Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilk dört maddesinin değiştirileceği AKP iktidarı tarafından TBMM komisyon toplantılarında dile getirildiği bu günlerde; Antalya’nın doğu ve batısında yer alan halka açık iki sahilinin birer ucundan kemirilerek geri dönülemez şekilde değiştirildiğini görüyoruz.
Her iki sahili de beton yığınlarına boğacak bu değişiklikler yüksek duyarlılıkla, çevreye zarar vermeden yapılacakmış(!)…
Böylece Konyaaltı Sahilinin sekizde birinden fazlası (1300 metresi) işgal edilerek Marina Yat Limanı, Lara sahilinin 87.986 metrekaresi de Kurvaziyer Limanı yapılacak.
AKP iktidarı ne halkı düşünüyor, ne sahili, ne doğayı ne de insanı…
Türkiye’de har vurup harman savrulan bütçe gelirleri
tükendi. Satacak bir şey kalmadı. Üretim
gittikçe düşüyor. Tarım mahvoldu. Üretici karın tokluğuna çalışıyor. ABD Doları başını aldı gidiyor. Ülke savaşın içine sokuldu. Döviz getirecek bir şeyler bulmak gerekiyor. Bu da yap-işlet-devret modeliyle Türkiye’nin en güzel sahillerini birilerine peşkeş çekerek yapılmak isteniyor. Böyle bir projeyi üstlenen yabancı şirket; yapacağı harcamalar için memleketinden döviz getirecek ve yatırım yapacak…
Durum böyle olunca birinci derecede SİT alanları bile feda edilebilir değil mi?
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na
tahsisli olan ve İçerisinde çeşitli kumul eko sistemi, florası, faunası,
endemik türleri ve alana özgü bozuk formlu kızılçamları ve çeşitli kuş
türlerini de barındıran 3 milyon 632 bin 784 m2 yüzölçümlü 1. Derecede Doğal
SİT Alanı Lara Kent Parkı’nın 87 bin 986 m2’si de proje kapsamındadır.
Büyükşehir Belediyesi’nin; orman alanlarının kamulaştırılması mümkün olamadığı
için Orman Kanunu’nun 16. ve 17. Maddeleri gereği Antalya Orman Bölge
Müdürlüğü’nden gerekli izinlerin alındığı anlaşılıyor…
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin eski Lara Birlik Plajı’nın
(Lara Plajı) bulunduğu bölgeye yapmayı planlayıp yap-işlet-devret (YİD) modeli
ile 30 yıllığına ihale etmek istediği Yat ve Kruvaziyer Limanı, Otel, AVM
Projesi ile ilgili hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) başvurusu Çevre
ve şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulundu.
Sekiz kilometrelik Konyaaltı Plajının bin üç yüz metre
uzunluğundaki kısmının Marina Yat Limanı yapılmasına ilişkin projenin de
yakında ihaleye çıkacağı tahmin ediliyor.
Böylece Antalya halkının, hatta dünyanın en güzel iki plajı
kentin iki ucundan ayrı ayrı kemiriliyor.
Antalya İstanbullaştırılıyor.
Antalya Betonlaştırılıyor.
Verilen habere göre; “Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı
ÇED dosyasındaki bilgilere göre, projenin karma ve entegre proje olmasından
dolayı, özelliği ve yatırım miktarı ile 1 milyon kurvaziyer kaynaklı turistin
ve 19 bin DWT kurvaziyer gemilerinin limana gelmesi, bunun yanında 426 yat
kapasiteli yat limanı iye yatçılık alanında bölgesel bir merkezin tesisi ve
karasal fonksiyonlarla Antalya için alternatif bir sosyo-ekonomik merkez
oluşturulması hedeflendi. Projenin ana amacı ise kullanıcılar dikkate alınarak
kurvaziyer kaynaklı turist olmasından dolayı projenin ana hedefi kurvaziyer
liman olarak vurgulandı. ÇED sürecinin tamamlanmasının ardından projenin
tamamlanma süresi ise 3 yıl olarak belirlendi.”
Burada bir tuhaflık görmüyor musunuz?
Madem bu projede yat limanı var; Konyaaltı sahilini
mahvedecek diğer yat limanı projesine ne gerek var?
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’den rica
ediyoruz; lütfen hiç olmazsa Konyaaltı sahilindeki yat limanından vaz geçin
Doğal olan hiçbir şey kalmayınca kadar
böyle sürdürülecek mi?
Bu işin bir sonu yok mu?
Cumhuriyeti bitirmek, elde ne varsa satmak çözüm müdür?
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz…