CHP Antalya Milletvekili Dr. Arif Bulut, sessizliğini bozdu, CHP ve Antalya siyasetinde bomba etkisi yaratan zehir zemberek açıklamalar ile Akaydın ve Kök’e yüklendi. Bulut, Akaydın’ın seçimi kaybetmenin suçunu kendilerine yüklemek için yalan, dolan ve palavralarını dinlediklerini, Kök’ün baskısı nedeniyle ilçe başkanlarının Baykal ile birlikte yaptıkları seçim çalışmalarına katılmadıklarını söyledi.
ANTALYA'DA SİYASET KURUMU AKAYDIN VE KÖK'LE YARA ALMIŞTIR
Arif Bulut, “Akaydın ve Devrim Kök’le Antalya’da siyaset kurumu yara almıştır, doğal rotasının dışına itilmiştir. Böyle bir ortamda iddia koymakta, yarışa girmekte, hatta milletvekili olmakta çekici olmaktan, arzu edilir olmaktan uzaktır. Antalya’da siyasetin normalleşmesine katkı koyacaksak bu yarışın içinde olmadan, taraf olmadan katkı koymalıyız diye düşünüyorum. En üzücü olanı ise, bu yanlışlıklara sebep olanların, iddialı bir şekilde, yüklendikleri görevleri becerememelerine rağmen, yeniden göreve talip olmalarıdır. Bu görevleri oyları ile verecek olan CHP üyelerinin dikkatli olmaları gerekmektedir” dedi.
SİYASET YAPMAK SELDEN KÜTÜK KAPMA YARIŞI DEĞİLDİR
Bulut, “ Siyaset yapmak, selden kütük kapma yarışı değildir. Onurunla, şerefinle, ahlakınla, bilgi ve birikimini iyi yönde kullanarak, her şeyden önce kendine, sonra da başkalarına saygı duyarak, CHP kurumunun ilkelerini koruyarak siyaset yapacaksın. Ancak ondan sonra yeni görevlere talip olacaksın, görev isteme hakkın olacak. Bu düşüncelerim nedeni ile Antalya’da bozulan bu siyasi dengelere milletvekili olmadan da katkı koyabileceğimi ön görüyorum ve inanıyorum ki, CHP üyeleri çıkar siyaseti yapan bu kişilere gerekli dersi vereceklerdir.
7 Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimlerinde aday olmayan CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut, sessizliğini bozdu, Akdeniz GERÇEK’e yaptığı çarpıcı açıklamalar ile Mustafa Akaydın ve ekibine yüklendi. Akaydın’ı ‘Yalancı, dolancı ve palavracı’, Kök’ü intikamcı ve baskıcı’ göndermesinde bulunan Arif Bulut, “Alanya ve Korkuteli başta olmak üzere ilçe başkanları Devrim Kök’ün baskıları yüzünden Deniz Baykal ile birlikte yaptığımız seçim çalışmalarına katılmadılar. Bizim için il başkanlığına iletilen davetiyeleri bile alamadık” diye konuştu..
CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut, Akdeniz GERÇEK’e verdiği röportajda soruları şöyle yanıtladı:
A. G. : CHP’ye ne zaman üye oldunuz, 5. sıradan milletvekili seçildiniz, sizce listeye ne katkı koydunuz ?
Arif Bulut : CHP’ye üyeliğim 2008 yılında, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olmak için, Antalya Devlet Hastanesi Başhekimlik görevimden istifa ettikten sonra, Kepez CHP İlçe Başkanlığı’na müracaat ederek 12. maddeden üye oldum. Büyükşehir Belediye Başkan adayı olabilmek için çok ciddi bir çalışma yaptım. Birçok sivil toplum örgütü, sendikalar ve çok sayıda muhtardan destek aldım. Genel merkez Mustafa Akaydın’ı aday gösterdi. Akaydın’ın seçim komitesinde yer almak istedim ama, o zamanki İl Başkanı Ömer Melli, -komite oluştu ve yeterli sayıda eleman var” dedi. Bunun üzerine ben de kendi ekibimle çalışmalara katıldım. Siyasetten kopmayarak , çalışmalara devam ettim ve 2010 yılındaki referandumda , Özer Ülken ekibi ile sahada çalışıp, katkı koydum. Akaydın seçimi kazandıktan sonra sekreteryasını arayarak randevu talep ettim. Seçimden 7 ay sonra randevu verildi ve 7 ay sonra giderek hayırlı olsun dileklerimi ilettim.
2011 genel seçimlerinde sayın Deniz Baykal’ın takdiri ile listenin 5. sırasında bana yer verildi. Ben de üzerime düşen görevi fazlası ile yaptığıma inanıyorum.
AKAYDIN 2001 MİLLETVEKİLİ LİSTESİNİN İYİ BİR LİSTE OLMADIĞINI SÖYLEDİ
2011 seçimlerinde sahaya indiğim zaman en uzak köyden, şehir merkezine kadar her yerden inanılmaz destek aldım. Bizzat kendi akrabalarımın yaygın bulunduğu Serik ve Aksu ilçelerinde partinin oyları ciddi şekilde arttı. Serik’te CHP ilk defa ikinci parti oldu. sonuç olarak 2011 seçimlerinde listeye yeterli katkıyı koyduğumu düşünüyorum.
Burada 2011 seçimleri vesilesi ile hatırlanmasında fayda gördüğüm bir kaç konuya değinmek istiyorum. 2011 seçimlerinde Akaydın, iki seneden fazladır belediye başkanı idi. 2011 seçim çalışmalarında büyük şehir belediye başkanı olan Akaydın’la, gece -gündüz maddi -manevi tüm gücünü ortaya koyarak çalışan bir aday olarak, hiçbir noktada , Antalya’nın hiçbir yerinde karşılaşmadım. Akaydın’ın 2011 milletvekili listesine hiçbir yerde oy istediğine şahit olmadım ama, bu listenin iyi bir liste olmadığına dair eleştirilerini duydum. bir çok noktada yerel seçimlerde, chp’ye oy verdiklerini ancak akaydın’ın başarısızlıkları nedeniyle CHP’ oy veremeyeceklerini söyleyen Antalyalılara ,CHP’nin projelerini anlatmaya çalıştık, fakat yeterli olmadı. yani belediye başkanı olarak 2011 adayları için bir rüzgar estiremedi. tam tersine onu sırtımızda bir yük olarak taşımak durumunda kaldık. Devrim Kök ise, bu listeye oy verilmez, bunlara sakın oy vermeyin diye bir çok yakınını arayarak 2011 listesini protesto etmiştir. Bütün bunlar CHP tabanı tarafından bilinmelidir, bilinmesinde fayda vardır.
YEREL SEÇİM CHP AÇISINDAN TAM BİR FELAKET VE HAYAL KIRIKILĞI OLDU
A. G. : Milletvekili yaptığınız dönemi kısaca değerlendirir misiniz?
Arif Bulut: 24. dönem milletvekili olarak bu dönemin son aylarını idrak etmekteyiz. Bu dönem CHP açısından hiçte başarılı bir dönem olmamıştır. bir yerel seçim ,bir de cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. her iki seçim de CHP açısından tam bir felaket ve hayal kırıklığı olmuştur. cumhurbaşkanlığı seçiminde , aday belirlemeden başlayarak sonuna kadar,yani seçimden yenilgi ile çıkana kadar her aşamasında yanlışlar yapılmıştır. sonuç olarak hak etmediğimiz malum sonuç ortaya çıkmıştır. parti tavanı örgütle, parti tabanıyla giderek uzaklaşmıştır. bunun sonucu olarak ta, MYK’ nın tamamı ön seçimden kaçarak kontenjandan vekil adayı olmaktadır. Böylece 24. dönem CHPaçısından başarısız bir dönem olmuştur.
A.G : 2011 genel seçim kampanyasına CHP’li büyükşehir belediye başkanı Mustafa Akaydın ne gibi katkılar koydu?
Arif Bulut : ¨2011 genel seçimlerinde Mustafa Akaydın, seçimlerden başarı ile çıkılmasına yönelik hiç bir çalışma yapmamış, hiç bir katkı koymamıştır. Benim inancım o dur ki; eğer başarılı bir büyükşehir belediye başkanı ve yönetimi olsa idi, 2011 yılında en az 6 milletvekili çıkartacaktık ve altıncı sıradaki arkadaşımız da milletvekili olacaktı. Akaydın, 2014 yılında Büyükşehiri, 17 Aralık yolsuzluklarına rağmen, nasıl AKP’ye kaptırdı ise, 2011’de de 6. milletvekilini AKP’ye kaptırmıştır. Antalya’nın tüm bölgelerinde milletvekili adayları Akaydın’ı bagajlarında yük olarak hem de çok ağır bir yük olarak taşımak durumunda kalmışlardır. Akaydın, birçok yerde listeyi başarısız bir liste olarak nitelemekten geri kalmamış ama, somut olarak tek bir katkı koymamıştır. 2011yılı genel seçimleri Antalya kent içi ulaşımının kepaze edildiği çok başarısız bir döneme denk gelmiş ve seçime çok olumsuz katkısı olmuştur. Zaten akaydın bu dönemde başarısız olduğunu kendiside söylemektedir.
A.G : Akaydın, Deniz Baykal ve sizinle aranızın açılmasına sebep olarak büyükşehir’in 3. yıl faaliyet sunumuna katılmayıp Kumluca’daki tarım fuarına gitmenizi gösterdi. bu olayın detayını anlatır mısınız?
AKAYDIN'IN SİYASİ YALAN, DOLAN VE PALAVRALARINI DİNLEMEK ZORUNDA KALDIK
Arif Bulut : Bize ulaşan bir haberde, Kumluca Tarım Fuarı’nda, o zamanın valisi Ahmet Altıparmak tarafından iktidar partisi milletvekillerine söz verileceği, muhalefete söz verilmeyeceği iletildi. Kumluca Tarım Fuarı Antalya’nın bütün ilçelerinden ve dışarıdan da katılımların olduğu bölge için son derece önemli bir fuardır. Bu fuarda halka hitap etmek, CHP’nin söylenecek sözlerini direkt olarak halka arz etmek sanırım, Sayın Deniz Baykal için de, bizler içinde, büyükşehir belediyesinin kapalı bir salonunda, sen, ben, bizim oğlan şeklinde yorumlanabilecek bir toplantıdan daha önemlidir. Kaldı ki; bu fuarın önemi nedeni ile Akaydın’dan toplantıyı birkaç saat geri alması rica edilmiş, ancak başkan her zamanki kibirli tavrı ile bu ricayı ret etmiştir. Bunun üzerine milletvekili Yıldıray Sapan bu toplantıya görevlendirilmiş, bizleri temsilen bu toplantıya katılmıştır. Biz de sayın Deniz Baykal ile beraber fuara katıldık ve Baykal , çok güzel ve içerikli bir konuşma yaparak CHP’nin bu konudaki anlayışını ve söylenmesi gerekenleri direkt olarak vatandaşa aktarmış ve arz etmiş oldu. Siyaseti parti içi ego cilalamak, parlatmak değil, dışa dönük, vatandaş ile direkt temas ve iletişim kurma noktasında algılamak daha doğru bir davranıştır diye düşünüyorum. Eğer, hoşgörülü davranıp, siyasete bu açıdan bakmış olsa ve programı 1 saat bile ötelemiş olsa idi, Akaydın’ın programına yetişme şansımız olacak ve katılacaktık. Bu olayda Akaydın’a karşı ne bir art niyet, ne de olumsuz bir düşünce vardı. Yalnızca yukarıda da arz etmiş olduğum siyasi anlayışımızdan kaynaklanan öncelik tercihi söz konusu olmuştur. Hepsi bundan ibarettir. Akaydın, Sayın Baykal’a ve bizlere yönelik söylemiş olduğu birçok yakışıksız sözleri, ihanet suçlamalarını, büyükşehir seçiminin kaybedilmesi noktasındaki suçu, milletvekillerine yıkma çabalarını Sayın Baykal’ın deyimi ile siyasi yalan, dolan ve palavralarını dinlemek durumunda kaldık. bu söylemlerinin ardında olduğunu bir çok vesile ile defalarca tekrar etti ve bizde hayretler içinde tüm bunları takip ettik. Anladık ki; seçim kazanılmış olsa idi, milletvekillerine rağmen kazanılmış olacaktı, kaybedilince de zaten vekiller kaybettirmiş oldu. Bu anlayış ve bu anlayışı kamuoyuna bu şekilde yansıtmak gerçekten de siyasi yalan, dolan ve palavradır. Kibir siyasetidir, ukalalık siyasetidir bu. iİçe kongrelerinde, Kemer’de, Döşemealtı’nda ve Aksu’da ve en sonunda il kongrelerinde yaşanan olumsuzluklardan ve bir klasik haline gelen Akaydın’ın genel merkeze güya selam duran bu tür söylemlerinden sonra, grup başkan vekilimiz Muharrem İnce ile konuşarak Antalya’ya bir müfettiş gönderilmesi talebinde bulundum. genel başkanı da bu konuda, hatta yalnızca Akaydın için değil Devrim Kök için de gereken bilgilendirmeyi yaparak gerekli işlemlerin yapılmasını istedik. ancak; bu güne kadar gelindi , bilindiği üzere bir sonuç alınamadı .
