****Şair Orhan Veli şöyle yazmıştı: "iki günden beri yağan yağmura ve soğuğa rağmen üstümde beyaz ceket var. Pabucum yok, gömleğim yok, kravatım yok, pardösüm yok. Bu kıyafetle Ankara’ya gelebilir miyim?"

Şair Orhan Veli Kanık şiir dergisi Yaprak'ı yayınlayabilmek için ceketi dahil tüm eşyalarını satmıştı...

Yoksulluk içinde 36 yaşında ölen Orhan Veli 1950'de Ankara'da belediyenin açtığı çukura düşmüştü.Orhan Veli bu olaydan birkaç gün sonra İstanbul'da ne yazık ki beyin kanamasından vefat etti.

10 Kasım 1950’de Ankara’da belediyenin açtığı ve sonra kapatmayı unuttuğu bir çukura düşmüş, hastaneye gittiğinde doktor teşhis koyamamıştır. Oysaki beyin kanaması geçirmektedir. Dört gün sonra İstanbul’da 14 Kasım’da fenalaşır ve gece 23.20’de komaya girerek hayata gözlerini yumar.

****Kasım 1968'de Türk sinemasının en önemli ve en değerli yönetmenlerinden Halit Refiğ ekonomik durumundan şöyle söz etmişti: “O dönemde ben bir yıldır işsizdim. Parasızlıktan otomobilimi, ev eşyalarımı ve giysilerimi bile satmak zorunda kalmıştım. Yönetmen Metin Erksan’da uzun süredir işsizdi. Ev kirasını ödeyemeyince eşyalarına haciz kondu ve sokakta kaldı.”

****Nobel edebiyat ödülüne Yaşar Kemal'le birlikte aday olmayı başaran Nazım Hikmet "Tasarrufsuz itibar ve şatafat", "Lale Devri", düzenine, "İtibardan tasarruf olmaz" saçmalığına tümden karşıydı...

****Türk entelejansiyasının en önde giden aydınlarından en az iki tanesinin soyağacına bakıldığında anne tarafından Polonya kökenli olduğu görülür...Nazım Hikmet ve Nimet Arzık...

****Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Fakir Baykurt, İhsan Oktay Anar, Oğuz Atay, Adalet Ağaoğlu, Tezer Özlü Türk edebiyatının Nobel edebiyat ödülünü hak eden yazarlarından birkaçı...

******12 Eylül 1980 Faşist Darbesi'nin lideri Kenan Evren "Ne yapayım ben öyle aydını?" diyerek Nazım Hikmet'e laf çakmıştı...Ne yapsaydı Nazım Hikmet , Türkiye'de sosyal adalet ve fırsat eşitliği istediği için, yoksulların sesi olduğu için öldürülen Sabahattin Ali (1907-1948) gibi öldürülmeyi mi bekleseydi? Nazım Hikmet haksız servet edinenlerin, egemenlerin, varlıklıların, Nazi Almanyasına 27 milyon Sovyetler Birliği vatandaşını, 8 milyon Almanı, 7 milyon Yahudiyi, Çingeneleri / Romanları, 6 milyon Polonyalıyı öldürsün diye krom hammaddesi temin ederek milyar dolarlar elde eden zenginlerin sözcüsü , dalkavuğu, yaltakçısı, soytarısı, yağlayıcısı olmadığı için zaten 12 yıldan fazla asılsız suçlamalarla zindanlarda çürütülmüştü... Sabahattin Ali gibi öldürüleceğini anlayınca da Nazım Hikmet (1902-1963) yurt dışına çıkmıştı...

*****Türkiye’de fırsat eşitliği, sosyal adalet sağlanmasını arzu etmesinin ödülü olarak yaklaşık onüç buçuk yılını çeşitli cezaevlerinde geçiren Nazım Hikmet...Annesi "oğlum affedilsin" diye bir dilekçe hazırladı.Sokak sokak dolaştı kimse imza vermek istemedi.Çok az insan imza verdi.

*******Ecevit'in ünlü sloganının ("Toprak işleyenin Su kullananın olacak") esin kaynakları arasından pek çok isim var.Bunlardan birkaç tanesi:Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Orhan Veli Kanık, Aziz Nesin, Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir, John Steinbeck, Federico Garcia Lorca, Curzio Malaparte, Fidel Castro, Che Guevara, Salvador AllendeSabahattin Ali, Türkiyede fırsat eşitliği, hukuk devleti, sosyal adalet, ifade özgürlüğü, ifadeni / düşünceni açıkladığında ya da hükümeti eleştirdiğinde ceza görmeme garantisi, devletin tüm vatandaşlarına eşit mesafede durmasını, olanda çok olmayanda hiç yok düzeninin yıkılmasını, insanların işverenleri ve hükümetleri tarafından sömürülmemesini, İskandinav ülkelerinin vatandaşları hangi haklara sahipse Türk vatandaşının da aynı haklara sahip olmasın, hükümetlerin harcamalarının şeffaf ve denetlenebilir olmasını, hükümetlerin halklarına hesap vermesini talep ediyordu...

