Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Peyzaj Mimarları Odası, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gündemde olan “İklim Kanunu Teklifi” için kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Genel Merkez tarafından kaleme alınan yazılı dilekçede, teklifin mevcut haliyle çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini yeterince karşılamadığı ve odak noktasının ekonomik araçlar olduğu belirtildi.

Karbon Piyasasına Değil Doğaya Öncelik Verilmeli

Dilekçede, kanun teklifinin ağırlıklı olarak Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve karbon fiyatlandırma araçlarına dayandığı, buna karşın ekosistem hizmetleri, yeşil altyapı ve ekolojik restorasyon gibi temel iklim direnci unsurlarına yeterince yer verilmediği ifade edildi.

Yutak Alanlar Sadece Ormanla Sınırlanamaz

TMMOB’ye göre teklifin en büyük eksiklerinden biri, karbon yutak alanlarının yalnızca ormanlarla sınırlandırılması. IPCC, UNEP ve AB Yeşil Mutabakatı gibi küresel referanslarda sulak alanlar, mera ekosistemleri, turba bataklıkları ve kıyı sistemleri gibi alanların da yutak niteliğinde olduğuna dikkat çekildi. Bu alanların İDASEP 2024-2030 ve İDUSEP 2024-2030 planlarıyla uyumlu olarak yasa kapsamına alınması istendi.

Yeşil Alanlar Sosyal Değil, İklimsel İşleviyle Tanımlanmalı

Dilekçede ayrıca kentsel yeşil alanların yalnızca rekreatif değil, sera gazı azaltımı, ısı adası etkisinin azaltılması ve hava kalitesi gibi iklimle bağlantılı işlevleriyle tanımlanması gerektiği vurgulandı. Bu bağlamda yeşil altyapının yasal olarak tanımlanması çağrısı yapıldı.

Doğa Temelli Çözümler Bilimsel Zemine Oturtulmalı

Doğa temelli çözümler kanun teklifinde yer alsa da, dilekçeye göre bu ifadeler bilimsel ve ekolojik kriterlerden yoksun. Oda, söz konusu çözüm önerilerinin uygulanabilirliğini gösterecek bilimsel dayanaklarla güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

CHP’li Deniz Yücel’den Cezaevindeki Öğrencilere Ziyaret: “Bu Tutuklamalar Gözdağı İçin!” CHP’li Deniz Yücel’den Cezaevindeki Öğrencilere Ziyaret: “Bu Tutuklamalar Gözdağı İçin!”

Tarım Alanları ve Kıyılar da İklim Yasasında Yer Bulmalı

TMMOB, teklifin yalnızca orman ekosistemlerine odaklanmasının sınırlayıcı olduğunu belirterek, tarım alanları, kıyı ekosistemleri ve meraların da iklim yasası kapsamında değerlendirilmesini talep etti. Bu ekosistemlerin karbon depolama, su döngüsü ve biyoçeşitlilik açısından hayati olduğu ifade edildi.

Ekolojik Restorasyon Tanımı Yasal Zemine Oturtulmalı

Ekosistem Restorasyonu On Yılı (2021-2030) çerçevesinde dilekçede, bozulmuş alanların ekolojik iyileştirmesi ve bu sürecin yasal güvence altına alınmasının gerekliliği hatırlatıldı.

Afet Tanımı Genişletilmeli, Sıcak Hava Dalgaları da Kapsama Alınmalı

Afet tanımının mevcut teklifte sel ve taşkınlarla sınırlı olduğu belirtilirken, IPCC raporlarında sıcak hava dalgalarının en ölümcül afet türleri arasında gösterildiğine dikkat çekildi. TMMOB, Türkiye’nin bu riskleri de afet kapsamına alarak önleyici politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtti.

İklim Finansmanı Şeffaf Mekanizmalarla Yönetilmeli

Teklifte yer alan İklim Değişikliği Finansman Mekanizması için kaynakların nereye yönlendirileceği belirsizliğini koruyor. TMMOB’ye göre, karbon piyasasından sağlanacak gelirler özel sektöre değil, toplumsal faydayı önceleyen projelere aktarılmalı.

İklim Mücadelesi Katılımcı Anlayışla Yürütülmeli

Son olarak dilekçede, teklifin hazırlanma sürecinde meslek örgütleri ve sivil toplumun sürece yeterince dahil edilmediği eleştirisi yer aldı. TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, iklimle mücadelenin yerel yönetimlerin, akademinin ve toplumun ortak iradesiyle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Haber Merkezi