Ankara'da silahlı saldırıda öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, “Kalbi yorgun bir babanın, gözü yaşlı bir ananın, kederli bir eşin, bir yarısını kaybeden kardeşin ve birçok uykusundan ‘Baba’ çığlığıyla uyanan iki evladın yüreğine ekilecek bu şafak tohumları da adaletin ta kendisidir. Sizin hiç her sabah okula gitmeden önce ‘Anne seni de öldürmeyecekler değil mi?’ diye soran bir evladınız oldu mu? Biliniz ki çocuklarımın ruhunda yer edinen bu korku bir gün bile izne çıkmıyor” dedi. Ankara'da silahlı saldırıda öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, “Kalbi yorgun bir babanın, gözü yaşlı bir ananın, kederli bir eşin, bir yarısını kaybeden kardeşin ve birçok uykusundan ‘Baba’ çığlığıyla uyanan iki evladın yüreğine ekilecek bu şafak tohumları da adaletin ta kendisidir. Sizin hiç her sabah okula gitmeden önce ‘Anne seni de öldürmeyecekler değil mi?’ diye soran bir evladınız oldu mu? Biliniz ki çocuklarımın ruhunda yer edinen bu korku bir gün bile izne çıkmıyor” dedi. Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’da silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü. Sinan Ateş suikastinin üstünden 1 yıl geçmesine rağmen iddianame hala hazırlanamadı. Dosyaya bakan savcılar birçok kez değişti. Son olarak, Sinan Ateş cinayeti soruşturmasını yürüten savcı Ayhan Ay, 2 ay rapor alarak izne çıktı.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, X hesabından ‘Adalet istiyoruz’ diyerek bu akşam X hesabından açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
“ADALETSİZ GEÇEN HER GÜNDE SUÇ, CEZANIN KARŞISINDA ARTAN BİR KİBİRLE DİKİLİYOR”
“Başta eşim Şehit Sinan Ateş’in dosyasına bakan Sayın Savcı Ayhan Ay olmak üzere adaleti sağlamakla mükellef bütün kişilere:
Adalet istiyoruz. Adaletsiz geçen her günde suç, cezanın karşısında artan bir kibirle dikiliyor. Kibir, güveni doğuruyor. Güven, korkuyu yeniyor. Orada yenilen korku burada vücut buluyor. Adaletin gözleri tam da olması gerektiği gibi kapalı. Peki, neden? Karanlıktayız. Anlamamıza yardımcı olacak bir ışık arıyoruz. Bekliyoruz. Cuma cuma, seçim seçim bekliyoruz. Öyle bir bekleyiş ki bir yanına korkuyu almış, diğer yanına kaygıyı. Arkasında umut var, iman var, inanç var. Önünde cesaret, metanet, dirayet. Yürüdüğü yer de yön de karanlık.
“SİZİN HİÇ HER SABAH OKULA GİTMEDEN ÖNCE ‘ANNE SENİ DE ÖLDÜRMEYECEKLER DEĞİL Mİ?’ DİYE SORAN BİR EVLADINIZ OLDU MU”
Yolumuzu aydınlatacak bir ışık arıyoruz. Ve biliyoruz ki ‘Her karanlık ona son verecek şafağın tohumlarını içinde taşır.’ Kalbi yorgun bir babanın, gözü yaşlı bir ananın, kederli bir eşin, bir yarısını kaybeden kardeşin ve birçok uykusundan ‘Baba’ çığlığıyla uyanan iki evladın yüreğine ekilecek bu şafak tohumları da adaletin ta kendisidir. Bu kapsamda sizlere şunu sormak istiyorum: Sizin hiç her sabah okula gitmeden önce ‘Anne seni de öldürmeyecekler değil mi?’ diye soran bir evladınız oldu mu? Biliniz ki çocuklarımın ruhunda yer edinen bu korku bir gün bile izne çıkmıyor.”