******Türkiye’de fırsat eşitliği, sosyal adalet sağlanmasını arzu etmesinin ödülü olarak yaklaşık onüç buçuk yılını çeşitli cezaevlerinde geçiren ve aynı & benzer talepleri dile getirdiği için 1948'de öldürülen Sabahattin Ali'nin akıbetine uğrayacağını anlayınca yurt dışına giden

Nazım Hikmet’le (1902-1963) ilgili bazı anektodlar şöyle:

Alman yazar Dietrich Gronau (1943 doğumlu) “Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin Doğuşu” adlı kitabının 248. sayfasında Nazım Hikmet’ten şöyle söz eder: ”Nazım Hikmet Dolmabahçe Sarayındaki Atatürk’ün sofrasına gece yarısı davetini o sıralarda ünlü olan gece kulübü şarkıcısı Nixe Eftalia (Deniz Kızı Eftalya; 1891-1939) olmadığı gerekçesiyle geri çevirmişti…”

Lord Kinross’un (1904-1976) “Atatürk ; Bir Milletin Yeniden Doğuşu”nun 707. sayfasında Nazım Hikmet’ten şöyle bahsedilir: “Atatürk şairlere karşı saygı duyardı.Öyle ki bir gün Nazım Hikmet’in kendisinden bir şiirini okuması istenince “Ben kabare şarkıcısı değilim” diye horozlanıp masadan / sofradan kalkması bile bu saygıyı zedelemedi. Atatürk kızmadı; sadece üzüldü…Çünkü Nazım Hikmet ile eserleri, sanatı üzerine konuşmayı çok arzulamıştı…”

**** Nazım Hikmet'in eserinden uyarlanan ”Ferhad ile Şirin / Legend of Love- Bir Aşk Masalı” adlı sinema filmi, Kasım 1979’da Sovyetler Birliği sinemalarında büyük bir seyirci ilgisi toplar ve kısa zamanda 25 milyon 400 bin seyirciye ulaşmıştı.

Nazım Hikmet, Haziran-Ekim 1948 arasında Bursa Cezaevi’nde “Ferhad ile Şirin” adlı tiyatro oyununu yazmıştı…”Ferhad ile Şirin” ilk kez Ekim 1953’te “Legend of Love-Bir Aşk Masalı” adıyla Moskova Dram Tiyatrosu’nda sahnelendi…Mart 1953’te Sovyetler Birliği’nin,Adolf Hitler’i yenen, diktatörü Stalin ölmüştü…

23 Mart 1961 Perşembe günü dünyanın en ünlü baleti Rudolf Nureyev’in de (1938-1993 ; Nureyev 16 Haziran 1961 Cuma günü Paris’te Fransa’dan sığınma hakkı isteyecekti) kadrosunda yer aldığı Saint Petersburg’daki Kirov Balesinde bale olarak sahnelenen Nazım Hikmet’in “Legend of Love-Bir Aşk Masalı”nın müziğini Arif Melikov/f (1933 doğumlu) besteledi ve koreografisiniyse Yury/i Nikolayevich Grigorovich (1927 doğumlu) üstlendi…

Nazım Hikmet'in en çok beğenilen oyunlarından biri olan “Ferhad ile Şirin” Türkiye’de ilk defa De Yayınevi tarafından 1965 yılında yayımlanmıştı…Nazım Hikmet’in tiyatro oyunu ”Ferhad ile Şirin / Legend of Love- Bir Aşk Masalı” Tuğra Film ile Mos Film tarafından Türkiye-Sovyetler Birliği ortak yapımı olarak beyazperdeye uyarlandı…Yönetmen ve senaryo yazarı Azhdar Ibragimov / Ejder İbrahimof’tu (1919-1993)…Arif Melikov/f’un müziği de filmde kullanılır...

