Amasra maden faciasının yaşandığı madende çalışan mühendis, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, sanık sandalyesinde olan iki iş güvenliği uzmanı, iş güvenliği servisinde devam ettiğini, iş güvenliği uzmanlığı yaptığını ve delil kararttıklarını iddia etti. Açıklamalarda bulunan mühendis " Fazıl Karakök, Hidayet Gökdere... Acil eylem planı diye bir plan yoktu. Patlamadan sonra yapıldı. Fazıl Karakök yaptı bu acil eylem planını, acele kıyamet. Delil karartma değil mi bu? Ben işletme planı olduğuna dahi inanmıyorum. Fazıl Karakök, prosedür eksiklerini gideriyor şimdi” dedi. Mühendis, Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun da faciadan sorumlu olduğuna dikkat çekerek, facianın büyümesinde ocakta önlem alınmayan kömür tozunun etken olduğunu söyledi.  

Bartın’ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022'de Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında 43 madencinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan grizu patlamasının ardından, madendeki ihmaller gün yüzüne çıktı. Madencilerin ölümüne ilişkin Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı ve davada TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci’nin de aralarında bulunduğu yedisi tutuklu 23 sanık yargılanıyor. Dava dosyasına ise madendeki ihmallere ilişkin birçok belge girdi ancak halen facianın tam olarak nasıl yaşandığı gün yüzüne çıkmadı.

ESKİDEN OCAKTA CAHİLANE DAVRANIŞLAR YOKTU"

Facianın yaşandığı Amasra müessesesinde çalışan mühendis, madendeki ihmalleri anlattı. Mühendis, şu anda madende delillerin karartıldığına dikkat çekerek, “Eskiden ocakta cahilane davranışlar yoktu. Yapısal sorunlar yoktu. İşi bilen müdürler vardı en azından. Cengiz Bey vardı, müessese müdür yardımcısı mesela. Bülent Bey vardı, işletme müdürü. Onlar kural dışı şeylere izin vermiyorlardı. Adam eksikliğinden dolayı yapılamayan şeyler oluyordu. Böyle yapısal problemler, yanlış ve eksik talimatlar yoktu" dedi.

“İHMAL TALİ HAVALANDIRMADA”

Olayın çözülmesi için ihmalleri aktaran mühendis "Pervane ile ilgili çok bilgi kirliliği var. Ana pervane ile ilgili bir problem yok aslında. Sayıştay demiş ki ‘Pervane çift yöne dönebilmeli.’ Bu gerçekçi bir tespit değil. Buradaki pervanenin iki yöne dönebilmesi için ocağın bütün havalandırma sisteminin yeni baştan düzenlenmesi lazım. Çok zor. Diyelim ki yaptınız, bir taraftan giriş var, öbür taraftan havanın çıkışı var. O güzergahta da bir noktada işçilerin biri bir tarafta, diğeri öbür tarafta çalışıyor. Eğer siz, havayı terse döndürme düşünceniz varsa, burada bir tercih yapıyorsunuz demektir. Şöyle düşünün, bir tarafta 50, bir tarafta 20 kişi var. Biz kirli hava 50 kişinin olduğu yere gitmesin, 20 kişinin olduğu yere gitsin, ölecekse 20 kişi ölsün diye düşünürseniz, pervaneyi terse çevirirsiniz. Bu ocakta bu mümkün değil. Zaten ana pervanede problem yok. Problem, tali havalandırmada" iddiasında bulundu.

“PERVANELERİN HAVASI YETMEMİŞ”

Konuşmasının devamında mühendis, "Ana galeriden çalıştıkları noktalara, dışarı ile bağlantısı olmayan noktalara bunlar pervane yani vantüp kuruyorlar. O ana yola kaç tane vantüp kurulabilir, eğer 3 tane vantüp kurulabilir de siz 4 çalışma noktası oluşturup, 4 pervane kurmuşsanız, yanlış yapmışsınız demektir. O zaman hiçbir yeri tam olarak havalandıramazsınız. Çalışma noktasının ilerisi, bağlantısı yok. Orayı havalandırmak zorundasınız, nasıl havalandıracaksınız. Hava olan bir yerden hava taşıyacaksınız. Bunu da tali pervanenin ucuna bağlanan vantüplerlerle oluyor. Eğer siz üç pervane kurulması gereken ana galeriye, 4 tane pervane kuruyorsanız, hiçbir yeri havalandıramazsınız. Çalıştığınız bütün bölgelerde hava sıcaklığı oluşur ve havalanmaz. Anladığım kadarıyla bunların yaptığı da bu. 4 çalışma noktası oluşturmuş, pervanelerin havası oraya yetmemiş. Zaten bir tanesinde de arıza varmış pervanelerin. Arıza varsa o noktada çalışma yapmayacaksın" dedi.

