Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi, sosyal medya üzerinden yayımladığı açıklamada, şehir plancılarının yargı baskısıyla susturulmaya çalışıldığını dile getirdi. “Toplumcu şehircilik ve şehir plancıları neden hedefte?” başlığıyla yapılan paylaşımda, kamu yararını savunan meslektaşların, özellikle AKP döneminde artan rant odaklı projelere karşı direnişleri nedeniyle hedef alındığı belirtildi.
Kentler Parsel Parsel Sermayeye Sunulurken Plancılar Cezalandırılıyor
Açıklamada, Gezi Davası nedeniyle yaklaşık 3 yıldır tutuklu bulunan Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman’ın ardından, son dönemde İBB’ye yönelik operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklanan şehir plancılarının da aynı paradigmanın devamı olduğu vurgulandı. Bu isimler arasında Gürkan Akgün, Resul Emrah Şahan, Mehmet Murat Çalık ve Buğra Gökce de yer alıyor.
Oda, yönetim kurullarına Kanal İstanbul ve Gezi Parkı üzerinden açılan soruşturmaları hatırlatarak, bunun yıllardır sürdürülen bir baskı politikası olduğunun altını çizdi.
ŞBO'nun X paylaşımı şu şekilde;
"Gezi Davası'nda tutuklanan ve yaklaşık 3 yıldır cezaevinde bulunan Onur Kurulu üyemiz Tayfun Kahraman'ın ardından son dönemde IBB'ye yönelik operasyonlarda meslektaşlarımız Gürkan Akgün, Resul Emrah Şahan, Mehmet Murat Çalık ve Buğra Gökce de tutuklandı. Yıllardır, Odamızın Yönetim Kurulu üyelerine de Kanal İstanbul, Gezi Davası gibi konular üzerinden sürekli olarak soruşturmalar açılmakta, yargı tehdidi sürdürülmektedir. Kanal İstanbul, İmrahor, Akbelen gibi doğa ve halk düşmanı projelerle, kentlerimizi parsel parsel sermayeye sunanlar el üstünde tutulurken; ekosistem sürdürülebilirliğini şiar edinen meslektaşlarımız soruşturmalar geçirmekte, cezaevine konmaktadır. Elbette, şehir plancılarına yönelik yoğunlaşan bu saldırılar tesadüf değildir. Özellikle AKP döneminde rant odaklı kentsel müdahaleler üzerinden sermaye birikimine dayalı şehircilik anlayışı karşısında en büyük mücadele araçlarından biri kamu yararı, kent hakkı kapsamında yürütülen kentsel mücadeleler oldu. Bugün, tamamı geçmişte Odamızda çeşitli düzeylerde yöneticilik görevi üstlenen arkadaşlarımızın tutuklanması, Oda Yönetim Kurullarımızın hedef alınması, RANT Verine KAMU YARARI TALAN yerine KORUMA YIKIM DOĞA, KÜLTÜR yerine VE TOPLUM dedikleri içindir. İstanbul'da, topluma nitelikli kamusal mekan kazandırmak için yapılan çalışmalar, planlama ajansının kurulması, yarışmalar yoluyla kamusal alanların tasarlanması, miras alanlarının yeniden kamuya kazandırılması gibi ilerici, kamucu uygulamaların arkasında bu şehircilik paradigması ve bu paradigmanın temsilcisi yüz akı meslektaşlarımız bulunmaktadır. Aynı şekilde, Munzur'dan, Çeşme'ye, Sinop'tan Mersin'e, Cerattepe'den Kazdağları'na doğal alanları talan eden, halk sağlığını tehlikeye atan mekansal müdahalelere karşı direnen, Anayasa'dan aldığı yetkiyle mücadele yürüten
Odamız ve kamucu planlamayı savunan meslektaşlarımızın faaliyetleri iktidar nezdinde rahatsızlık yaratmaktadır. Bilinmesini isteriz ki, kuşaklar ötesi yarar çerçevesinde faaliyet yürüten, kurdun, kuşun, taşın, ağacın da hakkını savunan şehir plancıları olarak, her türlü rant ve talan hamlesine karşı her ne pahasına olursa olsun karşı durmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bu memleket bizim, biz kazanacağız!" ifadelerine yer verdi.