İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 100’ü aşkın kişinin gözaltına alınması sonrasında Türk Demokrasi Vakfı yazılı bir açıklama yayınladı. Türk Demokrasi Vakfı yaptığı açıklamada siyasetin yargıyla şekillendiğini ifade ederek, “Türkiye demokrasi pratiği özellikle 2000'li yıllarda, yargının olağan faaliyet alanı dışına çıkması suretiyle, siyasi alanın toplumsal dinamiklerle değil, yargı kararlarıyla şekillenmesi sürecini yaşıyor. Önce Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği hukuk ile izahı zor kararlarla engellenmeye çalışılırken, son dönemde yargıda kadrolaşan iktidarın beklentisine uygun yargısal kararlar sıkça gözlenmekte” dedi.

“DEMOKRASİ ADINA ÜZÜNTÜ DUYDUĞUMUZU İFADE ETMEK İSTERİZ”

Yaşanan durumdan üzüntü duyduklarını ifade eden Türk Demokrasi Vakfı, “Biz, kimin işine yarayacağı endişesine kapılmaksızın, menfaat kriterleri yerine hak temelli ve demokrasi prensiplerinin koşulsuz işlemesine inanan demokratlardan oluşan, aynı zamanda hem AK Parti'den hem CHP'den milletvekillerinin aynı çatıda buluşabildiği, mütevelli heyetinde demokrasiye inanmış bunun dışında da birçok siyasi fikrin bulunmasından gurur duyan 38 yıllık bir think tank ve NGO olarak bu iki durumdan da demokrasi adına üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isteriz” ifadelerini kullandı.

“18 MART ZAFERİNİN PEŞİNDEN GELMESİ DE AYRI BİR TALİHSİZLİKTİR”

İktidarın aldığı kararların siyasal/yargısal iklimi hazırladığını belirterek, “Demokrasi, en basit tanımı ile toplumun bugününü ve geleceğini en barışçı ve en şeffaf şekilde idare etme, belirleme yöntemidir. Bunu keşfetmek, özellikle Batı için çok ciddi bedeller ödenmesi suretiyle gerçekleşmiştir. Batı/Avrupa tarihi, bu anlamda savaşlar ve çatışmalar tarihidir. Demokrasi ve hukuk devleti, barıştır. Bu yüzden kuvvetler ayrılığına inanıyoruz, yargının bağımsızlığına inanıyoruz, üstelik aksi durumun nasıl adaletsiz bir yöntem olduğunu bizzat yaşamış siyasal iktidarın, böyle bir siyasal/yargısal iklimin hazırlayıcısı olması kabul edilemez. Üstelik bu olayların 18 Mart gibi bu toplumun birlikteliğinin nasıl büyük zaferlerin temelini oluşturduğuna şahitlik edilmiş bir tarihin peşinden gelmesi de ayrı bir talihsizliktir” ifadeleri kullanıldı.

“İKTİDAR KAYBETTİĞİ YERLERİ YARGI KILIFIYLA GERİ ALMASININ İZAHI ZOR”

İktidarın sandıkta kaybettiği yerleri yargıyla almaya çalıştığını ifade eden Türk Demokrasi Vakfı, “Türkiye'nin iki kutuplu bir siyaset içerisinde, her geçen gün tarafların birbirine düşmanlıklarının derinleştiği bir konjonktürde, bu gidişin iktidar için de muhalefet içinde güzel bir siyasi atmosfer olmadığı kanaatindeyiz. Toplumun tercihlerine saygı duyuyorum deyip, tercihini yaptıktan sonra, yani iktidar kaybettiği yerleri yargı kılıfıyla geri almasının hukukla bile izahı zor iken, demokrasi ile izahı imkansızdır. Türkiye, evrensel demokrasi ve yargı kriterleri anlamında her gecen gün daha alt sıralara düşerken, artık Batı ülkelerinin bizi 'Ortadoğu' liginde sınıflandırmaya başladığı bir dönemin, bize öncelikle bu derin ekonomik krizde nasıl yansıyacağını tahmin etmek zor olmasa gerek” dedi.

Ekrem İmamoğlu Can Dostuna Çelenk Yolladı Ekrem İmamoğlu Can Dostuna Çelenk Yolladı

“MIZRAK, ÇUVALA SIĞMAMAKTADIR”

Açıklamasının sonunda ise şu ifadelere yer verdi: “Maalesef demokrasimiz otoriterizmden, totalitarizme geçiş sürecinin tüm alametlerine muhatap olmaktadır. İktidar, bu taraftan bakıldığında, 'yargı yapıyor, ben ne yapabilirim' diye içinden çıkabileceği bir durumda olmadığını artık kabul etmelidir. 'Mızrak, çuvala sığmamaktadır'. Demokratik yarışın en önemli prensiplerinden birisi de oyun içinde kurallarının değişmemesidir. Toplumlar ve bireyler öngörme yeteneğini kaybettiği zaman kaos başlar. Bizim tarihi geleneğimizde yaşamadığımız bir dönemin taşlarının döşenmesinden endişeliyiz."
 

Kaynak: Haber Merkezi