AYM’nin, 7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle CHP’nin yaptığı başvuruya ilişkin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi (AYM), Turizm Teşvik Kanunu’nun, “devlet ormanlarının Cumhurbaşkanı kararıyla turizm merkezi olarak tespit edilmesine imkan tanıyan” hükmünün iptal istemini reddetti. Mahkeme, kanundaki “turizm işletmesi belgesi alabilme konusundaki takdiri bütünüyle Bakanlığa bırakan” hüküm ile “deniz kıyılarındaki tesislerin Bakanlığın belirlediği ölçütlere uygun olmaması ve turizm işletmesi belgesini temin etmemesi halinde işletmeye açılamayacağına” ve “kapasite artışı durumlarında turizm tesislerinden katılım payı isteneceğine” ilişkin hükümleri iptal etti. İptal hükümleri, 9 ay sonra yürürlüğe gireceği belirtildi.
"Ormanlara Saldırı"
Antalya son yıllarda birçok kez farklı orman arazileri konaklamalı turizm tesisi yapılması isteği ile gündeme gelmişti. Çıkılan ihalelerde ‘Konaklamalı orman parkı’ olarak geçen ve bazı bölgelerde deniz kıyılarını da kapsayan ihalelerin ilk örnekleri Antalya’da Konyaaltı, Kemer, Kaş ve Döşemealtı ilçelerinde görülmüştü. AYM’nin verdiği bu karar ile orman alanlarındaki işgalin artabileceğini kaydeden Tarım Orman-İş Kurucu Genel Başkanı ve Onursal Başkanı Şükrü Durmuş , Devlet ormanlarını, turizm amaçlı orman dışına çıkarılması konusu Cumhurbaşkanı kararına bırakılması mevcut Anayasa’mızın 169’uncu maddesine aykırıdır. AYM’nin kısmi iptal vermesi Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’mızın 169’Uncu maddesinde, ‘Ormanlar amaç dışı kullanılamaz’ hükmünü sabit kılmıştır. Bu madde varken bunu iptal etmeme açıkça ihlaldir. Bu uygulama ile Türkiye ormanları ve kıyılarımız tehlikeye girmiştir. Geçen yıl İzmir’de çıkan yangında, daha önce orman dışına çıkarılmış kısmi bir alan vardı. Yangından hemen sonra Cumhurbaşkanı kararı ile orman dışına çıkarıldı. Bu tür çalışmaları ormanlara saldırıyı daha da yoğunlaştıracaktır. Türkiye’nin şu an ki siyasi atmosferini fırsat bilenler bu ülkenin ortak değerlerine bu tür saldırıların yapılıyor olması yangından mal kaçırmaktır. Bu durum giderek daha da yoğunlaşacaktır” dedi.
"Cumhurbaşkanı Bilim İnsanı Değildir"
Şükrü Durmuş, “6831 sayılı Orman Kanunun 2/B maddesi orman vasfını yitiren alanların orman dışına çıkarılması ile ilgilidir. Bu maddede ise ‘Bilim ve fen bakımın’ ifadesi kullanılır. Yani orman vasfından çıkarılma işleminin bilim insanlarının bir inceleme yaptıktan sonra yapılmasının uygun olduğu belirtilmektedir. Ormanın varlığını tespit eden heyetler, Orman Komisyonları gibi kurumlar vardır. Bu gruplar çalışmalarını yetkili idarelerine bildirir, yetkili idare şefliğe, şeflikten müdürlüğe, müdürlükten bölge müdürlüğüne bölge müdürlüğünden ise genel müdürlüğe gelir. Raporlar genel müdürlükçe onaylandıktan sonra bakanlık onayına ve TBMM’ye sunulması gerekir. Süreç bu şekilde yürütülmeden yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi Anayasa’nın 169’Uncu maddesine aykırıdır. Cumhurbaşkanı ne ormancı ne de bilim insanıdır. Bir alanın orman dışına çıkarılması konusunda yetkili değildir. Özellikle mahkemenin kısmi iptal etmesi yani temelden iptal etmemesi Anayasa’nın 169’uncu maddesine aykırıdır” dedi.
"Yüksek Kamu Yararı Yoksa Ormana Dokunulmaz"
Alınan izinler ile orman alanlarına ‘Ormana uyumlu tesisler’ diye savunulan ormanlarda giderek artan yapılaşmaların hızını daha da arttıracağını ifade eden Şükrü Durmuş, “Ormana uyumlu tesis yapıyoruz diyerek ormanı işgal etmenin haklı gerekçesi olamaz. Orman kendi başına bir ekosistemdir. Geçmişte de orman alanlarında bazı izinler veriliyordu. Bu izinler yüksek kamu yararı dediğimiz toplumun geneline fayda sağlayacak izinlerdi. İçme suyu, enerji nakil hattı, yol, sağlık tesisi gibi izinler verilebiliyordu. Kamu yararı ifadesi geniş bir kavramdır. İzahı genişletildi ve ‘vb.’ ifadesi kullanılarak ucu açık hale getirildi. Bir tüccar bir yer hoşuna gitmişse ‘buraya turizm amaçlı tesis kuracağım’ dediğinde bunu da kamu yararına sokabiliyor. Bunlar son derece kötüdür. AYM’nin iptal ettiği karar bu durumu arttıracaktır. Ormancı gözüyle bakıldığında verilen bu karar doğru değildir. Anayasa’yı korumakla görevli olan Anayasa Mahkemesi, Anayasa’ya aykırı bir karar veriyorsa bu büyük bir sorundur” dedi.
