Kuraklık kapımızda
Ziraat
Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şube Başkanı Vural Şahin, tarımsal kuraklığın
ülkenin ve Antalya’nın sorunu olduğunu belirterek, bu konuda ileriye yönelik
çok acil eylem planları oluşturularak, çalışmaların hızlandırılması uyarısında
bulundu.
------------
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şube Başkanı
Vural Şahin, kuraklık konusunda çok ciddi uyarılarda bulundu. Suyunu hayatın kaynağı olan bir
bileşim olduğunu kaydeden Şahin, su olmadan hiçbir canlı türünün yaşamını devam
ettiremeyeceğini ifade etti. Şahin, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Suyun
olmadığı veya optimum seviyesinin altına düştüğü durumlarda ise kuraklık
kavramından bahsedilir. Kuraklık; yağışların normal seviyelerinin altına
düşmesi sonucu, arazi ve su kaynaklarının olumsuz yönde etkilenmesi ve
hidrolojik dengenin bozulmasına neden olan bir doğa olayı olarak tanımlanır. Tarımsal
kuraklık ise toprakta bitkinin ihtiyacını karşılayacak miktarda suyun
bulunmaması olarak tarif edilebilir. Her tarımsal kuraklıkta meteorolojik
kuraklık meydana gelmekle birlikte, her meteorolojik kuraklıkta tarımsal
kuraklık yaşanmamaktadır.”
SERACILIK YAYLAYA
KAYDI
“Antalya’nın farklı topoğrafik yapısı, iklimsel
değişkenliği ve bitkisel ürün çeşitliliğindeki zenginliği de beraberinde
getirir. Sadece tarımsal açıdan değil aynı zamanda yerleşim yönünden de geçici
veya kalıcı göç almasına da neden olur. Farklı ekolojik özellik gösteren bu
alanlar sahil ve yayla bölgesi olarak tanımlanmaktadır. Sahil bölgesinde
yetiştirilen tarımsal ürün deseni ile rakımı daha yüksek olan, yayla
bölgelerinde yetiştirilen tarımsal ürün deseni arasında da ciddi farklılıklar
bulunmaktadır. Yerleşim ve turizm daha çok sahil kesiminde iken yayla bölgeleri
yaz aylarında nüfusun ve yetiştiriciliğin arttığı alanlardır. Ancak özellikle
son yıllarda artan ülke nüfusunun ve yurtdışı sebze talebinin karşılanması
amacı ile sahilde yaz aylarında yapılamayan seracılık, yayla alanlarına doğru
kaymaya başlamış, böylece yayla kesiminde özellikle ilkbahar yaz aylarında nüfus
artışı başlamıştır.
SUYUN YÜZDE 82’Sİ
TARIMA
Şahin, açıklamasında Antalya’nın su potansiyeli hakkında
da bilgi verdi. Antalya’nın su varlığının yüzde 82’sini tarımsal amaçla
kullandığını hatırlatan Şahin, “Antalya’nın su potansiyeli incelendiğinde; yıllık
ortalama yağışın, 1085 mm; yıllık kullanılabilir yerüstü su potansiyelinin
(YÜS) : 15,645 milyar m³/yıl, yıllık kullanılabilir
yeraltı su potansiyelinin (YAS) : 0,5534 milyar m³/yıl, yıllık toplam su potansiyelinin ise 16,198
milyar m³/yıl olduğunu görmekteyiz. Yine Antalya’nın yıllık su tüketimi
incelendiğinde, elektrik enerjisi elde etmek için yıllık 6.0092 m3, tarımsal
sulama için 1.081 m3 (yüzde 82), Antalya Büyükşehir içme suyu için 86 m3 (yüzde
7), ilçe ve köyleri için içme suyu olarak 76 m3 (yüzde 6), sanayi hayvancılık
vd. için 38 m3 (yüzde 3) ve nihayetinde de turizm için 25 m3 (yüzde 2) su
kullandığını görmekteyiz. Bir başka deyişle Antalya su varlığının yüzde 82 sini
tarımsal amaçla kullanmaktadır” dedi.
+++++++++
KURAKLIK SİNYALİ ALIYORUZ
“Yapılan çiftçi görüşmelerinde özellikle kar yağışının
azalması ile yayla bölgelerinde kuraklık sinyallerinin alınmaya başlandığı
söylenmektedir” diyen Şahin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Örneğin Korkuteli
ilçemizde, meyvecilikte geçen sene 5 defa verilen suyun bu sene ancak 1 kez
verilebildiği, çitçinin ağaçlarını korumak adına az meyve tutturmaya yönelik
budama yaptığı, topraklarda suyu tutmak için önlem aldığı, bununda bazı mantari
hastalıkları arttırdığı yönünde şikayetler alınmaktadır. Ülkenin pek çok
yerinde yapılan sondajla sulama kuyularının ise yeraltı su dengesini bozduğu
bilinmektedir. Geçen yıllarda 80 metreden gelen sular, bu sene 120- 130 metrelerden
çekilmekte, daha çok enerji harcanırken, her yıl yeraltı kaynakları da
tüketilmektedir.”
+++++++
ACİL EYLEM PLANI
OLUŞTURULMALI
Tarımsal kuraklığın ülkemizin ve Antalya’nın sorunu
olduğunu vurgulayan Vural Şahin, bu konuda ileriye yönelik çok acil eylem
planları oluşturularak, çalışmaların hızlandırılmasını istedi. Vural Şahin’in
önerileri şu şekilde: “Belirlenen tarım havzalarında, tarımsal ürünlerin en
uygun yetişme alanları, su varlıkları da dikkate alınarak tespit edilip tarımda
suyun etkin kullanımı sağlanmalıdır. Sulama iletim sistemleri modernize
edilmelidir. Tarımsal amaçlı yeraltı sularının etkin kullanımı sağlanmalıdır.
Bitkisel üretim, hayvansal üretim, arıcılık ve yurtiçi su ürünleri
yetiştiriciliği de dahil olmak üzere kuraklıktan en fazla etkilenen sektörlere
ve üretimlere yönelik, teşvik programları oluşturulmalıdır. Bitkisel ve
hayvansal üretim politikaları kuraklık riski göz önüne alınarak
düzenlenmelidir.”
GEREKİRSE YASALAR
DEĞİŞTİRİLMELİ
“Gerekirse yeni yönetmelikler ve yasalar
geliştirilmelidir. Toprakta bulunan suyun muhafazasını artıran arazi kullanım
teknikleri geliştirilecek, en önemli doğal su deposu olan toprakların korunması
ve geliştirilmesine yönelik arazi kullanım planlamaları yapılmalıdır. Başta
çiftçiler olmak üzere, suyu tüketen her yaştan her kesime suyu optimum kullanma
eğitimleri verilmelidir. Kuraklıktan daha az etkilenen tür ve çeşitler
geliştirilmelidir. Su hasadı yapılmalıdır. Bölgelere göre ürün deseninin
belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Az işlemeli tarım teknikleri
yaygınlaştırılmalıdır. Anız yakılmasının
önlenmesi ve anızlı toprak işleme tekniklerinin geliştirilmesi gerekmektedir.” Kubilay ELDEMİRCİ