Türkiye tarafında yapımcı koltuğunda Sabah Duru ve Yılmaz Duru çifti vardır…Ferhad rolünde Faruk Peker, Şirin rolünde Alla Sigalova, Mehmene Banu rolünde Türkan Şoray vardır…Baş rol oyuncuları arasında filmin yapımcılarından biri olan Yılmaz Duru’da bulunmaktadır…“Bir Aşk Masalı: Ferhat ile Şirin” Rus ordusunun 130 bin askerle Afganistan’ı işgal etmesinden (24 Aralık 1979) bir ay önce gösterilmeye başlandığı Kasım 1979’da Sovyetler Birliği sinemalarında büyük bir seyirci ilgisi toplar ve kısa zamanda 25 milyon 400 bin seyirciye ulaşır…

“Bir Aşk Masalı: Ferhat ile Şirin”, Ocak 1976’da Sovyetler Birliği sinemalarında gösterilmeye başlanan ve 29 Mart 1976 Pazartesi gecesi Los Angeles’ta yılın en iyi yabancı filmi Oscar’ını Sovyetler Birliği’ne kazandıran Japon Akira Kurosawa’nın yönettiği “Dersu Uzala”dan (20 milyon 400 bin seyirci) bile daha büyük bir gişe başarısı elde etmiştir

*******13 BUÇUK YILINI CEZAEVİNDE GEÇİREN NAZIM HİKMET'İN SUÇLARI NELERDİ?

HUKUK DEVLETİ TALEP ETTİ...

"DEVLET TÜM HARCAMALARINDA ŞEFFAF OLSUN," DEDİ...

"DEVLET YAPTIĞI HARCAMALARLA İLGİLİ OLARAK HER VATANDAŞINA HESAP VERMELİ," DEDİ...

"VATANDAŞIN DEVLETE VE HÜKÜMETLERE İTİRAZ, PROTESTO, KARŞI ÇIKMA, MUHALİF OLMA HAKKI KUTSALDIR," DEDİ...

"HÜKÜMDARIN HAKLARINI VE YETKİLERİNİ SINIRLAYAN 1215 MAGNA CARTA ANLAŞMASI ÇOK ESKİMİŞTİR...HATTA 1948 İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ BİLE ÇOK ESKİMİŞTİR.BU ANLAŞMALAR-SÖZLEŞMELER HEMEN ŞİMDİ YENİLENMELİDİR," DEDİ...

"DEVLET YOKSULLARI YOKSULLUKTAN KURTARMAKLA MÜKELLEFTİR / YÜKÜMLÜDÜR," DEDİ...

"DEVLET HER VATANDAŞINA EŞİT MESAFEDE OLMALIDIR," DEDİ...

"DEVLET ZENGİNLERİ SEVDİĞİ KADAR FAKİRLERİ DE SEVMELİDİR," DEDİ...

"DEVLET YOKSULLARI SAĞILACAK İNEK GİBİ GÖRMEMELİ," DEDİ...

"YOKSULLUK KURUTULMASI GEREKEN BİR BATAKLIKTIR," DEDİ...

"DEVLET YOKSULLUKTAN KURTULMAK İSTEYEN HER VATANDAŞINA EŞİT ORANDA TEŞVİKLER SAĞLAMALIDIR," DEDİ...

"DEVLET VATANDAŞLARINA FIRSAT EŞİTLİĞİ  SAĞLAMALIDIR," DEDİ...

"YOKSULLARDAN HERHANGİ BİR VERGİ ALINMAMALIDIR," DEDİ...

"HER ÇOCUK YÜKSEK NİTELİKLİ EĞİTİMDEN ÜCRETSİZ YARARLANABİLMELİDİR,"  DEDİ...

"HER ÇOCUK KÖLE İŞÇİ OLARAK ÇALIŞTIRILMAMA TEMEL HAKKINA DOĞUŞTAN SAHİPTİR YA DA SAHİP OLMALIDIR,"  DEDİ...

"BU ÜLKEDE FIRSAT EŞİTLİĞİ, SOSYAL ADALET, NE DÜŞÜNÜYORSAN DÜŞÜNCELERİNİ ÖZGÜRCE İLAN ETME/ AÇIKLAMA HAKKI OLMALI...DEVLET VATANDAŞA İFTİRAYA UĞRAMAMA GÜVENCESİNİ VERMELİ...2. ABDÜLHAMİT DEVRİNDEN İTİBAREN UYGULANAN MUHBİR-İFTİRA-JURNAL- POLİS DEVLETİ DÜZENİ SONSUZA KADAR ORTADAN KAKMALI,"  DEDİ...

"BU ÜLKE 2. ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE DE AÇIKHAVA CEZAEVİYDİ ARTIK O DÜZEN SONA ERMELİDİR," DEDİ...

"HER VATANDAŞ DEVLETİN KULU KÖLESİ DEĞİL ÖZGÜR BİREYİDİR," DEDİ...