A. G : 2012 kongresi CHP Antalya örgütleri açısından çok sancılı geçti. sizce kongre öncesi ve sonrası ne gibi önemli gelişmeler yaşandı?
Arif Bulut : 2012 il kongresi sonrasında il başkanı olarak Devrim Kök ve ekibi, Deniz Baykal ve bizden intikam almak için bir çok sevimsiz davranış içine girdiler. il başkanının odasındaki Deniz Baykal fotoğrafını kaldırdılar. Deniz Bey’i Antalya ya gelişlerinde karşılamayacaklarını, herhangi bir milletvekilinden farkı olmadığını, kendinden böyle bir talep olmamasına rağmen, basın önünde beyan etmişlerdir. Bizler için il başkanlığına iletilen davetiyeler dahil, hiç bir il örgütü çalışmasına davet almadık, çağrılmadık. Bunun üzerin sayın Baykal ile beraber 4 milletvekili olarak , kendi çalışma programımızı yaparak , meclisin tatil olduğu aylarda özellikle Antalya’nın tüm ilçelerini yılda en az iki defa dolaşarak çalışmalarımızı sürdürdük. Her bayramda mutlaka ilçelere giderek , hem örgütlerimizle , hem de vatandaşlarımızla buluştuk. bazı ilçe başkanları örneğin Alanya gibi, Korkuteli gibi bizim çalışmalarımıza il başkanının baskısı nedeni ile katılmadılar. İl başkanı bizim çalışmadığımız yalanını her yerde, ilçe örgütlerine baskı yaparak yaymaya çalışmıştır. Devrim Kök tüm bunlara rağmen genel merkez tarafından korunmuş, kollanmış ve adeta şımarık çocuk muamelesi görmüştür. Milletvekilleri ile çalışması gerektiği iradesini ne ortaya koymuştur , ne de, genel merkez bu yönde bir telkinde bulunmuştur.
A. G : CHP’li Büyükşehir Belediyesi’ndeki plan tadilatları özellikle Konuksever Mahallesi’ndeki AVM plan tadilatı için akçeli işler olduğu kamuoyunda yazıldı çizildi. Siz bu konuda basın açıklaması yaptınız. CHP Genel Merkezi bir müfettiş gönderip durumu yerinde inceletti mi?
