BU SUÇ SAYILAMAZ!
Sağlık Bakanlığı’nın Antalya’nın da aralarında olduğu 5
ilde yürüttüğü Çevresel Kirlilik Araştırması Sonuç Raporu resmi ağızdan
açıklanmazken, halk sağlığı açısından konuyu basın yoluyla paylaşan bilim
insanı Antalyalı Bülent Şık hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Türk Tabipleri Birliği, raporun neden açıklanmadığını sorarken, Antalya Tabip
Odası da raporun açıklanması yönünde görüş bildirdi. Tabipler Odası Antalya Şube
Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, “Olay öyle kamuoyuna yansıtıldığı gibi,
bilimsel gerçeklerin izinsiz ifşa edilmesi değil “derken, Şık’ın kendisinin
oluşturduğu bilimsel verileri açıkladığını, bunun da suç sayılamayacağını
belirtti.
[Antalya Tabip Odası’ndan da destek geldi]
Türk
Tabipleri Birliği (TTB), 2011-2016 yılları arasında yürütülen “Kocaeli,
Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık
Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” adlı araştırmanın sonuçlarının
Sağlık Bakanlığı tarafından neden açıklanmadığını sordu. Antalya Tabipler Odası
da TTB’ye destek verdi; “Rapor açıklansın” dedi.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Halk Sağlığı Kolu tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, söz konusu projenin uzun zaman önce tamamlanmış olmasına karşın henüz sonuçlarının açıklanmadığına ve açıklamak isteyen bilim insanlarının da engellendiğine dikkat çekildi. Sağlık Bakanlığı’nın bu tutumunun, çevre ve insan sağlığının olumsuz etkilendiği yönündeki kuşkuları doğrular yönde olduğu vurgulanan açıklamada, bakanlığa konuya dair sekiz sorulmuştu:
1-Adı
geçen bölgelerde havadaki toz parçacıklarına (PM) yapışan ve solunum yoluyla
bünyemize aldığımız kanserojen kimyasalların araştırılması yapıldı mı?
Yapıldıysa sonucu ne oldu?
2-
Projenin yürütüldüğü bu illerde bir yılın kaç gününde Dünya Sağlık Örgütü’nün
kabul ettiği hava kirliliği değerleri aşıldı?
3-
Alınan gıda numunelerin yüzde kaçında maksimum kalıntı sınırını aşan
pestisitler tespit edildi? Gıda ürününde maksimum kalıntı sınırının altında
kalan ancak birden fazla sayıda pestisit içeren numunelerin yüzdesi ne
kadardır?
4- Yer
altı sularında pestisit ve kalıntıları tespit edildi mi? Edildi ise miktarı
nedir? Sularda ve bu bölgelerde üretilen gıda maddelerinde arsenik ve benzeri
ağır metal ve eser elementler tespit edildi mi? Eğer edildiyse ne gibi önlemler
alındı?
5-Araştırma
sonunda bütün çalışmalar üst üste konularak bir haritalama tekniği ile kanser
vakalarının yoğun olduğu bölgelerde kanserojen-kimyasal kirliliğinin de yoğun
olup olmadığına bakıldı mı? Bakıldıysa sonuçları nedir?
6-Klasik
modelde bir kimyasalın miktarı azaldıkça zararlı etkisinin de azalacağı kabul
edilir. Oysa hormonal sistem bozucu kimyasalların zararlı etkisi düşük dozlara
doğru gidildikçe daha çok artış göstermektedir. Çalışmada gıda ürünlerinde
saptanan pestisitlerin hormonal sistem bozucu nitelikte olup olmadığı incelendi
mi?
7-Çalışmanın
kapsadığı illerde kanser sıklığı ve kansere bağlı ölümler ülke ve dünya
ortalamalarına göre nasıl bir değişim izliyor, takip edildi mi?
8-Projeden
elde edilen bilgiler doğrultusunda bu bölgelerde herhangi bir önlem alındı mı?
Alındıysa nedir?
BÜLENT ŞIK AÇIKLAMIŞTI!
Geçtiğimiz
yıl Nisan ayında ulusal basına yansıyan haberlerde bu proje çerçevesinde alınan
su, toprak, bitki ve çeşitli deniz ürünleri numunelerinde izin verilen
limitlerin üzerinde pestisit kalıntıları ve kanserojen kimyasal kalıntılar
bulunduğu kaydedilmişti. Sağlık Bakanlığı’nın araştırmanın tamamlanmasından iki
yıl sonra halen sonuçları açıklamaması, gerekli önlemleri almaması üzerine,
bilim insanı sorumluluğuyla sonuçları Bülent Şık açıklamıştı.
İşte 677
sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Akdeniz Üniversitesi’ndeki görevine son
verilen Bülent Şık’ın açıklamalarından ANTALYA…
EN ÇOK KALINTI ÇIKAN İLİZ !
Geçtiğimiz yıl Nisan ayında konuyu kaleme alan Bülent Şık, şunları kaydetmişti: “Araştırmada 1380 gıda ve 1440 su örneği çalışıldı. Gıdalarda 332 farklı pestisitin kalıntısı araştırıldı. Hormonal sistem bozucu olarak nitelenen 106 pestisitin tamamı analiz kapsamındaydı. Kocaeli’nden alınan toplam 283 örneğin yüzde 38’inde, Antalya’dan alınan 572 örneğin yüzde 60’ında ve Ergene bölgesinden alınan 463 örneğin yüzde 14’ünde pestisit kalıntısı tespit edildi. Gıdalarda en çok pestisit kalıntısı çıkan il Antalya oldu. Pestisit kalıntı analizi yapılan 1318 gıda örneğinin yaklaşık yüzde 60’ında pestisit kalıntısı çıkmadı; yüzde 40’ında ise en az bir pestisit olmak üzere 73 çeşit pestisit kalıntısı tespit edildi.”
SUDA TARIM İLACI
Bülent
Şık, bizzat çalışmalarında yer aldığı araştırmaya ilişkin şunları da
kaydetmişti: “Analiz edilen örneklerin büyük bir çoğunluğu kaynak suları, doğal
olarak oluşan ve bir çıkış noktasından yeryüzüne kendiliğinden çıkan ya da
çıkarılan yeraltı sularıdır. Edirne ve Tekirdağ’dan alınan 2 kaynak suyu
örneğinde ülkemizde uzun yıllardır kullanılmayan ve bir kalıcı kirletici olan
aldrin isimli pestisitin kalıntısı belirlendi. 34 örnekte ise folpet
kalıntısına rastlandı. Edirne’den alınan örneklerin 14’ü; Tekirdağ’dan alınan
örneklerin 6’sı; Kırklareli’den 1 örnek ve Antalya’dan alınan 11 su örneğinde
folpet kalıntısı çıktı. Folpet sulara yaygın olarak bulaşan kanserojen ve
hormonal sistem bozucu bir zehirli madde olup olmadığı üzerinde halen
tartışmalar olan bir tarım zehridir.”
SONGÜL BAŞKAYA