuşku bulunmayan yetkilerin genel biçimde, muğlak, hangi proje ve anlaşma için kullanılacağı kararlaştırılmaksızın devrine ilişkin meclis kararında hukuka uyarlık bulunmamakta olup, aksi gerekçe ile davayı reddeden mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir" ifadelerini kullandı. Anlayacağınız Ankara'da hâlâ hâkimler var. Bu TÜRGEV, Ensar, İlim Yayma Cemiyeti gibi kuruluşların, iktidara "parti üyesi" yetiştirme konusunda nasıl birer araç olduğunu isim isim, tarih tarih SARMAL isimli kitabımda yazdım. İlim Yayma Cemiyeti'nin kuruluşundaki CIA nüvelerini, Ensar Vakfı'nın nasıl din adı altında kullanıldığını, TÜRGEV'in hangi bağlantılarla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden milyonlarca liralık devirler aldığını… Saymakla bitmez. Ama bu karar eğer uygulanırsa -ki zamanla uygulanacaktır- artık dinci vakıfların o kadar kolay hareket edemeyeceğini düşünüyorum.”