Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Antalya’nın dünyaca ünlü falez sahil bandında bulunan Bambus Koyu’nun günübirlik kullanılması amacıyla 8 Kasım 2022’de ihaleye çıkmıştı. İhale, 185 bin lira yıllık kira muhammen bedel üzerinden başlarken, Muratpaşa Belediyesi de bakanlıktan 6 kez talep ettiği ancak tahsisi ya da kiralaması yapılmayan koyun ihalesine şirketi Falez AŞ ile katılmıştı. Falez AŞ, 1 milyon 100 bin liraya kadar teklifini yükseltirken, ihale, 1 milyon 910 bin lira ile özel bir firmada kalmıştı. Firma Bambus’ta iş makinalı kıyım yapmıştı. Muratpaşa Belediyesi ‘Kıyılar Halkındır’ diyerek açtığı davayı kazandı. Bambus İhalesi iptal edilmişti. Muratpaşa Belediyesi, alana büfe koyarak koyu yurttaşlara açacağını açıklamıştı.
AKP İLÇE BAŞKANLIĞI BELEDİYEYİ SUÇLADI
Bunun üzerine AKP Muratpaşa İlçe Başkanlığı, “Muratpaşa Belediye Başkanının kanun bilmezlere yol gösterircesine siyasi ve bürokratik lisana yakışmayan bir üslup ile 'Bambus plajına çöküyoruz' açıklamasını üzüntüyle takip ediyoruz. Bambus plajı ihalesi iptal olmuş ve tekrar ihale süreci beklenmesi gereken Antalya halkı için tarihsel önemi ve mazisi olan bir plajımızdır. Sayın başkanca usulsüz bir ihale olduğu söylenen sürece gerek belediyesi gerekse de kendilerine yakın partilileri dahil olarak, Bambus plajının yanında bulunan alanın ihalesini de almışlardır. Daha sonra Muratpaşa Belediyesi’nin itirazları neticesinde ihaleler iptal edilmiştir. Sayın başkanın kanuni sürecin takipçisi olmak yerine hukuka aykırı uygulama içerisinde olmasını talihsizlik olarak görüyoruz. Sayın başkanın takip eden süreçte Muratpaşa sınırlarında kalan tüm falezlere sahip çıkmasını ve yapılan kaçak plaj uygulamalarına göz yummak ve idare etmek yerine Gereğini yapmaya davet ediyoruz” açıklaması yaptı.
BELEDİYEDEN CEVAP GECİKMEDİ
Muratpaşa Belediyesi ise AKP Muratpaşa İlçe Başkanlığı’na, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili ihalesinin mahkemece iptalinin ardından Bambus Plajı'nda yaşanan gelişmeler nedeniyle açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur. Ne yazık ki, kent hafızasının da bir parçası olan bu plajda halk için attığımız adımlar, belli çevreleri ziyadesiyle rahatsız etmiştir. Siyasi parti olduklarını unutanlar, şirket yetkilisi gibi açıklamalarla, yeni bir ihale sürecinin beklenmesi gerektiğini tavsiye edecek kadar yolu şaşırmışlardır. Üstelik, eski Bakan Mehmet Özhaseki’nin “Denizler halkındır” sözünün daha mürekkebi kurumamışken. Bilindiği gibi idari yargılama usulü kanunda istinaf ya da yeni ihale sürecinin beklenmesi diye bir kavram yoktur. Şehirlerimizi yaşanabilir ve herkes için adil hale getirmek tüm belediyelerin görevidir. Hepimiz de sağlıklı, sürdürülebilir, güvenli ve adil çevrede yaşam hakkına sahibiz. Kent hakkı tam da budur. Açıklamalarıyla varlık nedenlerini inkar edenlerin kavrayamadığı da budur: 'Adil olmak.' O nedenle Bambus kişisel ya da kurumsal bir mesele değil, partiler üstüdür. Bambus, kentin çıkarıdır, kamunun yararıdır. Bambus, kentin adaletidir” denildi.
“KAMUYA AİT OLAN KAMUDA KALACAK”
Belediye açıklamasının devamında şunlar söyledi:
“Kıyıları halka açık tutmak bütün kişi ve kurumlar için anayasal bir görevidir. İhalesi iptal edilmiş, boş ve sahipsiz yeri işgalden korumak, evet, Muratpaşa Belediyemizin görevidir. İfadesi 'el koymak'sa, el koymaktır. El koymak, sorumluluk almaktır. Sorumluluğu üstlenmektir. İşi üzerine almaktır. Vaziyet etmektir. Bambus Plajı’na el koyan Belediye Başkanımız Ümit Uysal değildir. “Kamulaştırmasız el koyma” kavramı hukuki bir kavramdır. El koyan, Muratpaşa halkı adına Muratpaşa Belediyesi’dir. Bir kamu idaresidir. Devletin bir parçasıdır. Aynı kapsamda olan diğer plaj için de gerekli tebligat yapılmış ve yasal sürede kıyının boşaltılması istenmiştir. Anayasa’ya göre kıyıların halka açık tutulması gerekmektedir. İhalesi iptal edilen, sahipsiz kalan bir yeri yeniden işgale uğramasın diye belediye olarak müdahale ettik. Bundan doğal ne olabilir? Neden süreç partiler üstü bir bakışla görülemiyor? Neden kamu yararı kavramından bu kadar uzaklar? Oysa şirketleşmiş akıllarını bir kenara bıraksalar, sadece Bambus’un değil, tüm kıyı alanlarının belediyeler dahil ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına tahsisini savunmaları gerekecek. Böylece polemik değil, 'iş' üretebilecekler.Şimdi Antalya’mız yeni bir başlangıcın arifesinde. Kamuya ait olanın kamuda kaldığı, Antalya’mıza ait olanın komşularımızın, halkımızın olduğu bir dönem başlıyor. Biraz olsun sağduyulu olup, aklıselim kalıp bu duyguya kulak verin. Partiler üstü bir tutumla, istisnasız herkesi “Bambus, Antalya’mızındır” demeye, alandaki çalışmalar tamamlandığında bütün bir kent olarak piknik yapıp, denize girmeye davet ediyoruz. On binlerce insanımızın oradan denize girdiğini görmek için sabırsızlıkla bekliyoruz. Halkımız da bekliyor.”