"HER VATANDAŞA BEDAVA OLARAK YÜKSEK NİTELİKLİ EĞİTİM  GÖRME  İMKANI DEVLET TARAFINDAN TEMİN EDİLMELİDİR-VERİLMELİDİR," DEDİ...

"HER VATANDAŞA BEDAVA OLARAK YÜKSEK NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ ALMA HAKKI DEVLET TARAFINDAN TEMİN EDİLMELİDİR-VERİLMELİDİR," DEDİ...

"ÖZGÜR DÜNYADAKİ TÜM İNSAN HAKLARINI TÜRKİYE'DE DE İSTİYORUM," DEDİ...

"HER VATANDAŞ SUÇLU OLDUĞUNA İLİŞKİN KESİN KANITLAR-GÜVENİLİR BELGELER YOKSA-BULUNMUYORSA MASUMDUR," DEDİ...

"DOSTUM-ARKADAŞIM-YOLDAŞIM SABAHATTİN ALİ GİBİ ÖLDÜRÜLMEYİ İSTEMİYORUM," DEDİ...

"BANA GELİP AYDINLANMAK İSTİYORUM ÖNERDİĞİNİZ KİTAPLAR NELERDİR DİYEN TÜM ASKER VE SİVİLLERE ÇEŞİTLİ KİTAPLAR TAVSİYE ETTİYSEM BU SUÇ DEĞİLDİR," DEDİ...

"SÖMÜRÜ DÜZENİ 1918 İSPANYOL GRİBİ GİBİ KENDİLİĞİNDEN ORTADAN KALKMAYACAĞINDAN BU SÖMÜRÜ DÜZENİNE SON VERİLMESİ DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR," DEDİ...

"KRAL, HÜKÜMDAR, PADİŞAH, MONARŞİ, TEK ADAM, SULTAN, ŞAH, İMPARATOR, KAISER, TYRAN, DİKTATÖR , FÜHRER, ARİSTOKRASİ, SEÇKİN SINIF, EZEN EZİLEN DÜZENİ İSTEMİYORUM."BUNLARI İSTEMEMEK HER VATANDAŞIN DOĞAL HAKKIDIR," DEDİ...

"DÜŞÜNEN İNSANLARA ZARARLI FİKİRLER ÜŞÜŞMEZ AKSİNE DÜŞÜNEN İNSANLAR ZARARLI FİKİRLERDEN UZAKLAŞIR," DEDİ...

"TÜM DOGMALARI % 100 İSTİSNASIZ REDDEDİYORUM," DEDİ...

"KADINLARI ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM KADINLARA KARŞI AŞIRI ZAAFIM VAR," DEDİ

"KADINLARIN BİR ARAYA GELMEK İSTEMEDİKLERİ ERKEKLERİ REDDETME HAKKINA TÜM ERKEKLER SAYGI DUYMALIDIR," DEDİ...

"ÇOCUK YAŞTAKİ KIZLARIN AİLELERİ TARAFINDAN ZORLA EVLENDİRİLMESİ FAŞİZMİN TÜRLERİNDEN BİRİDİR," DEDİ...

"DİNLENMEK, TATİL YAPMAK HER ÇALIŞAN VATANDAŞIN, EMEKÇİNİN, EMEKLİNİN EN TEMEL EN DOĞAL HAKLARINDAN BİRİDİR," DEDİ...

"POLONYA KÖKENLİ ATALARIMIN DA OLMASI KESİNLİKLE BİR SUÇ DEĞİLDİR," DEDİ...

"KOMÜNİST YA DA SOSYALİST FİKİRLERİ SAVUNMAK SUÇ DEĞİLDİR," DEDİ...

"FAŞİST OLMAYANLAR, DİKTATÖRLÜK İSTEMEYENLER 1000 AYRI PARTİYE BÖLÜNDÜĞÜNDEN ALMANYADA HİTLER, İTALYADA MUSSOLİNİ, İSPANYADA FRANCO ÜLKEYİ ELE GEÇİRDİ...FAŞİST OLMAYANLAR, DİKTATÖRLÜK İSTEMEYENLER BİRBİRLERİNE KARŞI KAN DAVASI YÜRÜTMEMELİ AKSİNE BİRLİKTE HAREKET ETMELİ," DEDİ...

*******"Kim bilir... Masalınızın kahramanı, başka bir hikayede figüran olmaya gitmiştir belki de..." Nazım Hikmet Ran

********Türk sinemasının sultanı”nın efsaneleşmiş filmlerinin ne yazık ki hiçbirinin seyirci rakamları zamanında tutulmadığından bilinmiyor!