Arif Bulut : Konuksever Mahallesi’ndeki, AVM yapılması için yapılan plan tadilat olayı, O dönem CHP İl Başkanı olan Devrim Kök ve Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın’ın ne kadar gayri ciddi olduklarını ortaya koymuştur. Buram buram şike kokan bir tavır ortaya koymuşlardır. CHP grubunun serbest bırakılması, Akaydın’ın göstermelik hayır oyu ,esasında önceden hesaplanmış ve meclis bu hesap üzerinden iş tutmuştur Antalyalı saygı değer vatandaşın zekasıyla alay eden bir meclis oylaması tablosu ortaya konmuştur. Akaydın güya karşı çıkmıştır. Bunun üzerine biz gerekli sosyal demokrat tavrı koyarak,b asın mensuplarına kahvaltılı bir toplantı tertip ederek, bu kararın ne kadar yanlış olduğunu, CHP’ li bir belediyenin böyle bir çürümüşlük örneği olmayacağını, basın aracılığı ile kamuoyu ile paylaştık ve tepkimizi ortaya koyup,bu konudaki anlayışımızın ne olduğunu beyan ettik. Hemen ardından Ankara’ya gelerek genel başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’ndan’ dan randevu isteyerek görüşme talebinde bulunduk. Sayın genel başkana ta başından beri olayların nasıl geliştiğini, ne büyüklükte bir rant transferi yapıldığını, kimlerin kollanıp korunduğunu,i l başkanı ve büyükşehir belediye başkanının tutumlarını tek tek anlattık. Bizim için kabul edilebilir bir durum olmadığını açık şekilde ilettik. Sayın genel başkan da -bana böyle söylenmemişti- diyerek, yanıltıldığını ima ettiler. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu gerekli girişimi yaparak, AVM plan tadilatını önlemiş oldu. Bu ve buna benzer olaylar, örneğin, Talya Oteli’nde yapılan plan tadilatı esasında, büyükşehir belediyesini niye kaybettiğimizin esas sebeplerinden biridir. Bütün bu yanlışların ve ne karşılığında bu yanlışların yapıldığı unutulmamalıdır. eğer bütün bunlardan ders alacaksak hafızalarımızda bu olaylar daima diri ve taze olarak durmalıdır. CHP’ li hiçbir belediye ,çıkar karşılığı kanununa uydurarak, yasal olmayan yöntemlerle iş yapan belediye olmamalıdır. Daima kamu yararı ve yasalara uygun davranmak ön planda olmalıdır.
TÜM MİLLETVEKİLLERİ AKAYDIN IN ADAYLIĞINA KARŞI ÇIKTI
A. G :Yerel seçimler öncesi aday belirlemelerin belli bilimsel kıstaslarla yapılacağı CHP Genel Merkezi tarafından hep söylendi. Antalya’da aday belirlemesinde Baykal ve sizlerin bir müdahalesi oldu mu? Aday belirleme sürecini ve adayları değerlendirir misiniz?
Arif Bulut : 2014 yerel seçimleri öncesinde aday belirlemede hiçbir bilimsel kıstas ve ölçme yöntemi kullanılmamıştır. Aday belirlemede hiçbir milletvekilinin dayatması olmamıştır. Gürkut Acar dahil tüm milletvekilleri büyükşehir belediye başkan adaylığı için Akaydın’a karşı olmuşlardır. aday belirlemelerden önce bölge milletvekilleri ile yapılan komisyon toplantısında ben özellikle Akaydın’ın aday adaylığının bile kabul edilmemesi gerektiğini kendisine teşekkür edilerek bu maceranın sonlandırılması gerektiğini bildirdim. Hiçbirimiz herhangi bir aday ismi dayatmadık, ama; Akaydın’a hayır dedik. İlçelere gelince: Kaş’ta, Kemer’de, Döşemealtı’nda ve Gazipaşa’da üç milletvekili olarak bizler önseçim yapılması gerektiğini ilettik. Gürkut Acar ve Devrim Kök Kaş’ta ve Kemer’de önseçim, Gazipaşa ve Döşemealtı’nda merkez yoklaması talebinde bulundular. Muratpaşa ve Konyaaltı’nda önseçim talebinde bulunduk. kamuoyu yoklaması ile önseçimin desteklenmesini istedik. Kepez’de kamuoyu yoklaması yaparak aday adayları arasından birisinin aday yapılması noktasında görüş bildirdik. Erdal Öner adı ile ortaya çıkan söylentileri dile getirerek her aşamasında bu ismi reddettik. Özellikle ben Gökhan Günaydın ile sürekli görüşerek bu ismin yanlışlıklarını anlattım. Ancak hiçbir ölçme yöntemi kullanılmadan, milletvekillerine rağmen, bazı genel başkan