Kıbrıs'ta Yunanistan destekli darbenin ardından Türkiye'nin garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinde 50 yıl geçti.
Harekatın 50. yıl dönümünde gerçekleştirilen kutlamalara Türkiye'den tam katılım sağlandı. Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen resmi geçit töreni, İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilmesi, tören birliklerinin denetlenmesi ve halkın bayramının kutlanmasıyla başladı. Tören, Yavuz Çıkarma Plajı'ndan getirilen bayrakların KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a teslim edilmesiyle devam etti.
Kıbrıs Barış Harekatı töreni Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bir araya getirdi. Liderlerin protokoldeki sohbeti dikkat çekti. Törene İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu da katıldı.
Özel, Erdoğan ile Ne Konuştu?
Gazetecilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sohbetin içeriğini sorması üzerine Özgür Özel, 'Çok merak edilecek herhangi bir gündemimiz yoktu. Çok pozitif bir gündemimiz vardı, o da Kıbrıs'tı. Nezaket cümleleri kuruldu, hal hatır soruldu. Kıbrıs ile ilgili değerlendirmelerde bulunduk. Bugün 3 gün oldu Kıbrıs’tayız. Heyetimizin yaptığı temaslar hakkında bilgi verdim. Meclis'in ortak kaleme aldığı ve oy birliğiyle kabul edilen bildiri ile ilgili değerlendirmeler oldu. 50'nci yıla uygun, burada ihtiyaç duyulan birlik beraberlik ruhuna uygun son derece nazik temaslar oldu. Onun dışında gündelik siyasete dahil bir şey konuşmadık.' dedi.
Özel - Erdoğan Görüşmesi Ne zaman?
Erdoğan ile ne zaman görüşeceği de sorulan Özel şunları söyledi: 'Şu anda çok yakında yok. Ama örneğin 29 Ekim'de ya da Meclis'in açılışında kendileri Meclis'e geldiklerinde orada olabilir. 29 Ekim'de resepsiyona katılacağımızı daha önce de ifade etmiştim. İktidar partisi ile muhalefet partisi, yerel seçimlerin birinci ve ikinci partisinin arasında bu diyalog kanallarının açık tutulması, gerektiği yerde müzakere yapılması... Ama herkesin kendi işini yapması... Onların işi, iktidar göreviyle mükellefler; vatandaşın sorunlarını çözmeleri lazım. Biz, muhalefet göreviyle yükümlüyüz; vatandaşın sorunlarını dile getirip, doğru yolu göstermemiz lazım. Ben 12 bin 500 lira emekli maaşı varken, asgari ücrete zam yapılmamışken, çiftçi bu durumdayken, meydanlarda onların sesini duyurmaya devam edeceğim. Ama gerektikçe gürüşürüz, müzakere de ederiz. Normalleşme dediğimiz de bu zaten.'