Ancak 1991’de tarihe karışan Sovyetler Birliği’nin İstatistik Kurumu’ndan edindiğim yeni bilgiler Türk sinema tarihinin bilinen en yüksek seyirci rakamını bu yazıda duyurmamı sağladı…

Türkiye’de fırsat eşitliği, sosyal adalet sağlanmasını  arzu etmesinin ödülü olarak yaklaşık onüç buçuk yılını çeşitli cezaevlerinde geçiren Nazım Hikmet’ten (1902-1963) uyarlanan bir filmdi bu…

Alman yazar Dietrich Gronau (1943 doğumlu) “Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin Doğuşu” adlı kitabının 248. sayfasında Nazım Hikmet’ten şöyle söz eder:

”Nazım Hikmet Dolmabahçe Sarayındaki Atatürk’ün sofrasına gece yarısı davetini  o sıralarda ünlü olan gece kulübü şarkıcısı Nixe Eftalia (Deniz Kızı Eftalya; 1891-1939) olmadığı gerekçesiyle geri çevirmişti…

”Lord Kinross’un (1904-1976) “Atatürk ; Bir Milletin Yeniden Doğuşu”nun 707. sayfasında Nazım Hikmet’ten şöyle bahsedilir: “Atatürk şairlere karşı saygı duyardı.Öyle ki bir gün Nazım Hikmet’in kendisinden bir şiirini okuması istenince “Ben kabare şarkıcısı değilim” diye horozlanıp masadan / sofradan kalkması bile bu saygıyı zedelemedi. Atatürk kızmadı; sadece üzüldü…Çünkü Nazım Hikmet ile eserleri, sanatı üzerine konuşmayı çok arzulamıştı…

”Nazım Hikmet, Haziran-Ekim 1948 arasında Bursa Cezaevi’nde “Ferhad ile Şirin” adlı tiyatro oyununu yazmıştı…”Ferhad ile Şirin” ilk kez Ekim 1953’te “Legend of Love-Bir Aşk Masalı” adıyla Moskova Dram Tiyatrosu’nda sahnelendi…Mart 1953’te Sovyetler Birliği’nin,Adolf Hitler’i yenen, diktatörü Stalin ölmüştü…

23 Mart 1961 Perşembe günü dünyanın en ünlü baleti Rudolf Nureyev’in de (1938-1993 ; Nureyev 16 Haziran 1961 Cuma günü Paris’te Fransa’dan sığınma hakkı isteyecekti) kadrosunda yer aldığı Saint Petersburg’daki Kirov Balesinde bale olarak sahnelenen Nazım Hikmet’in “Legend of Love-Bir Aşk Masalı”nın müziğini Arif Melikov/f (1933 doğumlu) besteledi ve koreografisiniyse Yury/i Nikolayevich Grigorovich (1927 doğumlu) üstlendi…

Nazım Hikmet'in en çok beğenilen oyunlarından biri olan “Ferhad ile Şirin” Türkiye’de ilk defa De Yayınevi tarafından 1965 yılında yayımlanmıştı…

Nazım Hikmet’in titatro oyunu ”Ferhad ile Şirin / Legend of Love- Bir Aşk Masalı” Tuğra Film ile Mos Film tarafından Türkiye-Sovyetler Birliği ortak yapımı olarak beyazperdeye uyarlandı…Yönetmen ve senaryo yazarı Azhdar Ibragimov / Ejder İbrahimof’tu (1919-1993)…Arif Melikov/f’un müziği de filmde kullanılır...

Türkiye tarafında yapımcı koltuğunda Sabah Duru ve Yılmaz Duru çifti vardır…Ferhad rolünde Faruk Peker, Şirin rolünde Alla Sigalova, Mehmene Banu rolünde Türkan Şoray vardır…Baş rol oyuncuları arasında filmin yapımcılarından biri olan Yılmaz Duru’da bulunmaktadır…

“Bir Aşk Masalı: Ferhat ile Şirin” Rus ordusunun 130 bin askerle Afganistan’ı işgal etmesinden (24 Aralık 1979) bir ay önce gösterilmeye başlandığı Kasım 1979’da Sovyetler Birliği sinemalarında büyük bir seyirci ilgisi toplar ve kısa zamanda 25 milyon 400 bin seyirciye ulaşır…

“Bir Aşk Masalı: Ferhat ile Şirin”, Ocak 1976’da Sovyetler Birliği sinemalarında gösterilmeye başlanan ve 29 Mart 1976 Pazartesi gecesi Los Angeles’ta yılın en iyi yabancı filmi Oscar’ını Sovyetler Birliği’ne kazandıran Japon Akira Kurosawa’nın yönettiği “Dersu Uzala”dan (20 milyon 400 bin seyirci) bile daha büyük bir gişe başarısı elde etmiştir…