“PROJE DIŞINDA ÇALIŞMANIN İÇİNDELER”

Olaylardan sonra işçilerle de konuşan Mühendis "İşçilerin söyleminden duyuyorum, bunlar proje dışı bir çalışmanın içindeler. 350 kotundan aşağıya inmemesi lazım ama daha aşağılara inmişler bunlar. 370- 390’lara inmişler. Ama bu söylenti, bu ocak açılınca belli olacak. Mesela 2 ayak çalışıyor, bu 2 ayağın birbirine bağlı olmaması lazım. Havasının birbirine bağlı olmaması lazım, bağımsız olması lazım. Bunlar bağlamışlar. Yani ocağın birinde patlama olduysa, öbür ocakta çalışanların zarar görmemesi lazım. Burada 43 kişi öldü, 2 ayakta çalışanlar da öldü. Birbirine bağlantısı varmış" diyerek işçilerin söylemlerine yer verdi.

İHMALLER ZİNCİRİ

Mühendis "Kaza büyük ihtimal önce grizu patlaması şeklinde oldu. Peşinden kömür tozu patlaması oldu. 2, belki 3-4. Kömür tozu patlamaları devam eder. Seri halde devam eder. Kömür tozunu ortamdan uzaklaştırırsın, toplanamayacak durumdaysa taş tozu ile nötralize edersin. Bizim taş tozumuz var ama onu serpecek elemanımız yok. En kolayı da bu. Vazgeçmek. Kömür çıkartacak adamları, taş tozuna vermek yük geliyor. Hep eleman eksikliğinden. Taş tozu var ama onu serpecek elaman yok. Üretim baskısı olması için ocaktan kömür çıkması lazım. Ocaktan kömür çıkmıyordu ki. 50, 100 ton ile çıkıyorlardı günlük. Onu da tonu fazla gözüksün diye lağımlara bile sokmuyorlardı. Zonguldak’tan kimsenin burayı arayıp da ‘Niye kömür çıkarmıyorsunuz?’ diye baskı yaptığını filan zannetmiyorum. Ama bir ocak var, 300 tane işçin var. Hiç kömür çıkmamış. İş güvenliğini sağlamak için adam tertip edilmesi gerekiyorsa, etmemişlerdir, kömür çıkarmaya tertip etmişlerdir. İş güvenliği ihmal edilmiş, tamamen" diyerek ihmaller zincirlerine dikkat çekti.

“HEDİYE ALINIYOR, VERİLİYOR, TORPİL DÖNÜYOR”

Yaşanan ihmallerde torpilin de etkili olduğunu aktaran mühendis "Torpil şu anda TTK’nın her yerinde var. Hediye alıyordur, para veriyordur. Bir şekilde birkaç tanesi hafif işlere gönderiliyordur. Hiç gelmediğini sanmıyorum, yapamazlar da lambasını ocağa gönderme filan. Erken çıkar, lambası ocakta kalır ve erken çıkar. Hafif işe verilir" şeklinde konuşarak düşüncesini aktardı.

“BANA BİR ŞEY OLMAZ"

Mühendis (‘Bankamatik memuru’ olduğu ortaya çıkan sanık Salih Atmaca) "Bu patlama olmadan kendisine ‘Seni kim atadı buraya?’ diye sordum. ‘Genel müdürlük, yönetim kurulu.’ ‘Kim görevden aldı?’ dedim. ‘Müessese müdürü.’ ‘Seni müessese müdürünün görevden alma yetkisi yok, seni kim atadıysa o görevden alır. Sen dilekçe ver. Yarın bir gün bir şey olur, başın belaya girer. Adama sorarlar, sen niye itiraz etmedin derler’ dedim. ‘Yok, bana bir şey olmaz’. Bu patlama oldu, en azından 3-5 ay içeride yattı. Kendisi hiçbir şeye itiraz etmemiş. Müessese müdür görevden almıyor onu. Ona bağlı olan birimleri kendine bağlıyor" dedi

“CİHAT ÖZDEMİR'İN İŞ VE OCAKLA ALAKASI YOKTUR”

Meydana gelen faciada hedef olarak gösterilen Cihat Özdemir'e yönelik konuşan mühendis "Salih Atmaca biraz insan ilişkilerinde problemli birisiydi. Memur sendikasının büyük etki var Salih Atmaca’nın izole edilmesinden. Memur- Sen’in büyük etkisi var. Salih Atamca madencilik bilgisi olarak Cihat Özdemir’den kat kat üstündür. Cihat Özdemir’in iş ve ocakla alakası yoktur. Bilmez zaten. Hep kıyıda, kenarda çalışmıştır. Elini taşın altına koymamıştır. Salih Atmaca bu kadar eksikliğe izin vermezdi. Hedef olmasının nedeni, müessese müdür yardımcısı olarak sana bağlı birimler senden alınmış, iş güvenliği uzmanısın, iş güvenliği uzmanlığın devam ediyor. Niye ocağa gidip eksikleri tespit edip yazmadın? Yukarıda oturdun. Diyorsun ki ‘Bankamatik memuruydum ben’. Ocağa gitseydin, iş güvenliği uzmanı parası alıyorsun aynı zamanda" dedi.

“PROSEDÜR EKSİKLERİ GİDERİYORLAR, DELİL KARATMASINI ENGELLEYİN”

Mühendis "Selçuk Ekmekçi demiş ki ‘Biz Zonguldak’a atandık. Amasra’da görev yapamayacağız, delil karartma şansımız yok. Bizi tahliye edin’. Haklı ama şu anda sanık sandalyesinde olan 2 iş güvenliği uzmanı iş güvenliği servisinde devam ediyor, iş güvenliği uzmanlığı yapıyor aynı zamanda. Delil karartıyorlar. Fazıl Karakök, Hidayet Gökdere. Bunların tutuklanması isteniyor, hakimin bileceği iş de. Tutuklanmasına gerek yok, sadece delil karartmasını engelleyin. İşyerini değiştirin. Adamı hapse atmanıza gerek yok ki, niye burada görev yaptırıyorsunuz. Delil karartıyorlar. Acil eylem planı diye bir plan yoktu. Patlamadan sonra yapıldı. Fazıl Karakök yaptı bu acil eylem planını, acele kıyamet. Delil karartma değil mi bu? Ben işletme planı olduğuna dahi inanmıyorum. Fazıl Karakök, prosedür eksiklerini gideriyor şimdi" dedi.

“İŞ GÜVENLİĞİ MÜDÜRÜNÜN OCAKLA ALAKASI YOK”

Konuşmasının devamında mühendis "Selçuk Ekmekçi, iş güvenliği baş mühendisi yapıldı. Tedbiren dendi. Siyasi şeylerle, sendika şeyleriyle filan işletme müdürü oldu. 10 seneyi tamamlayınca da asaleten atadılar adamı. Şu anda iş güvenliği şube müdürlüğü yapan eleman, daha evvel de iş güvenliği şube müdürlüğü yapıyordu. Bu Volkan olmadan evvel. Şu andaki eleman yapıyordu. O zaman da ocağa girmiyordu, şu anda girmiyor. İş güvenliği şube müdürünün ocakla alakası yok. Ocağın bir yerine koy kaybolur. Ama lamba ocakta yani. Şu anda her gün dinamit ambarındalar. Ne iş yapıyorlarsa orada? Dinamit ambarında genişletme çalışması devam ediyor, oraya girdik ve çıktık gösteriyorlar. Ocak parası almak için. Ocakla alakası yok. Havalandırma planı, hava nereden giriyor, nereye çıkıyor de bilmez. Ama iş güvenliği şube müdürü adam. Vekaleten ona baktırıyorlar. İhmaller, kural dışı çalışma. Madencilik kurallarına aykırı çalışma. Mesele bu. Havalandırma, fazla iş noktası açma. Pervane arızalı, herkes biliyor ama kimse yapmak için elinden geleni yapmıyor. Kazım Eroğlu, TTK Genel Müdürü olduğu için sorumludur. Birinci derece sorumlu Cihat Özdemir, Selçuk Ekmekçi, Volkan Soylu. Bunlar baş sorumlular. Kazım Eroğlu da sorumlu. Bir laf vardır, ‘Fırat kıyısında kaybolan koyunun sorumlusu benim’. En baştaki de sorumludur" dedi.

“BAKANLARA EN SORUNSUZ GÜZERGAH ÇİZİLİR”

Mühendis "Fatih Dönmez gelmişti. Bakanlar geldiği zaman onlara güzergah çizilir, en sorunsuz güzergahta dolaştırılır, çıkarılır dışarıya. Ama Çalışma Bakanlığı müfettişleri ayaklara indilerse, o ayaklarda yeterli havalandırma olmadığını, birbirleriyle irtibatlandırılmaması gerektiğini görmüşlerdir" ifadelerini kullandı.

NE YAŞANMIŞTI?

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural'ın 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapsi talep ediliyor. Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor. Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.

ANKA