Eğitim İş Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Önder Güneş,iktidarın eğitim politikasını eleştirerek, “ İktidar aileleri özel okullara yöneltiyor. 2012-2013’te 4 bin 664 olan özel öğretim kurumu sayısı,bugün 14 bin 352’ye yükseldi, artış oranı yüzde 207’ü buldu”dedi.
Eğitim İş Antalya 2 Nolu Şube, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk döneminde yaşanan sorunları ele almak ve bunların temelinde yatan politikaları değerlendirmek için İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya geldi.
“Laik bilimsel çağdaş, parasız, kamusal ve karma eğitimi savunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ne fikri hür, irfanı hür,vicdanı hür nesiller yetiştiriyoruz” pankartı açan grup, ‘Başöğretmenim Atatürk’, ‘Öğretmen yeterli, bakan yetersiz’ dövizleri taşıdı.
Eğitim İş Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Önder Güneş, eğitimde yaşanan sorunların her geçen yıl katlanarak devam ettiğini bildirdi.
Eğitimin, güncel siyasetin ve hamasetin aracı olduğunu savunan Güneş, “ 2023-2024 Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre, eğitim dışındaki çocuk sayısı yüzde 38,4 artarak, 612 bin 814’e ulaştı. Bu sayı, son 3 yılın en yüksek seviyesidir. Erkek çocuklar, hane dışında gelir getiren işlerde çalıştırılırken, kız çocukları ise erken evlilikler ve ev içi bakım yükü nedeniyle eğitim dışına itiliyor. MEB’in uyguladığı politikalar çocuğun üstün yararına değil, eğitimde dinselleşmeye ve piyasalaşmaya hizmet ediyor. Okul dışında olan çocuklara ek olarak, açıköğretime kayıtlı 327 bin 710 ve mesleki eğitim merkezlerine (MESEM) kayıtlı yaklaşık 500 bin öğrenci var. Yani toplamda yaklaşık 1 milyon 400 bin öğrenci örgün eğitim sistemi dışında kalmıştır” ifadelerine yer verdi.
BÜTÇE YETERSİZLİĞİ
Eğitimde yatırımlara yeterli bütçe ayrılmadığını dile getiren Güneş, ikili eğitimin devam ettiğini, bu durumun eğitimde ders sürelerinin kısalmasına ve öğrenme kayıplarına neden olduğunu ifade etti.
İktidarın kamusal eğitimi niteliksizleştirerek aileleri özel okullara yönelttiğini savunan Güneş, 2012-2013’te 4 bin 664 olan özel öğretim kurumu sayısının, 14 bin 352’ye yükseldiğini, artış oranının yüzde 207’ü bulduğunu aktardı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve geldiğinden bu yana eğitimi ideolojik bir alan olarak şekillendirdiğini öne süren Güneş, bu anlayışı kurumsal hale getiren uygulamalara imza attığını kaydetti.
“ÇEDES’E TEPKİ”
MEB’in ortak yürüttüğü projeler ve imzalanan ‘iş birliği’ protokolleri, okulları çeşitli cemaat, tarikat ve dini grupların etkinlik ve faaliyet alanı haline getirdiğini savunan Güneş, “Bunun sonucu olarak da eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşmış, laik okul iklimi yok edilmiş, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır. Okullar çocukların en güvende olması gereken yerlerden biriyken, aileler çocuklarını okullardan, okullarda “değerler eğitimi” adı altında görev alan ve çocuk psikolojisi ve pedagoji bilgisi olmayan kişilerden korumak durumunda kalmışlardır. ÇEDES kapsamında tüm Türkiye’de öğrencilere cami ve mezarlık temizliği yaptırılmakta, öğrenciler cami gezilerine ve namaza götürülmekte, müftü, imam vaiz gibi din görevlileri okullarda görevlendirilerek dini konularda seminerler ve eğitimler vermeleri sağlanmaktadır. ÇEDES Projesi ile din görevlileri, öğretmenlerin yerine geçirilmekte, devlet okulları adeta medreseye dönüştürülmektedir.ÇEDES Projesi ile okullarda cami temizliği yaptırılmış, din görevlileri öğretmenlerin yerini almıştır. Bu proje, eğitimi laik ve bilimsel temellerden hızla uzaklaştırmaktadır” dedi.
Okullarda temizlik ve güvenlik sorununun çözülemediğini dile getiren Güneş, eğitim emekçilerinin, yoksulluk sınırının altında maaşlarla çalıştığına dikkat çekti.
“GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”
“Kalabalık sınıflar, yardımcı personel eksikliği ve ağır iş yükü, öğretmenlerin etkinlik ve gözlem çalışmalarını güçleştirmektedir” diyen Güneş,” Bizler Eğitim-İş olarak, durum ne kadar karanlık görünse de; eğitimdeki gericileştirmeye, piyasalaştırmaya karşı; eğitim emekçisinin haklarına ve itibarına kastedenlere karşı; cumhuriyeti ve devrimlerini hedef alanlara karşı verdiğimiz aydınlanma mücadelesinden bir adım geri atmayacağız. Her gün biraz daha büyüyen bir aile olan Eğitim-İş olarak Atatürk’ün bize emanet ettiği yeni nesillere kıyılmasına da, onun sınıfta arkasında duracak kadar önem atfettiği eğitimcilere bu ülkenin zindan edilmesine de izin vermeyeceğiz. Laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim sistemi kurmak için canla başla mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.