Memleketimiz parsel parsel pazarlanıyor. Ve maalesef bu
yıllar önce dönemin Başbakan’ı tarafından da defalarca söylenmişti. Ülkesini
pazarlamaya geldiğini söyleyen Başbakan, uçak uçak iş insanı taşıdı. Evet,
hakkını yemeyelim iyi de pazarlandı…
Elde ne kadar bakir
alan varsa çıktı. Ne tarla kaldı ne sit alanı ne orman ne sahil…
Şimdi bakın her şeyi para olarak gören anlayışın geldiği
noktaya…
Akdeniz Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi’nde İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi olan Prof.
Dr. Nihat Dipova paylaştı. Hem de aylar önce…
3,5 Ay önce yapılan paylaşımda “AVLAN TARLASI” başlığını kullandı haklı olarak. Çünkü ortada bir
göl kalmamış ve kuruyan göl yatağı arazi olarak kullanıma açılmıştı…
Nasıl mı? Gelin Hoca’nın kaleminden okuyalım…
“1984 tarihli Landsat
uydu görüntüsü tarihte kalan ve unutmak istediğimiz bir gerçeği hatırlattı
bizlere. 1970'lerin sonunda (1978’de tamamlanmış bildiğim kadarıyla)
kurutulduktan sonra AVLAN GÖLÜ ARAZİSİ parsellenip Göltarla ve Karamık
köylülerine ekmeleri için kiraya verilmiş.
SÖZ UÇAR BELGE KALIR
Avlan Gölü'nü
hatırlayalım ki, YAMANSAZ SULAK ALANI için dersimizi çalışmış olalım.
YAMANSAZ SULAK ALANI
ARSA DEĞİLDİR !”
Şimdi Hoca hem yaşana
dramı paylaşmış hem de yaşanması muhtemel drama dikkat çekmiş. Ama gelin görün
ki gören, duyan, haberdar olan onca insan kör, sağır, dilsiz…
Lal olmuş dilleri…
Olsun varsı biz işimize bakalım…
Bakın durumu Jeoloji
Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Çeltik de çok güzel bir şekilde
açıklamış ve uyarmış…
Bundan yaklaşık 60 yıl önce sıtma yayan sivrisineklerden kurtulmak
ve tarım alanı açmak için Avlan Gölü’ne gelen su, kurutma kanallarıyla dağın
içerisine gönderildi…
Şimdi Başkan’ı ve uzmanları dinleyip o suyu tekrar Avlan’a
salmalıyız…
Gölü ve ekosistemi canlandırmak mümkün…
Üstelik suyun bir kısmı tarıma ayrılabilir, yer altı suları
beslenebilir…
Tarıma yapacak yer
bulmak mümkün ama gölü kaybetmenin etkilerini anlatmaya gerek yok sanırım…
Su hayattır. Hayatımızı karartmayalım…
Kuraklık kapıyı
çalmış, içeri girmiş. Biz hala hatalarımızdan dönmüyoruz…
Beni değil uzmanları dinleyin lütfen…