danışmanları, Akaydın ve Devrim Kök beraberce davranarak Kepez’de Erdal Öner’i aday olarak belirlemişlerdir. Muratpaşa’da her biri çok değerli CHP’li arkadaşlarımız aday adayı iken(mevcut başkan dahil) dışarıdan aday aranmıştır. Akaydın böyle istedi diye Muratpaşa’da tüm aday adayları kapı dışarı edilmiş, önce Devrim Kök, sonra Sultan Yeğen, en sonunda da Ümit Uysal aday yapılmıştır. Aksu’da tüm uyarılarımıza rağmen kazanma şansı olan İsa Yıldırım aday yapılmamış, Aksu’da 4. parti olmamıza sebep olacak kişi aday yapılmıştır. Yapan Akaydın ve Devrim Kök’tür. Gazipaşa’da önseçim istememize rağmen yine Devrim Kök, Mustafa Akaydın ve Gürkut Acar da katkı koymuş ve Cem Burak Özgenç aday gösterilmiştir ve tabii büyükşehir Mustafa Akaydın’a teslim edilmiştir. Görüldüğü gibi en az 10 hata yapılmıştır. Eğer bu hatalardan bir veya ikisi yapılmasa yinede büyükşehir’i kazanırdık, Gazipaşa’yı kazanırdık, Kaş’ı ve Akseki’yi kazanırdık. Tüm bunlar 17 Aralık olayların rağmen böyle olmuştur. Eğer 17 Aralık olayları olmamış olsaydı, çok daha kötü sonuçlar alacağımız gerçeğini de unutmamak, göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.
İLÇE BAŞKANLARI KÖK'ÜN BASKISI YÜZÜNDEN ÇALIŞMALARA KATILMADI
A. G : Yerel seçimlerde nasıl bir çalışma yürüttünüz? özellikle sizin Akaydın’ın aleyhine çalıştığınız bazı kalemlerce yazıldı, bu konuyu açar mısınız?
Arif Bulut : Yerel seçimlerde Antalya’nın bir çok ilçesinde ve merkezde bazı noktalarda çalışmalarımız oldu. Serik’te bir çok noktada Serik adayımız Muhammet Konur için çalışmalara katıldım. Batı ilçelerinin tamamında ve bir çok beldesinde çalışmalar yaptık, mitingler yaptık. Kalkan yayla yolundan, Kınık merkeze miting yapmak için giderken konvoyumuzda trafik kazası oldu ve arkadaşımız Sevgi Doğan’ın boynunda ciddi bir travma oluştu ve hayati tehlike oluşturan ciddi bir ameliyat geçirdi. Ne büyükşehir adayı ne de il başkanı arayıp geçmiş olsun bile demediler. Bu çalışmalar esnasında il başkanı husumeti o kadar ileri götürdü ki, tahmin bile edemezsiniz. Korkuteli ilçesinde yapmak istediğimiz mitingler ilçe yöneticileri tarafından kabul edilmedi. Aksu’da yapmak istediğimiz miting ilçe yönetimi tarafından kabul edilmedi. Alanya’da yapmak istediğimiz miting ilçe yönetimi tarafından kabul edilmedi. Bizim çalışmadığımız yalan, dolan ve palavrasını yayanlar yani, il başkanı ve büyükşehir adayı, ilçe başkanlarına ve adaylara baskı yaparak, bizim çalışmalarımızı engellemeye çalıştılar. Aksu adayı ile iki defa görüşerek katkı koymaya çalıştığımda, aldığım yanıt beni şoke etti. Çünkü aday arkadaş, hiçbir şeye gerek olmadığını, seçimin alınmış olduğunu, mazbatayı almak için gün saydığını söylemekteydi. Bilindiği gibi Aksu’da 4. parti olabildik. Korkuteli’nde kendi programımızı yaparak diğer ilçelerde olduğu gibi, tüm beldelerde mitingler yaptık ve yanımızda ilçe örgütü bile yoktu. Netice olarak 2014 yerel seçimlerinde kendi ekonomik gücümüzü ortaya koyarak, kendi araçlarımızla ve çok az örgüt katılımı ile bir çok noktada çalışmalar yaptık ve partimize oy istedik. Diğer taraftan benim Akaydın’ın aleyhinde çalıştığım biraz önce sözünü ettiğim yalan , dolan ve şehir efsanelerinden biridir. Ben 2009 yılında Akaydın’la aday adayı olarak yarıştıktan sonra bile büyükşehir’in kazanılması noktasında elimden gelen gayreti göstermiş bir kişiyim. Serik’te ve başka yerlerde muhtarları arayarak Akaydın’a oy vermeyin dediğim yalanını yayan kişiler, Serik’te Deniz Baykal ve milletvekilleri ne yumurta atan İbrahim Demir’in akrabalarıdır. Bunlar 2011 seçimlerinde açık açık MHP adayı Kemal Çelik ile çalışmışlar ve ona oy vermişlerdir. Serik’te meclis üyesi olan Gani Demir’de CHP’den istifa ederek AKP’ye geçmiştir. bu yalanı genel merkeze kadar götüren kişide Akaydın’dır.
