Türkiye şartlarında bir üniversite öğrencisinin geçimi, sosyal hayatı, eğitim hayatı gibi etmenler maalesef en alt seviyede. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik tablonun korkunçluğu bunu bize gösteriyor. Bu tablo en çokta öğrenciyi vuruyor. Toplumsal veya uluslararası sorunların çözümü noktasında iletişimciler sınıfları, grupları birbirlerine bağlayacak kabiliyete sahip peki günümüzün yeni yetişen iletişimcilerine olanak tanınıyor mu? ‘Çeyrek yüzyıla yakındır Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olanlar, öğrencileri soktukları durumun ne kadar farkında’ diye soruyor kamuoyu. Öğrenci ne yapsın peki. Aylık bin 250 TL burs/kredi ile mi geçinsin? Üniversite yemekhanesinde ki yetersiz yemekler ile mi beslensin? Kendisine değer verilmediğini hissedip geçtiğimiz yıllarda karşılaşılan acı olaylar gibi intihar mı etsin? Yaşamanın ve öğrenmenin bilincinde olduğu bir nesli yetiştirmek pek zor olmamalı. Ya da birileri tarafından zorlaştırılmamalı. Değil mi?

akdeniz üniversitesi-1

EKONOMİ ÖĞRENCİYİ VURDU

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitim alan öğrenciler, Türkiye’nin diğer üniversitelerine göre biraz daha fazla olanağa sahip ama öğrencilerin ezici çoğunluğunda bulunan maddi yetersizlikten de paylarına düşeni alıyorlar.

STAJ ZORUNLULUĞU YOK!

2017-2018 yılı Bahar döneminde yeni binasına taşınan Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi, öğrencilerine, radyo, gazete, dergi, televizyon gibi alanlarda kendini geliştirebilmek için imkân sunuyor. İletişim Fakültesi’nin mimarisi tartışılmaz, derslikleri ve amfileri de gayet yeterli. Bilgisayar laboratuvarı da donanımlı ve öğrencileri zorda bırakmıyor. Akdeniz İletişim’in sanatsal boyutu da tartışılmaz. Koridorlarda sanatsal çalışmaları görmekte mümkün. Tüm bunlara rağmen mezunlardan kaç tanesi sektörde iş bulabiliyor? İletişim Fakültesi’nin yeterliliği noktasında sorunumuz yok. İletişim Fakültesi’nin yetiştirdiği basın emekçisi sayısı noktasında sorunumuz var. Bunun bir nedeni de stajın zorunlu olmaktan çıkarılması olarak gösteriliyor.

İLETİŞİM MEZUNLARI İŞSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA

İyi bir eğitim alanı olmasına rağmen Akdeniz İletişim Fakültesi’nden mezun olmuş genç iletişimcilerin çok küçük bir kısmı sektörde iş bulabiliyor. Genç iletişimciler genellikle okudukları bölüm ile ilgili iş bulamazken, bulanlarda çokta iyi şartlarda çalışmıyor. Tabii mesleğin doğasında ‘konfor’ gibi bir kavram yok bunun bilincinde hareket etmek lazım. Medyada insanın başını eğdirici bir kavram vardır, ‘Orta Doğu’da çocuk olmak’ diye bir de genç nesle bakılınca görülen bir kavram ortaya çıkıyor; ‘Türkiye’de öğrenci olmak’ diye.

Instagram DM Butonunu Yeniden Konumlandırıyor Instagram DM Butonunu Yeniden Konumlandırıyor

GENÇLİK HAYAL KURMAKTAN YOKSUN

Gelecek kaygısı ile olgunlaşan, sağlıksız büyüyen, şiddet sarmalının ortasında kalan eğitimden zaman zaman mahrum bırakılan, hayal kurmaktan yoksun bu nesilde doğru bir iletişimci çıkarmak mümkün değil. Şu an hayat güzel ve parlak görülebilir insanın yüzüne ancak önlem alınmazsa gelecek karanlıktan ibaret olacak.  ‘Geleceğimiz sizsiniz’ diyerek ülkenin sorunlarını çözmek için gençlerin ülke yönetimine gelmesini beklemek yerine gençlere bir gelecek inşa edilmesi gerekmez mi?

Birde Akdeniz İletişim’in yaşadığı acı bir olay var. Türkiye’de son yıllarda artan acı olaylardan. Azra Gülendam Haytaoğlu’nun canice öldürülmesi… ‘Gelecek gençler’ ise ‘Bugünümüz olmasını mı?’ der gençler. Demeliler.

4 -1DSC_0509DSC_0501-1DSC_0500DSC_0488

Editör: Esra Köksal Tarı