Musul'u senin gibi İslamcıların yere göğe sığdıramadıkları Ali İhsan Paşa, Musul kentinin orta yerinde, senin "ecdadımız" dediğin halife sultan Mehmed Vahid ed-Din'in emriyle, İngiliz generali Kapo'ya teslim etmişti...

Ecdadınız Musul'u teslim ettirirken, İngilizleri, Fransızları ve de senin gibilerin kalpten bağlı olduğunuz Haşimi aşiretinin Arap kuvvetini durduran Kumandan Mustafa Kemal, İskenderun - Belen - tel Afrin - tel Afer'den Musul'a, Kerkük'e uzanan hatta savunma cephesi kurmaya çabalıyordu.

Ne yazık ki ecdadınız Mehmed Vahid ed-Din, Kumandan Mustafa Kemal'in tasarladığı savunma hattının doğusundaki orduyu, İngilizlere ve Kürt aşiretlerine teslim edince, senin ikide bir hakaret ettiğin, kitaplardan adını sildirdiğin Kumandan Mustafa Kemal, Toroslarda top mevzileri hazırlatıyor; Mersin'den Antep'e uzanacak bir direniş hattı kurmaya başlıyordu.

Oysa tam o günlerde ecdadınız Halife Sultan, elde kalan yurdun tümünü ve orduyu İşgalciler koalisyonuna teslim eden sözde "mütareke" anlaşmasını çoktan onaylamıştı.

Ecdadınız bununla yetinmemiş Kumandan Mustafa Kemal'e İskenderun'dan Halep'e gidecek İngiliz kuvvetlerine yardım etmesini emretmişti.

Anlaşma-manlaşma dinlemeyen Kumandan Mustafa Kemal, İskenderun'a çıkacak İngilizlere ateş edilmesini emredince, senin Ecdadın onun elinde kalan son ordusunu da "lağvettirmişti."

Şimdilerde o savunma hatlarını, Halep'in doğusunu-batısını, yurt sınırlarının hemen ötesini Arabistan-Katar desteğinde ele geçirenleri destekliyorsunuz.

Öyle tarih-marih diye tutturmanın yararı yok; çünkü Türk Ordusu, Saidi Kürdi-Nursi  ve Arvaslı Arap Şeyhi'nin müritlerince, çeşitli tarikat ehillerince ve şu ya da bu devletin kanatları altına sinmekten başka meziyeti olmayan paşalarca iğdiş edildi.

Bir zamanlar İngiliz-Fransız-Arap işgal koalisyonuna karşı savunulan yerlerde şimdi, İran-İngiliz-Alman-Amerikan-Arap-Rus-İsrail koalisyonu ve onların kiraladığı din maskeli silahlı çeteler egemen.

Siz de tıpkı ecdadınızın yaptığı gibi o koalisyonun şurasına, burasına yapışmaya çabalıyorsunuz!

Bu arada The general de, Pekinsever de, Arap kralı hayranları da üfürdükçe üfürüyor...

Akdeniz kıyılarımızın hemen karşısındaki adalara Atina devleti askerlerinin yerleşmesine ses etmiyorlar ya da makalelerle idare ediyorlar.

Sivil giyinen albaylar, generaller de yazıp çizip, ekranlarda boy gösterip sızlanıyorlar ya da şöhret geliştirmeye çabalıyorlar!

Hatta bazıları Pekinseverin ardına düşüp Tahran'a dek gidiyor ve Türkiye'de sayısız suikastı planlayan-yöneten ve sonra da kalkıp "Türkiye'ye İslam inkılabı ihraç edilmiştir" diyen Ali Ekber Velayeti'yle tokalaşıyorlar!

Oysa Türk subayı olduklarını anımsasalar içleri yanar. Akdeniz kıyılarımıza giderler, başlarını iki elleri arasına alarak bakarlar o adalardaki Bizans bayraklarına ve derin derin düşünürler...

Geçmişte olduğu gibi şimdi de Amanoslarda yurdu savunan kumandanlara ve askerlerine selam.

Ulus Dağı, 26 Ağustos 2017.

eb (ek bilgi): Savunma hattı ve Musul'un teslim edilişi için bkz. "47'nci Gün, 3 Kasım 1918, Musul", 58 Gün, 4. Basım, 2009, s. 436-440.