ANTALYA'DA SİYASET KURUMU AKAYDIN VE DEVRİM KÖKLE YARA ALDI
A. G : Neden milletvekili adayı olmadınız? CHP’nin yerelde ve ülke genelinde politikaları ve başarı olasılıkları üzerine ne düşünüyorsunuz?
Arif Bulut : Öncelikle siyasete ilk başlama sebebim büyükşehir belediye başkanı adayı olmak içindir. Bunu hatırlatmak isterim. 2009 yılında eğer aday gösterilse idim, büyükşehiri enaz yüzde 45 oy alarak kazanacaktık, hem de Antalya siyaseti CHP açısından bu kadar kutuplaşmayacak, yukarıda saydığım birçok olumsuzluğu yaşamayacaktık. Akaydın ve Devrim Kök’le Antalya’da siyaset kurumu yara almıştır, doğal rotasının dışına itilmiştir. böyle bir ortamda iddia koymakta, yarışa girmekte, hatta milletvekili olmakta çekici olmaktan, arzu edilir olmaktan uzaktır. Eğer Antalya’da siyasetin normalleşmesine katkı koyacaksak bu yarışın içinde olmadan, taraf olmadan katkı koymalıyız diye düşünüyorum. En üzücü olanı ise, bu yanlışlıklara sebep olanların, iddialı bir şekilde, yüklendikleri görevleri becerememelerine rağmen, yeniden göreve talip olmalarıdır. bu görevleri oyları ile verecek olan CHP üyelerinin dikkatli olmaları gerekmektedir. Kanımca bu kişiler yeniden görev talep edeceklerse, açık yüreklilikle önce bir hesap vermeleri gerekirdi. Siyaset yapmak, selden kütük kapma yarışı değildir. onurunla, şerefinle, ahlakınla, bilgi ve birikimini iyi yönde kullanarak, her şeyden önce kendine, sonra da başkalarına saygı duyarak, CHP kurumunun ilkelerini koruyarak siyaset yapacaksın. Ancak ondan sonra yeni görevlere talip olacaksın, görev isteme hakkın olacak. Bu düşüncelerim nedeni ile Antalya’da bozulan bu siyasi dengelere milletvekili olmadan da katkı koyabileceğimi ön görüyorum ve inanıyorum ki, CHP üyeleri çıkar siyaseti yapan bu kişilere gerekli dersi vereceklerdir. Bir diğer neden, 3. sıradan kontenjan verilen arkadaşımız Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak benim köylümdür. Antalya’da doğu-batı ve merkez olarak, aday belirlemede bu denge dikkate alınmazsa seçimlerden iyi sonuç alınmaz. Aynı köyden iki aday olması Antalya için iyi sonuç vermez. Partimin bu seçimden daha başarılı çıkabilmesi için adaylığı kesin olan arkadaşımızın arkasından aynı bölgeden biri olarak yarışa girmeyi uygun görmedim ve çok önemli bir neden de Sayın Deniz Baykal ön seçime girecek aday adaylarından birisidir. Bilinmelidir ki, ön seçimlerde her aday adayı birbirinin rakibidir. Ben bu açıdan bakarak, Sayın Baykal’ın rakiplerinden biri olmak istemedim. Çünkü ben daima onun yanında yer aldım ve böylece ön seçime girmeme kararım şekillenmiş oldu. CHP’nin genel politikaları üzerinden seçim öncesi bir değerlendirme yapmanın uygun olmayacağını düşünüyorum.”