Şampiyonlar Ligi'nde Bu Hafta Hangi Maçlar Var? Şampiyonlar Ligi'nde Bu Hafta Hangi Maçlar Var?

Türkiye’de binlerce kadın uğradıkları şiddet nedeniyle sığınma evine başvuruyor. Peki sığınma evleri yeterli mi? Antalya’da sadece 4 tane kadın sığınma evi olduğunu vurgulayan Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu Kolaylaştırıcısı Avukat Nur Deniz Toklu, Antalya’da kadın sığınma evlerinin yetersizliğine dikkat çekti. Avukat Toklu, “Antalya’nın nüfusu 2 milyonu geçti. 2 milyonun içerisinde en az 10 tane sığınma evi olması gerekiyor ancak 4 tane var” diyerek “Sığınaksız bir dünya istiyoruz. Bunun için de toplumsal cinsiyet eşitliği ve rollerin her kesimden bilinmesi bunların artık okullarda eğitim olarak çocuklara verilmesi ve küçüklükten itibaren bu algının artırılması gerekiyor ki şiddet olmasın şiddetsiz bir dünya olsun” mesajını verdi.

“YASAL İŞLEM İÇİN GİRİŞİMİMİZ OLMADI”

Avukat Toklu, sığınma evi açmayan belediyelere yasal işlem başlatılıp yargıya gidilecek mi sorusuna ise “Antalya'da 4 tane sığınma evi var bir tanesi bakanlığa 3 tanesi de belediyelere ait. Yasal işlem başlatma konusunda da Baro olarak bir girişimimiz olmadı. Çünkü ellerinden geleni yapıyorlar ama gereken miktarda harcama yapılmıyor. Yasal işlem başlatmayı da zaten elimizdeki çok az, yasal işlem başlatır da kaybederiz korkusuyla, açıkçası biz de çok fazla hareket edemiyoruz. Mevcutları en azından iyileştirmeye gitseler o bile yeterli olacak. Gönül isterdi ki sığınaksız bir dünyamız olsun” diye cevap verdi.

“SIĞINMA EVLERİ YETERSİZ”

Antalya'da şu anda yeterli sığınma evinin olmadığını söyleyen Av. Toklu, “Antalya’nın nüfusu 2 milyonu geçti. 2 milyonun içerisinde en az 10 tane sığınma evi olması gerekiyor ancak 4 tane var. Sığınma evi kurulmasına yönelik doğrudan bir girişimimiz olmadı. İstanbul Sözleşmesi ve Yerel Eşitlik Eylem Planı içerisinde çalışmalar sürüyor belediyeler ve kent konseyi nezdinde ama doğrudan şu yapılsın diye baronun bir direktifi olmuyor maalesef” diye konuştu.

“EN BÜYÜK SORUN BÜTÇE VE KADRO”

“Sığınma evi açılabilmesi için bütçe lazım” diyen Av. Toklu, “En büyük sorunumuz bütçe. Sığınma evi dediğimiz şey barınma ihtiyacını sağlayabileceğimiz, bir ev yapalım, orayı kapatalım, içine iki yatak bir mutfak malzemesi koyalım ile olmuyor maalesef. Oranın güvenliğinin de sağlanması gerekiyor ve bilinmemesi gerekiyor. Sığınma evlerinin en büyük özelliği zaten gizlilik esasının olmasıdır. Bunların sağlanabilmesi için açıkçası biraz daha özel bir ekibin özellikle bu alanda mücadele edecek, sadece bununla çalışabilecek bilinçli bir personelinin olması lazım. Tüm bunlar yetersiz kalıyor. Yok diyemem gerçekten mücadele eden hem bakanlık nezdinde çalışan hem de belediyeler nezdinde çalışan çok fazla kadın meslektaş var ama yetersiz kalıyorlar. Bunun arttırılması lazım. Sadece personel olarak değil barınma ihtiyacının sağlanmasındaki asgari insan yaşamı standartlarına çekilebilmesi lazım. Büyük çoğunluğun da zaten şunu görüyoruz evet bir sığınma evimiz var ama içerideki imkanlar yetersiz oluyor” ifadesini kullandı.

“EVLER İFŞA OLUYOR”

Sığınma evlerinin güvenliğini sağlamak için daha büyük sıkıntıların yaşandığını dile getiren Toklu, “Özellikle gizlilik konusunda epey sıkıntılar oluyor. Bu gizliliğin sağlanabilmesi için kolluk güçlerine de görev düşüyor. Özellikle şunu yapmayacaklar; sığınma evine gitmek istediğini beyan eden şiddet mağduru bir kadını kolluktan alıp doğrudan sığınma evine götürürken failler onları takip ediyorlar. Sığınma evlerinin yerleri ifşa oluyor. Bunlara dikkat edilmesi lazım ama maalesef kolluktan o beklediğimiz hassasiyeti göremiyoruz. Mücadele eden bireysel olarak bunlara dikkat eden çok fazla personel var ama bunun artık bir kurum görüşü olarak yapılması kanunlaşmış bir şekilde uygulanması gerekiyor. Bu konuda biraz daha hassas olunması lazım. Orada bir eksikliğimiz var. Lojistik eksikliğimiz var” dedi.

 Toklu, “Sığınaksız bir dünya istiyoruz. Bunun için de toplumsal cinsiyet eşitliği ve rollerin her kesimden bilinmesi bunların artık okullarda eğitim olarak çocuklara verilmesi ve küçüklükten itibaren bu algının artırılması gerekiyor ki şiddet olmasın şiddetsiz bir dünya olsun” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim